Yıllardır ABD'nin her isteğine 'evet', AB'nin isteklerine 'tamam' diyen bir dış politika anlayışı var karşımızda. İşte bu teslimiyetçilik Yunana, Rum'a, Ermeni'ye hatta PKK gibi terör örgütlerine bile cesaret vermiş olacak ki aleni bir şekilde devlet ve milletimizi hedef alan açıklamalar yapıyorlar.
Bugünkü yazımda Merhum Atatürk ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın görüşlerinden bir derleme hazırladım. Bakın ne diyorlar?
Atatürk
'İnsaf ve yardım dilenmek gibi bir ilke yoktur. İnsaf ve yardım dilenciliğiyle, ulus ve devlet işleri görülemez. Millet ve devletin onuru ancak bağımsız olmakla sağlanır…
"...Durumu düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan öğüt almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yürütmek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takım düşünceler belirdi.
Oysa hangi bağımsızlık vardır ki, yabancıların öğütleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir…
"Batı ile uyuşma, Türkiye'nin kaçınılmaz olarak köleleştirilmesi anlamına gelecektir."
Milli siyaset
Bizim açık ve uygulama imkanı gördüğümüz siyasi meslek Milli siyasettir. Dünyanın bugünkü şartları ve asırların dimağ ve karakterlerde topladığı hakikatler karşısında hayalperest olmak kadar büyük hata olamaz.
Milletimizin güçlü, mutlu ve devamlı yaşayabilmesi için devletin tamamen milli siyaset takip etmesi ve bu siyasetin iç teşkilatımıza uygun olması ve ona dayanması lazımdır.
Milli siyaset dediğimiz zaman, kastettiğim mana şudur: Kendi milli sınırlarımız içinde , her şeyden önce kendi gücümüze, kuvvetimize dayanarak varlığını muhafaza etmek sureti ile millet ve memleketin saadet ve imarına çalışmak... Aşırı emelleri peşinde Milleti meşgul etmemek ve zarara sokmamak…
Hürmet görmek istiyorsan
Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela bizim, kendi benliğimiz ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen bütün iş ve hareketlerimizle gösterebilmeliyiz. Bilelim ki milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır…
Tam bağımsızlık
Esas, Türk Milleti'nin hasiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla temin olunabilir.
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, bağımsızlıktan mahrum bir millet, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden daha yüksek bir muameleye layık olamaz…
Tam bağımsızlık denildiği zaman elbette, siyasi, mali, iktisadî adlî, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestliktir.
Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet millet ve memleketin gerçek manasında bütün bağımsızlığından mahrumiyet demektir…
Ekonomi
Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun iktisat zaferleriyle taçlandırılmazsa elde edilen zaferler sürüp gidemez, az zamanda söner. Düşmanlara karşı en kuvvetli silahımız iktisat hayatındaki sağlamlık ve başarı olacaktır..."
Prof. Dr. Haydar Baş
'Okyanus ötesinden talimatlı bir dış politika, AB talimatlı iç siyaset ve IMF ve küresel patronlar tarafından yol haritası çizilen bir ekonomi yönetiminin bizi nasıl bir kaosa sürüklediği gün be gün ortaya çıkmaktadır
20-30 yıla erişen uzun bir zamandan beri ülke, millet ve medeniyet meselelerimize dikkat çekerken, etrafımızı sarmış olan ve gittikçe de daralan 'ateş çemberine' vurgular yaptık, bu badirelerden çıkış ve çözüm yolları gösterdik ve de göstermeye devam ediyoruz.
Dış politikamız ABD'ye iç politikamız AB'ye, ekonomimiz ise IMF'ye bağımlı..
Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getiren sebepler
Yaşadığımız ve tüylerimizi ürperten güncel gelişmelere bir de bu perspektiften bakmakta faydalar vardır.
Bizi bölünmenin eşiğine getiren terör belası, devletin temelini oluşturan kurumlar arasındaki çatışmalar, en fazla güvenilmesi gereken kurumlarımıza karşı yürütülen karalama kampanyaları, gittikçe büyüyen işsizlik ve yoksulluk, bunun neticesi olarak ortaya çıkan parçalanmış aileler ve tabii ki gittikçe ayrışan milletimiz, dağılan sosyal hayat…
Ülkemizin bir an önce bu badireden çıkması şarttır. Aksi takdirde bir girdap gibi devlet ve milleti içine çeker, milletimizi ve medeniyetimizi yok eder. Öyleyse, yapılması gereken iş ve çözüm ortadadır.
Çözüm
Çözüm, aslında sorunu tespit ederken gün gibi açığa çıkmaktadır. Bizi 'büyük' yapan değerler ne kadar tahrip ediliyorsa çözülme de o kadar çabuk olmaktadır.
Yapılacak iş; devlet ve milletimizin birlik ve beraberliğini sağlayacak adımları acilen atmak, böylece çözülmenin ve bağbozumunun önüne geçmektir.
Biz, 'Milli Ekonomi Modeli' ve 'Sosyal Devlet-Milli Devlet' tezlerimizde bunu nasıl hayata geçireceğimizi bütün detaylarıyla ortaya koyduk.
Milletimizle buluştuğumuz bütün platformlarda ve yüzlerce bilim adamının iştirak ettiği uluslararası bilimsel kongrelerde bunları izah ettik, yazdığımız makalelerde, katıldığımız televizyon programlarında akıllara takılan sorulara cevap vererek net bir şekilde açıklığa kavuşturduk. Kısaca, çözüm konusunda anlaşılmayan hiçbir şey bırakmadık…
Dış politika esasları
Milletlerin geleceklerini emniyet altına almaları, varlıklarını ve güçlerini devam ettirmeleri için hariciye politikalarını çok hassas bir dengeye oturtmaları şarttır. Bu dengenin iyi ayarlanması, bir ülkenin içte ve dışta itibarını devam ettirmesi ve ağırlığını hissettirmesi açısından çok önemlidir.
Dış politika belirlenirken, esas alınması gerek unsurları şu şekilde sıralamak mümkündür:
1. Dış siyasette takip edilen strateji milli menfaatlere uygun olmalıdır.
2. Süreklilik ve kalıcılık arz etmelidir. Günübirlik hesaplarla dış politika belirlenemez.
3. Şartlara ve zamana göre değişiklikler gösterse de temel itibariyle her ülkenin medeniyeti ve tarihî misyonuyla yoğrulmuş bir devlet stratejisi vardır ve olmalıdır…
Stratejik hatalar
Bir ülkenin, kendi milli menfaatlerine ters politikalar takip eden ve idealler besleyen bir başka ülkeyle kalıcı ilişkiler içine girmesi, çeşitli sahalarda işbirliği yapması ciddi bir stratejik hatadır.
Ve bu gibi hatalar ülkelerin itibarını düşürür, etkinliğini azaltır, gücünü kırar. Buna "günübirlik dış politika yapmak" da diyebiliriz. Bu durumda en açık misal Türkiye'nin Ortadoğu politikasıdır.
Kimlerle dost olunmaz
Eğer bizim değerlerimiz üzerinde komşularımızın bir hesabı varsa, bunun ötesinde coğrafyamız üzerinde bir hesabı varsa, biz asla o milletlerle dış politikayı devam ettiremeyiz.
Şimdi size soruyorum. AB devletlerinin Türkiye coğrafyasında hesabı var mı? Sen nasıl bununla ittifak ediyorsun. Adamın gözü senin topraklarında…
ABD'nin İsrail varken Türkiye ile birlikte olması, hele hele İsrail'in olmadığı bir denklemde bulunması asla mümkün değildir.
Ne yaptı Türkiye? Osmanlıcılık akımı ile birlikte Ortadoğu'yu kendi hâkimiyetine alacak; ABD ile birlikte bir ortak irade geliştirecek. Yani bir hayal ve vehim peşinde koşmaya başladı…
Senin tarih bilgin yok mu? Hiç mi maziye bakıp da bir ders almadın? Hiç mi sana dedelerin, ninelerin bir hikâye anlatmadı?
Bunların davranışları ne milli, ne dini ne de milletlerarası hukuk temeline oturuyor. Sen kalkacaksın, bugüne kadar var olan mücadeleni bir kalemde sileceksin, barış güvercini uçuracaksın. Bu onun acı faturasıdır…"
Sizce?
Bugünkü yazımda Merhum Atatürk ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın görüşlerinden bir derleme hazırladım. Bakın ne diyorlar?
Atatürk
'İnsaf ve yardım dilenmek gibi bir ilke yoktur. İnsaf ve yardım dilenciliğiyle, ulus ve devlet işleri görülemez. Millet ve devletin onuru ancak bağımsız olmakla sağlanır…
"...Durumu düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan öğüt almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yürütmek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takım düşünceler belirdi.
Oysa hangi bağımsızlık vardır ki, yabancıların öğütleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir…
"Batı ile uyuşma, Türkiye'nin kaçınılmaz olarak köleleştirilmesi anlamına gelecektir."
Milli siyaset
Bizim açık ve uygulama imkanı gördüğümüz siyasi meslek Milli siyasettir. Dünyanın bugünkü şartları ve asırların dimağ ve karakterlerde topladığı hakikatler karşısında hayalperest olmak kadar büyük hata olamaz.
Milletimizin güçlü, mutlu ve devamlı yaşayabilmesi için devletin tamamen milli siyaset takip etmesi ve bu siyasetin iç teşkilatımıza uygun olması ve ona dayanması lazımdır.
Milli siyaset dediğimiz zaman, kastettiğim mana şudur: Kendi milli sınırlarımız içinde , her şeyden önce kendi gücümüze, kuvvetimize dayanarak varlığını muhafaza etmek sureti ile millet ve memleketin saadet ve imarına çalışmak... Aşırı emelleri peşinde Milleti meşgul etmemek ve zarara sokmamak…
Hürmet görmek istiyorsan
Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela bizim, kendi benliğimiz ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen bütün iş ve hareketlerimizle gösterebilmeliyiz. Bilelim ki milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır…
Tam bağımsızlık
Esas, Türk Milleti'nin hasiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla temin olunabilir.
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, bağımsızlıktan mahrum bir millet, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden daha yüksek bir muameleye layık olamaz…
Tam bağımsızlık denildiği zaman elbette, siyasi, mali, iktisadî adlî, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestliktir.
Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet millet ve memleketin gerçek manasında bütün bağımsızlığından mahrumiyet demektir…
Ekonomi
Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun iktisat zaferleriyle taçlandırılmazsa elde edilen zaferler sürüp gidemez, az zamanda söner. Düşmanlara karşı en kuvvetli silahımız iktisat hayatındaki sağlamlık ve başarı olacaktır..."
Prof. Dr. Haydar Baş
'Okyanus ötesinden talimatlı bir dış politika, AB talimatlı iç siyaset ve IMF ve küresel patronlar tarafından yol haritası çizilen bir ekonomi yönetiminin bizi nasıl bir kaosa sürüklediği gün be gün ortaya çıkmaktadır
20-30 yıla erişen uzun bir zamandan beri ülke, millet ve medeniyet meselelerimize dikkat çekerken, etrafımızı sarmış olan ve gittikçe de daralan 'ateş çemberine' vurgular yaptık, bu badirelerden çıkış ve çözüm yolları gösterdik ve de göstermeye devam ediyoruz.
Dış politikamız ABD'ye iç politikamız AB'ye, ekonomimiz ise IMF'ye bağımlı..
Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getiren sebepler
Yaşadığımız ve tüylerimizi ürperten güncel gelişmelere bir de bu perspektiften bakmakta faydalar vardır.
Bizi bölünmenin eşiğine getiren terör belası, devletin temelini oluşturan kurumlar arasındaki çatışmalar, en fazla güvenilmesi gereken kurumlarımıza karşı yürütülen karalama kampanyaları, gittikçe büyüyen işsizlik ve yoksulluk, bunun neticesi olarak ortaya çıkan parçalanmış aileler ve tabii ki gittikçe ayrışan milletimiz, dağılan sosyal hayat…
Ülkemizin bir an önce bu badireden çıkması şarttır. Aksi takdirde bir girdap gibi devlet ve milleti içine çeker, milletimizi ve medeniyetimizi yok eder. Öyleyse, yapılması gereken iş ve çözüm ortadadır.
Çözüm
Çözüm, aslında sorunu tespit ederken gün gibi açığa çıkmaktadır. Bizi 'büyük' yapan değerler ne kadar tahrip ediliyorsa çözülme de o kadar çabuk olmaktadır.
Yapılacak iş; devlet ve milletimizin birlik ve beraberliğini sağlayacak adımları acilen atmak, böylece çözülmenin ve bağbozumunun önüne geçmektir.
Biz, 'Milli Ekonomi Modeli' ve 'Sosyal Devlet-Milli Devlet' tezlerimizde bunu nasıl hayata geçireceğimizi bütün detaylarıyla ortaya koyduk.
Milletimizle buluştuğumuz bütün platformlarda ve yüzlerce bilim adamının iştirak ettiği uluslararası bilimsel kongrelerde bunları izah ettik, yazdığımız makalelerde, katıldığımız televizyon programlarında akıllara takılan sorulara cevap vererek net bir şekilde açıklığa kavuşturduk. Kısaca, çözüm konusunda anlaşılmayan hiçbir şey bırakmadık…
Dış politika esasları
Milletlerin geleceklerini emniyet altına almaları, varlıklarını ve güçlerini devam ettirmeleri için hariciye politikalarını çok hassas bir dengeye oturtmaları şarttır. Bu dengenin iyi ayarlanması, bir ülkenin içte ve dışta itibarını devam ettirmesi ve ağırlığını hissettirmesi açısından çok önemlidir.
Dış politika belirlenirken, esas alınması gerek unsurları şu şekilde sıralamak mümkündür:
1. Dış siyasette takip edilen strateji milli menfaatlere uygun olmalıdır.
2. Süreklilik ve kalıcılık arz etmelidir. Günübirlik hesaplarla dış politika belirlenemez.
3. Şartlara ve zamana göre değişiklikler gösterse de temel itibariyle her ülkenin medeniyeti ve tarihî misyonuyla yoğrulmuş bir devlet stratejisi vardır ve olmalıdır…
Stratejik hatalar
Bir ülkenin, kendi milli menfaatlerine ters politikalar takip eden ve idealler besleyen bir başka ülkeyle kalıcı ilişkiler içine girmesi, çeşitli sahalarda işbirliği yapması ciddi bir stratejik hatadır.
Ve bu gibi hatalar ülkelerin itibarını düşürür, etkinliğini azaltır, gücünü kırar. Buna "günübirlik dış politika yapmak" da diyebiliriz. Bu durumda en açık misal Türkiye'nin Ortadoğu politikasıdır.
Kimlerle dost olunmaz
Eğer bizim değerlerimiz üzerinde komşularımızın bir hesabı varsa, bunun ötesinde coğrafyamız üzerinde bir hesabı varsa, biz asla o milletlerle dış politikayı devam ettiremeyiz.
Şimdi size soruyorum. AB devletlerinin Türkiye coğrafyasında hesabı var mı? Sen nasıl bununla ittifak ediyorsun. Adamın gözü senin topraklarında…
ABD'nin İsrail varken Türkiye ile birlikte olması, hele hele İsrail'in olmadığı bir denklemde bulunması asla mümkün değildir.
Ne yaptı Türkiye? Osmanlıcılık akımı ile birlikte Ortadoğu'yu kendi hâkimiyetine alacak; ABD ile birlikte bir ortak irade geliştirecek. Yani bir hayal ve vehim peşinde koşmaya başladı…
Senin tarih bilgin yok mu? Hiç mi maziye bakıp da bir ders almadın? Hiç mi sana dedelerin, ninelerin bir hikâye anlatmadı?
Bunların davranışları ne milli, ne dini ne de milletlerarası hukuk temeline oturuyor. Sen kalkacaksın, bugüne kadar var olan mücadeleni bir kalemde sileceksin, barış güvercini uçuracaksın. Bu onun acı faturasıdır…"
Sizce?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Asker Atatürk ve Hoca Atatürk’ün dış politikaya bakışı / 16.11.2025
- Daha büyük felaketler geliyor / 15.11.2025
- Küfür tek millet, Müslümanlar paramparça / 14.11.2025
- David Phillips’in raporu ve Devlet Bahçeli / 13.11.2025
- Al sana ‘Osmanlı millet sistemi’ / 12.11.2025
- Bizim öğrendiğimiz Atatürk / 10.11.2025
- AKP’nin 22 yıl önceki vaatlerinin sağlamasını yapalım mı? / 09.11.2025
- Maduro neden hedefte? / 08.11.2025
- Kimliğimizi güncellememiz lazım / 07.11.2025
- Türkiyelilik bize uymaz / 06.11.2025
- Daha büyük felaketler geliyor / 15.11.2025
- Küfür tek millet, Müslümanlar paramparça / 14.11.2025
- David Phillips’in raporu ve Devlet Bahçeli / 13.11.2025
- Al sana ‘Osmanlı millet sistemi’ / 12.11.2025
- Bizim öğrendiğimiz Atatürk / 10.11.2025
- AKP’nin 22 yıl önceki vaatlerinin sağlamasını yapalım mı? / 09.11.2025
- Maduro neden hedefte? / 08.11.2025
- Kimliğimizi güncellememiz lazım / 07.11.2025
- Türkiyelilik bize uymaz / 06.11.2025















































































