Atatürk'ün vefatından 4 ay önce Türkiye, Irak, İran ve Afganistan arasında Sadabat Paktı'nın imzalanmasından tam 80 yıl sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İranlı mevkıdaşı Hasan Ruhani, Sadabat Sarayı'nda dün çok önemli bir görüşme gerçekleştirdi.
Atatürk'lü Türkiye'nin 80 yıl önce başardığı Sadabat Paktı anlaşmasıyla Türkiye, İran ve Irak sınırları güvence altına alınmıştı. Taraf ülkeler saldırmazlık ve iyi komşuluk için anlaşmış, ayrıca Atatürk'ün 'yurtta barış dünyada barış' prensibi gereği genç Türkiye'nin barış yanlısı olduğu tüm dünyaya deklare edilmişti.
Bugün gelinen noktada Türkiye, İran ve Irak sınırları büyük tehdit altında ve ülkemiz komşularıyla derin anlaşmazlıklar yaşıyor.
Bu mevcut durum İran'la Türkiye arasındaki bu yakınlaşmanın önemini katbekat artırıyor.
Dün Sadabat Sarayı'nda gerçekleşen zirveden sonra iki lider, açıklama için basın mensuplarının karşısına geçti.
Erdoğan ile Ruhani'nin soru alınmayan basın açıklamasındaki ifadeleri, günümüz Türkiye'sinin Atatürk'ün 80 yıl önce gördüğü ufka doğru dümen kırdığı izlenimi vermesi açısından umutlarımızı yeşertti.
Girilen bu yolda sebat gösterilmesinin her iki ülke açısından da faydalı olacağı muhakkak.
'Türkiye ve İran istikrar ekseni'
Başbaşa görüşmeden sonra açıklama yapan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani konuşmasında İran ile Türkiye'nin bölgede istikrarın ekseni olduğuna vurgu yaptı.
Her iki lider de Irak ve Suriye'de toprak bütünlüğüne dikkat çekti.
Mezhep ayrımcılığının tehlikesine değinen Erdoğan ve Ruhani, bölgeyi tehdit eden terör örgütleri karşısında tam işbirliği mesajı verdiler.
Suriye krizi konusunda Astana Süreci'nin işletileceğini söyleyen Erdoğan,
"Suriye'de çatışmasızlık bölgesini çok çok önemsiyoruz" dedi.
Barzani'ye karşı üçlü işbirliği
Kuzey Irak'ın bağımsızlık referandumuyla ilgili olarak İran Cumhurbaşkanı Ruhani, "İran, Türkiye ve Irak arasında üçlü işbirliğine Kuzey Irak konusunda ihtiyaç duyulmaktadır. Bizim amacımız üniter bir Irak devletidir" derken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise "Barzani yönetiminin gayrimeşru referandumunu tanımadığımızı ilan ettik. Mossad'la masaya oturup verilen karar gayrimeşrudur. Irak'taki muhatabımız merkezi hükümettir. Kuzey Irak'a karşı bundan sonra şartları daha da ağırlaştıracağız" dedi.
Milli paralarla ticaret kararı
Zirvede ekonomi konusunda alınan en önemli karar şüphesiz Türkiye ile İran'ın aralarındaki ticarette milli paralarını kullanma kararıydı.
Ekonomik ilişkileri daha ileri götürmek için önemli kararlar aldıklarını açıklayan İran Cumhurbaşkanı Ruhani, "Türkiye ile İran arasındaki ticaret milli para birimleri ile yapılacak" dedi. "Milli parayla alışveriş yapma sürecini hayata geçirme kararını verdik" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan da iki ülke Merkez bankalarının önümüzdeki hafta bu konudaki anlaşmayı imzalayacaklarını açıkladı.
Malumunuz 'milli paralarla ticaret' kuralı, Prof. Dr. Haydar Baş'ın tezi olan Milli Ekonomi Modeli'nde ifade edilen formüllerinden bir tanesi.
Çok büyük krizlerle karşı karşıya olan ülkemiz açısından aslında her şeyin henüz bitmemiş olduğunu gösteren gelişmeler bunlar.
Son yıllarda önce BOP fırtınasıyla savrulan sonra Arap Baharı tufanına kapılan Türkiye'nin asker Atatürk'ün 80 yıl önce ülkemizi soktuğu Sadabat Paktı kulvarında bugün 'Hoca Atatürk Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu 'milli paralarla ticaret' formülüyle yürümeye gayret etmesi, -devamı gelirse- başta Türkiye ve İran olmak üzere tüm coğrafyamız için güzel günlerin gelebileceğine işaret.
Hadi hayırlısı?
Atatürk'lü Türkiye'nin 80 yıl önce başardığı Sadabat Paktı anlaşmasıyla Türkiye, İran ve Irak sınırları güvence altına alınmıştı. Taraf ülkeler saldırmazlık ve iyi komşuluk için anlaşmış, ayrıca Atatürk'ün 'yurtta barış dünyada barış' prensibi gereği genç Türkiye'nin barış yanlısı olduğu tüm dünyaya deklare edilmişti.
Bugün gelinen noktada Türkiye, İran ve Irak sınırları büyük tehdit altında ve ülkemiz komşularıyla derin anlaşmazlıklar yaşıyor.
Bu mevcut durum İran'la Türkiye arasındaki bu yakınlaşmanın önemini katbekat artırıyor.
Dün Sadabat Sarayı'nda gerçekleşen zirveden sonra iki lider, açıklama için basın mensuplarının karşısına geçti.
Erdoğan ile Ruhani'nin soru alınmayan basın açıklamasındaki ifadeleri, günümüz Türkiye'sinin Atatürk'ün 80 yıl önce gördüğü ufka doğru dümen kırdığı izlenimi vermesi açısından umutlarımızı yeşertti.
Girilen bu yolda sebat gösterilmesinin her iki ülke açısından da faydalı olacağı muhakkak.
'Türkiye ve İran istikrar ekseni'
Başbaşa görüşmeden sonra açıklama yapan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani konuşmasında İran ile Türkiye'nin bölgede istikrarın ekseni olduğuna vurgu yaptı.
Her iki lider de Irak ve Suriye'de toprak bütünlüğüne dikkat çekti.
Mezhep ayrımcılığının tehlikesine değinen Erdoğan ve Ruhani, bölgeyi tehdit eden terör örgütleri karşısında tam işbirliği mesajı verdiler.
Suriye krizi konusunda Astana Süreci'nin işletileceğini söyleyen Erdoğan,
"Suriye'de çatışmasızlık bölgesini çok çok önemsiyoruz" dedi.
Barzani'ye karşı üçlü işbirliği
Kuzey Irak'ın bağımsızlık referandumuyla ilgili olarak İran Cumhurbaşkanı Ruhani, "İran, Türkiye ve Irak arasında üçlü işbirliğine Kuzey Irak konusunda ihtiyaç duyulmaktadır. Bizim amacımız üniter bir Irak devletidir" derken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise "Barzani yönetiminin gayrimeşru referandumunu tanımadığımızı ilan ettik. Mossad'la masaya oturup verilen karar gayrimeşrudur. Irak'taki muhatabımız merkezi hükümettir. Kuzey Irak'a karşı bundan sonra şartları daha da ağırlaştıracağız" dedi.
Milli paralarla ticaret kararı
Zirvede ekonomi konusunda alınan en önemli karar şüphesiz Türkiye ile İran'ın aralarındaki ticarette milli paralarını kullanma kararıydı.
Ekonomik ilişkileri daha ileri götürmek için önemli kararlar aldıklarını açıklayan İran Cumhurbaşkanı Ruhani, "Türkiye ile İran arasındaki ticaret milli para birimleri ile yapılacak" dedi. "Milli parayla alışveriş yapma sürecini hayata geçirme kararını verdik" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan da iki ülke Merkez bankalarının önümüzdeki hafta bu konudaki anlaşmayı imzalayacaklarını açıkladı.
Malumunuz 'milli paralarla ticaret' kuralı, Prof. Dr. Haydar Baş'ın tezi olan Milli Ekonomi Modeli'nde ifade edilen formüllerinden bir tanesi.
Çok büyük krizlerle karşı karşıya olan ülkemiz açısından aslında her şeyin henüz bitmemiş olduğunu gösteren gelişmeler bunlar.
Son yıllarda önce BOP fırtınasıyla savrulan sonra Arap Baharı tufanına kapılan Türkiye'nin asker Atatürk'ün 80 yıl önce ülkemizi soktuğu Sadabat Paktı kulvarında bugün 'Hoca Atatürk Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu 'milli paralarla ticaret' formülüyle yürümeye gayret etmesi, -devamı gelirse- başta Türkiye ve İran olmak üzere tüm coğrafyamız için güzel günlerin gelebileceğine işaret.
Hadi hayırlısı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024