Resulüllah’ın sünnetinin yazılmasının engellenişi -2
Muaviye’nin dönemi. Taberi şöyle rivayet etmektedir: “Hicret’in 41. yılında Muaviye, Muğiyre b. Şube’yi Kûfe valiliğine atayınca, yanına çağırarak ona şöyle dedi
16.12.2022 20:16:00





Muaviye'nin dönemi. Taberi şöyle rivayet etmektedir: "Hicret'in 41. yılında Muaviye, Muğiyre b. Şube'yi Kûfe valiliğine atayınca, yanına çağırarak ona şöyle dedi:
Sana bir çok şey hakkında tavsiyede bulunmak istiyorum. Fakat onların tümünü kendi iş becerine bırakıyor ve söylemiyorum.
Ancak şunu hatırlatmadan geçemeyeceğim. Ali'yi kötülemekten ve hakkında çirkin şeyler söylemekten, Osman hakkında ise rahmet ve mağfiret dilemekten gaflet etme.
Ali dostlarının kişiliğini kırmayı Osman taraftarlarını ise yüceltmeyi ve onları kendine yaklaştırmayı unutma..."
Medaini, Ehdas adlı kitabında şöyle yazıyor: "Muaviye, amu'l cemaa'den (Hz. Hasan'la Muaviye'nin sulh yılı) sonra bütün valilerine ve amirlerine şöyle yazdı:
'Ben, Ebu Tûrab'ın (Hz. Ali) faziletiyle ilgili hadis rivayet edenlerden beriyim. Ve onları düşman bilmekteyim.'
Muaviye'nin bu emri uygulanırken Kûfe halkı büyük felaketlere uğradılar."
Muaviye'nin bu emri üzerine Hucr b. Adiyy ve arkadaşlarının elleri bağlanarak boyunları vuruldu. Ruşeyd Haceri ve Meysem-i Temmar darağacına asılarak öldürüldü.
Ömer b. Abdülaziz döneminde
Ömer b. Abdulaziz, Medine halkına şöyle yazdı: "Resulüllah'ın hadislerine dikkat edin ve onları yazın, ben bu ilmin, sahiplerinin ölmesiyle yok olmasından endişeleniyorum."
İbn-i Şehab ez-Zühri, hicri birinci yüzyılda Ömer b. Abdülaziz'in emriyle hadis yazmaya girişen ilk kişidir.
Fakat H. 101 yılında halifenin zehirlenerek öldürülmesi nedeniyle onun bu işi tamamlanmadı. Ve yazdığı hadisler de yok olup gitti.
İbn-i Hacer'in bu konuda Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm'ın biyografisinde kaydettiği rivayet özetle şöyledir:
"Ömer b. Abdülaziz, İbn-i Şehab'a bir mektup yazarak Resulüllah'ın hadislerini bir araya toplamasını emretti.
Fakat İbn-i Şehab'ın ölümünden bir süre sonra oğlu, 'Babamın yazdıkları yok olup gitti' dedi..."
İbn-i Şehab dışında hadisleri toplayıp yazanlar da vardı. Ama onların yazdıkları da yok olup gitti.
Nihayet Abbasi halifelerinin ikincisi Mansur, hilafete geçince ulemayı hadisleri toplamaya teşvik etti. Zehebi H. 143 yılının olaylarını anlatırken bu konuda şöyle yazıyor:
"Bu yılda İslam uleması hadisleri, fıkıh ve tefsiri yazmaya koyuldular. İbn-i Cureyc, Mekke'de kendi eserlerini yazdı, Said b. Ebi Arube, Hammad b. Seleme ve diğerleri Basra'da hadisleri yazmaya başladılar.
Evzai, Şam'da kendi kitabını, Mâlik de Medine'de Muvatta'sını yazdı. İbn-i İshak "Meğazi" kitabını, Muammer Yemen'de, Ebu Hanife ve diğerleri Kûfe'de fıkıh ve kendi görüşlerini yazdılar.
Süfyan-i Sevri "el-Cami" kitabını yazdı. Ondan kısa bir süre sonra Haşim de kendi kitaplarını derledi. Mısır'da Leys ve İbn Luhey de yazmaya başladılar.
Ve yine İbn-i Mübarek, Ebu Yusuf ve İbn-i Veheb de yazmaya koyuldular.
Böylece din kitaplarının yazılması ve onların çeşitli bölümlere ayrılması çoğalmaya başladı. Çok sayıda Arapça lügat ve tarih kitapları yazıldı.
Halbuki daha önce ileri gelen ulema kendi hafızalarına veya ellerindeki doğru yazılmayan küçük yazılara müracaat ederek konuşuyorlardı. Allah'a şükür böylece ilim edinmek kolaylaştı. Ezberlemek ve hafızaya yerleştirmek metodu gittikçe azaldı. Bundan dolayı tüm işleri elinde bulunduran Allah'a hamd olsun..."
Suyuti de bu konuyu Tarih'ul Hulefa'da nakletmiştir. Yine Mevsuatu'l Fıkhi'l İslami'de şöyle geçmiştir:
"Mansur-i Devaniki Hicret'in 143. yılında hac yapınca Mâlik'i "Muvatta" kitabını yazmaya teşvik etti. Mansur ve valileri ulemayı telif ve yazmaya teşvik ediyorlardı. Bunun üzerine İbn-i Cureyc, İbn-i Arube, İbn Uyayne, diğer fakihler ve öğrencileri çeşitli kitapları telif ettiler."
Bizim burada kaydettiklerimiz, bu tarihten önce de hadis yazıldığını bildiren rivayetlerle -örneğin Abdullah b. Amr b. As'ın es- Sahifatu's Sadıka veya tabiinden Zühri'nin hadis alanında ayrı bir kitabı olduğunu bildiren rivayetlerle- çelişmemektedir.
Çünkü bu gibi kitapların sadece isimleri, hadis yazımına izin verilen asrın ulemasına ulaşmıştır, kendileri değil!
Eseru'l Eilmme Fi İhyai's-Sünnet adlı eserin 11 ve 12. ciltlerinde Muaviye'nin hilafeti döneminde hadis uydurma girişimi ve halifelerin siyasetini teyit etmek için uydurulan çelişkili hadisler de mevcuttur." (Kaynaklar ve geniş bilgi için bakınız Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eseri)
Sana bir çok şey hakkında tavsiyede bulunmak istiyorum. Fakat onların tümünü kendi iş becerine bırakıyor ve söylemiyorum.
Ancak şunu hatırlatmadan geçemeyeceğim. Ali'yi kötülemekten ve hakkında çirkin şeyler söylemekten, Osman hakkında ise rahmet ve mağfiret dilemekten gaflet etme.
Ali dostlarının kişiliğini kırmayı Osman taraftarlarını ise yüceltmeyi ve onları kendine yaklaştırmayı unutma..."
Medaini, Ehdas adlı kitabında şöyle yazıyor: "Muaviye, amu'l cemaa'den (Hz. Hasan'la Muaviye'nin sulh yılı) sonra bütün valilerine ve amirlerine şöyle yazdı:
'Ben, Ebu Tûrab'ın (Hz. Ali) faziletiyle ilgili hadis rivayet edenlerden beriyim. Ve onları düşman bilmekteyim.'
Muaviye'nin bu emri uygulanırken Kûfe halkı büyük felaketlere uğradılar."
Muaviye'nin bu emri üzerine Hucr b. Adiyy ve arkadaşlarının elleri bağlanarak boyunları vuruldu. Ruşeyd Haceri ve Meysem-i Temmar darağacına asılarak öldürüldü.
Ömer b. Abdülaziz döneminde
Ömer b. Abdulaziz, Medine halkına şöyle yazdı: "Resulüllah'ın hadislerine dikkat edin ve onları yazın, ben bu ilmin, sahiplerinin ölmesiyle yok olmasından endişeleniyorum."
İbn-i Şehab ez-Zühri, hicri birinci yüzyılda Ömer b. Abdülaziz'in emriyle hadis yazmaya girişen ilk kişidir.
Fakat H. 101 yılında halifenin zehirlenerek öldürülmesi nedeniyle onun bu işi tamamlanmadı. Ve yazdığı hadisler de yok olup gitti.
İbn-i Hacer'in bu konuda Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm'ın biyografisinde kaydettiği rivayet özetle şöyledir:
"Ömer b. Abdülaziz, İbn-i Şehab'a bir mektup yazarak Resulüllah'ın hadislerini bir araya toplamasını emretti.
Fakat İbn-i Şehab'ın ölümünden bir süre sonra oğlu, 'Babamın yazdıkları yok olup gitti' dedi..."
İbn-i Şehab dışında hadisleri toplayıp yazanlar da vardı. Ama onların yazdıkları da yok olup gitti.
Nihayet Abbasi halifelerinin ikincisi Mansur, hilafete geçince ulemayı hadisleri toplamaya teşvik etti. Zehebi H. 143 yılının olaylarını anlatırken bu konuda şöyle yazıyor:
"Bu yılda İslam uleması hadisleri, fıkıh ve tefsiri yazmaya koyuldular. İbn-i Cureyc, Mekke'de kendi eserlerini yazdı, Said b. Ebi Arube, Hammad b. Seleme ve diğerleri Basra'da hadisleri yazmaya başladılar.
Evzai, Şam'da kendi kitabını, Mâlik de Medine'de Muvatta'sını yazdı. İbn-i İshak "Meğazi" kitabını, Muammer Yemen'de, Ebu Hanife ve diğerleri Kûfe'de fıkıh ve kendi görüşlerini yazdılar.
Süfyan-i Sevri "el-Cami" kitabını yazdı. Ondan kısa bir süre sonra Haşim de kendi kitaplarını derledi. Mısır'da Leys ve İbn Luhey de yazmaya başladılar.
Ve yine İbn-i Mübarek, Ebu Yusuf ve İbn-i Veheb de yazmaya koyuldular.
Böylece din kitaplarının yazılması ve onların çeşitli bölümlere ayrılması çoğalmaya başladı. Çok sayıda Arapça lügat ve tarih kitapları yazıldı.
Halbuki daha önce ileri gelen ulema kendi hafızalarına veya ellerindeki doğru yazılmayan küçük yazılara müracaat ederek konuşuyorlardı. Allah'a şükür böylece ilim edinmek kolaylaştı. Ezberlemek ve hafızaya yerleştirmek metodu gittikçe azaldı. Bundan dolayı tüm işleri elinde bulunduran Allah'a hamd olsun..."
Suyuti de bu konuyu Tarih'ul Hulefa'da nakletmiştir. Yine Mevsuatu'l Fıkhi'l İslami'de şöyle geçmiştir:
"Mansur-i Devaniki Hicret'in 143. yılında hac yapınca Mâlik'i "Muvatta" kitabını yazmaya teşvik etti. Mansur ve valileri ulemayı telif ve yazmaya teşvik ediyorlardı. Bunun üzerine İbn-i Cureyc, İbn-i Arube, İbn Uyayne, diğer fakihler ve öğrencileri çeşitli kitapları telif ettiler."
Bizim burada kaydettiklerimiz, bu tarihten önce de hadis yazıldığını bildiren rivayetlerle -örneğin Abdullah b. Amr b. As'ın es- Sahifatu's Sadıka veya tabiinden Zühri'nin hadis alanında ayrı bir kitabı olduğunu bildiren rivayetlerle- çelişmemektedir.
Çünkü bu gibi kitapların sadece isimleri, hadis yazımına izin verilen asrın ulemasına ulaşmıştır, kendileri değil!
Eseru'l Eilmme Fi İhyai's-Sünnet adlı eserin 11 ve 12. ciltlerinde Muaviye'nin hilafeti döneminde hadis uydurma girişimi ve halifelerin siyasetini teyit etmek için uydurulan çelişkili hadisler de mevcuttur." (Kaynaklar ve geniş bilgi için bakınız Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eseri)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.