Meclis'imizin 308 kabul,193 ret ve 9 çekimser oyla onaylayıp çıkarttığı 6 Şubat tarihli 'Amerikan tezkeresi'nin, zannediyorum, herkes gibi siz de 'sadece üslerin onarımı, inşa ve altyapı modernizasyonu'na ilişkin olduğunu düşünüyordunuz. Öyle değilmiş... Tezkere, ABD'nin 'Türkiye'deki bazı askeri üs ve tesisler ile limanlarda gerekli yenileştirme, geliştirme, inşaat ve tevsi çalışmaları ile altyapı faaliyetlerinde bulunması'na imkan vermiyormuş sadece. İlişikte ABD'ye başka fırsatlar da verilmiş ama bu bilgi, kamuoyuna açıklanmamıştı.
Meğer ilk tezkere sonrası Ankara'nın ABD'yle yaptığı anlaşmaya göre; Amerikan ordusu, Türk topraklarında lojistik yığınak için merkezler kurabilecek, tank ve top gibi silahlar dışında bütün araçlarını Türkiye'ye getirebilecek...
Adamlar bunu yaptılar.
Ne zaman ki, ikinci tezkere reddedilmesine rağmen Amerika, ülkemizdeki askeri sevkiyat ve çalışmalarını aynen devam ettirdi; işte o zaman hareketliliğin izahı yapıldı ma'lumu i'lam kabilinden...
Milletin şok olması önlendi.
Anlayacağınız, herşey kontrol altında.
Bazıları, Mardin ve Silopi'deki tezkeresiz Amerikan varlığını izah edemiyordu. Hatta sözkonusu bölgelerdeki Amerikan askeri varlığının, 'üslerin modernizasyonu şeklinde algılanan ilk Amerikan tezkeresi'yle bağlantısını kuramıyordu. Bu yanlış algılama giderildi ve bağlantı kuruldu. İlk tezkerenin, sadece bazı üs ve limanların onarımı, modernizasyonu ve inşaat işlerine ilişkin olmadığı belirtildi.
Buna da şükür... Hiçbir bilgi de verilmeyebilirdi.
Hem, demokrasilerde 'her tezkere oyunu'nu milletin bilmesi gerektiği şeklinde bir kural mı var?
Benim merak ettiğim şey vekillerimizle ilgili...
Acaba vekillerimiz, tezkerenin 'bu türden içeriği'ni biliyorlar mıydı?
CHP grubu, bu ilk Amerikan tezkeresinin 'sonradan açıklanan içeriğinden haberdar' mıydı?
Vekillerimiz, sözkonusu içerikten haberdar idilerse, ikinci tezkereye karşı bu kadar âlâyıvâlâ da neyin nesiydi?
Meğer dananın derisi, ilk tezkerede yüzülmüş.
Yoksa adamlar, İskenderun'da öyle rahat olabilirler miydi?
İzinleri olmasa, adamlar ta nereden, dünyanın öbür ucundan bu kadar gemiyi, askeri ve mühimmatı 'kendi evleri gibi' yığabilirler miydiler İskenderun'a? 'Tezkerenin milyonda bir çıkmama riski'ni görselerdi adım atarlar mıydı? Ellerini kollarını sallayarak Mardin'e, Silopi'ye, Kuzey Irak'a gidebilirler miydi?
Son tezkere 'kuyruk tezkeresi'ymiş meğer.
'Asker gönderme ve Türkiye'de yabancı asker bulundurma tezkeresi' diye bilinen bu son 'kuyruk tezkeresi'yle, ABD'nin, Türkiye'de 3 karargah kurmasına imkan sağlanacaktı. Bu karargahlar Ankara, Diyarbakır ve Adana-İncirlik'te kurulacaktı.
Kurulacak...
Tezkerenin, 'trilyonda bir' dahi olsa 'çıkmama ihtimali' yok... Çıkacak. Yakında ABD'nin tüm isteklerine emme-basma tulumba gibi 'evet' denilecek.
Amerikalı kurmaylar, hiç merak etmesin; bu kuyruk tezkeresi de yakında çıkar. Amerikalılar Türkiye'deki alış-verişlerinde ödemek zorunda kaldıkları KDV ve ÖTV'ye takıldıkları gibi öyle üç-beş dolarlık pakete de takılmasınlar; karşılıksız da bu işler hallolur.
Aş pişmiş, iş bitmiş; bundan sonra öyle masayı devirecek 'yiğit' zor çıkar. Çıkmaz demek onuruma dokunduğu için 'zor çıkar' diyorum; yoksa nerede o yürekler.
Kim bilir, bu gidişle belki de 'tezkereye hayır' diyenler pek yakında 'vatana ihanet etmekle' suçlanacak!
Son bir not daha düşeyim ki, BM şartı-martı hikayesinin de maval olduğunu bilelim... Nükleer ve kimyasal kitle imha silahlarına sahip olduğu ve silahsızlanmadığı gerekçesiyle Irak'a saldırı hazırlığında bulunan ABD'nin Kongresi'nde konuşan, Ulusal Nükleer Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı Everet Beckner, ABD'nin 'yeni nesil nükleer silahları' denemek için hazırlık yaptığını açıkladı. Bunun için şimdilik 21 milyon dolar bütçe ayrılmış.
Bütün bu olup bitenler karşısında, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, diyecek yürek aranıyor. Yüreğine 'tezkere oyunlarının vaveylaları' ve 'dolarların hışırtıları' düşmemiş delikanlı arıyor millet.
Birinci Dünya Savaşı sonrası 'borca batırılmış Osmanlı'ya kuzeydoğumuzda Ermenistan'ın kurulmasının Sevr'in bir maddesi olarak dayatıldığını, bu maddenin bizzat ABD tarafından konulduğunu ve hatta yeni Ermenistan'ın sınırlarının 'bizzat ABD Başkanı tarafından çizilmesi'nin şart koşulduğunu bir kez daha hatırlatarak; güneydoğumuzdaki 'Büyük Oyun'a küçük 'tezkere oyunları'yla bu kadar destek verilmesinin, Türk tarihinin maalesef kırılma noktası olacağının altını çiziyorum.
Yeni tezkere'ye hayır denmeyerek dananın kuyruğu kopartılırsa; korkarım yakında Türkiye'nin güneydoğudan kuyruğu, Kıbrıs'tan kuyruğu, Ege kıyılarından kuyrukları kopartılmaya başlanacak. Ülke 'bedeli belirlenmiş' yolunmaya hazır 'üç-beş dolarlık tavuk' pozisyonuna düşürülecek. Dünya asıl o zaman üzerimize çullanacak... Yazık.
Ankara, bu oyunu bozmalı; vekillerimiz, tezkere oyunlarının figüranı olmaktan uzak durmalı.
Meğer ilk tezkere sonrası Ankara'nın ABD'yle yaptığı anlaşmaya göre; Amerikan ordusu, Türk topraklarında lojistik yığınak için merkezler kurabilecek, tank ve top gibi silahlar dışında bütün araçlarını Türkiye'ye getirebilecek...
Adamlar bunu yaptılar.
Ne zaman ki, ikinci tezkere reddedilmesine rağmen Amerika, ülkemizdeki askeri sevkiyat ve çalışmalarını aynen devam ettirdi; işte o zaman hareketliliğin izahı yapıldı ma'lumu i'lam kabilinden...
Milletin şok olması önlendi.
Anlayacağınız, herşey kontrol altında.
Bazıları, Mardin ve Silopi'deki tezkeresiz Amerikan varlığını izah edemiyordu. Hatta sözkonusu bölgelerdeki Amerikan askeri varlığının, 'üslerin modernizasyonu şeklinde algılanan ilk Amerikan tezkeresi'yle bağlantısını kuramıyordu. Bu yanlış algılama giderildi ve bağlantı kuruldu. İlk tezkerenin, sadece bazı üs ve limanların onarımı, modernizasyonu ve inşaat işlerine ilişkin olmadığı belirtildi.
Buna da şükür... Hiçbir bilgi de verilmeyebilirdi.
Hem, demokrasilerde 'her tezkere oyunu'nu milletin bilmesi gerektiği şeklinde bir kural mı var?
Benim merak ettiğim şey vekillerimizle ilgili...
Acaba vekillerimiz, tezkerenin 'bu türden içeriği'ni biliyorlar mıydı?
CHP grubu, bu ilk Amerikan tezkeresinin 'sonradan açıklanan içeriğinden haberdar' mıydı?
Vekillerimiz, sözkonusu içerikten haberdar idilerse, ikinci tezkereye karşı bu kadar âlâyıvâlâ da neyin nesiydi?
Meğer dananın derisi, ilk tezkerede yüzülmüş.
Yoksa adamlar, İskenderun'da öyle rahat olabilirler miydi?
İzinleri olmasa, adamlar ta nereden, dünyanın öbür ucundan bu kadar gemiyi, askeri ve mühimmatı 'kendi evleri gibi' yığabilirler miydiler İskenderun'a? 'Tezkerenin milyonda bir çıkmama riski'ni görselerdi adım atarlar mıydı? Ellerini kollarını sallayarak Mardin'e, Silopi'ye, Kuzey Irak'a gidebilirler miydi?
Son tezkere 'kuyruk tezkeresi'ymiş meğer.
'Asker gönderme ve Türkiye'de yabancı asker bulundurma tezkeresi' diye bilinen bu son 'kuyruk tezkeresi'yle, ABD'nin, Türkiye'de 3 karargah kurmasına imkan sağlanacaktı. Bu karargahlar Ankara, Diyarbakır ve Adana-İncirlik'te kurulacaktı.
Kurulacak...
Tezkerenin, 'trilyonda bir' dahi olsa 'çıkmama ihtimali' yok... Çıkacak. Yakında ABD'nin tüm isteklerine emme-basma tulumba gibi 'evet' denilecek.
Amerikalı kurmaylar, hiç merak etmesin; bu kuyruk tezkeresi de yakında çıkar. Amerikalılar Türkiye'deki alış-verişlerinde ödemek zorunda kaldıkları KDV ve ÖTV'ye takıldıkları gibi öyle üç-beş dolarlık pakete de takılmasınlar; karşılıksız da bu işler hallolur.
Aş pişmiş, iş bitmiş; bundan sonra öyle masayı devirecek 'yiğit' zor çıkar. Çıkmaz demek onuruma dokunduğu için 'zor çıkar' diyorum; yoksa nerede o yürekler.
Kim bilir, bu gidişle belki de 'tezkereye hayır' diyenler pek yakında 'vatana ihanet etmekle' suçlanacak!
Son bir not daha düşeyim ki, BM şartı-martı hikayesinin de maval olduğunu bilelim... Nükleer ve kimyasal kitle imha silahlarına sahip olduğu ve silahsızlanmadığı gerekçesiyle Irak'a saldırı hazırlığında bulunan ABD'nin Kongresi'nde konuşan, Ulusal Nükleer Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı Everet Beckner, ABD'nin 'yeni nesil nükleer silahları' denemek için hazırlık yaptığını açıkladı. Bunun için şimdilik 21 milyon dolar bütçe ayrılmış.
Bütün bu olup bitenler karşısında, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, diyecek yürek aranıyor. Yüreğine 'tezkere oyunlarının vaveylaları' ve 'dolarların hışırtıları' düşmemiş delikanlı arıyor millet.
Birinci Dünya Savaşı sonrası 'borca batırılmış Osmanlı'ya kuzeydoğumuzda Ermenistan'ın kurulmasının Sevr'in bir maddesi olarak dayatıldığını, bu maddenin bizzat ABD tarafından konulduğunu ve hatta yeni Ermenistan'ın sınırlarının 'bizzat ABD Başkanı tarafından çizilmesi'nin şart koşulduğunu bir kez daha hatırlatarak; güneydoğumuzdaki 'Büyük Oyun'a küçük 'tezkere oyunları'yla bu kadar destek verilmesinin, Türk tarihinin maalesef kırılma noktası olacağının altını çiziyorum.
Yeni tezkere'ye hayır denmeyerek dananın kuyruğu kopartılırsa; korkarım yakında Türkiye'nin güneydoğudan kuyruğu, Kıbrıs'tan kuyruğu, Ege kıyılarından kuyrukları kopartılmaya başlanacak. Ülke 'bedeli belirlenmiş' yolunmaya hazır 'üç-beş dolarlık tavuk' pozisyonuna düşürülecek. Dünya asıl o zaman üzerimize çullanacak... Yazık.
Ankara, bu oyunu bozmalı; vekillerimiz, tezkere oyunlarının figüranı olmaktan uzak durmalı.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019