Sudan'daki katliamların arkasında BAE ve İsrail var
Sudanlı akademisyen Doç. Dr. Tarıg Mohamed Nour Ali, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Sudan'da HDK'yi kullandığını vurgulayarak, "Amaç, Sudan'daki imkanlara, su kaynakları, altın, petrol ve özellikle uranyuma rahatça erişmek. İsrail'in de bu hat üzerinden çıkar beklediğini, HDK'nin bir 'ayak basma aracı'na dönüştüğünü görüyoruz" dedi. BAE ve İsrail, Abraham Anlaşmaları imzalamış iki devlet! Dahası Sudan da aynı anlaşmaya imza atmış!
15.11.2025 00:50:00
HABER MERKEZİ/AA
HABER MERKEZİ/AA





Sudanlı akademisyen Doç. Dr. Tarıg Mohamed Nour Ali, Sudan'da orduya karşı silahlı mücadele yürüten ve ülkenin farklı bölgelerinde sivillere yönelik katliamlarla suçlanan Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) 'İslami' bir yapı olarak tanıtılmasının gerçeği yansıtmadığını belirterek, "HDK, bir ailenin ve belirli kabile kollarının etrafında örgütlenmiş, ırkçılıkla beslenen bir çetedir" dedi. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nour Ali, AA muhabirine, Sudan'da 15 Nisan 2023'ten bu yana süren savaşın seyrini, HDK'nin kökenlerini ve dış bağlantılarını değerlendirdi. Nour Ali, HDK'nin köklerinin dönemin Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in 2003'te Darfur'da patlak veren iç savaşta bölgeyi kontrol altına almak için desteklediği Muhammed Hamdan Dagalu'nun mensup bulunduğu Cancavid milisleri olduğunu hatırlattı. Nour Ali, 2015'te Yemen savaşına Sudan askerleriyle birlikte gönderilen HDK unsurlarının bu süreçte özellikle Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile temasının arttığını, eğitim, para ve silah ağının bu hatla kurulduğunu anlatarak, "Yemen, HDK için bir dönüm noktası oldu. BAE'nin teması, HDK'yi devlet kurumlarından koparan ve onu kendi otonom gücü gibi hareket ettiren bir süreci tetikledi" ifadesini kullandı.
HDK nasıl güç kazandı?
Ömer el-Beşir'in devrilmesinde HDK'nin önemli rol oynadığına işaret eden Nour Ali, sonrasında Dagalu'nun Cumhurbaşkanı Yardımcılığına yükseldiğini ve HDK'nin hızla büyüdüğünü aktararak, "Bu güç sadece yardımcı bir kuvvet olmaktan çıktı, iktidarı tümden ele geçirme hevesine kapıldı" değerlendirmesinde bulundu. Savaşın 15 Nisan 2023'te Hartum'da başladığını hatırlatan Nour Ali, HDK'nin ilk haftada başkentte kritik karargahları ve hava üssünü ele geçirerek hızlı zafer hedeflediğini, bu gerçekleşmeyince çatışmaların ülkeye yayıldığını söyledi. Nour Ali, bu süreçte halkın ordu etrafında kenetlendiğini, halk direnişleri ve yerel silahlanma hareketlerinin HDK'ye karşı sahaya yayıldığını ifade ederek, "Genelkurmay ve hava kuvvetleri gibi kilit askeri merkezler düşmedi. Yaklaşık 1.5 yıl boyunca HDK buralara ağır saldırılar düzenledi ama kalıcı başarı sağlayamadı" dedi. Nour Ali, "HDK, gittiği yerde yağmayı, insanları korkutup göçe zorlamayı ve kadınlara yönelik cinsel saldırıları sistematik bir yöntem gibi kullanıyor. Bu, 2003'ten beri Darfur'da bildiğimiz bir şablon. Sudanlıların kahir ekseriyeti Müslüman. HDK içindeki bireyler de 'Allahu Ekber' diyebilir ama bu, onları İslam'ı temsil eden bir yapı yapmaz. İslam'ın en büyük yasaklarından olan cana kıymayı, ırza saldırıyı ve mala el koymayı yöntem haline getirmiş bir örgüt İslami olamaz. İnsanları öldürürken çekip bunu gururla yayınlıyorlar. HDK, bir ailenin ve belirli kabile kollarının etrafında örgütlenmiş, ırkçılıkla beslenen bir çetedir" diye konuştu.
Hedef Sudan'ın kaynaklarını ele geçirmek
Nour Ali, BAE'nin bölgede HDK'yi kullandığını vurgulayarak, "HDK, BAE ve arkasındaki ağlar tarafından Sudan devletini zayıflatmak için kullanılıyor. Amaç, Sudan'daki imkanlara, su kaynakları, altın, petrol ve özellikle uranyuma rahatça erişmek. İsrail'in de bu hat üzerinden çıkar beklediğini, HDK'nin bir 'ayak basma aracı'na dönüştüğünü görüyoruz" dedi. Darfur'da 2000'lerde de benzer vahşetlerin yaşandığını fakat o dönem medyaya daha az yansıdığını belirten Nour Ali, "Bugün sosyal medyanın yaygınlığı, vahşeti saklanamaz kıldı. Faşir'in düşüşü gibi dönüm anları, HDK'nin yöntemlerinin çıplak biçimde görünmesini sağladı ve dünya genelinde tepkiyi artırdı" şeklinde konuştu. Nour Ali, HDK mensuplarının işledikleri suçlarda cezasız kalacaklarına dair inançlarının, İsrail ordusunun Gazze'de Filistinlilere yönelik saldırılarından aldıkları cesareti yansıttığını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı: "İsrail, Gazze'de işlediği suçlardan dolayı uluslararası arenada ceza almıyor. HDK de aynı koruma kalkanının kendisi için geçerli olduğunu düşünüyor. Arkasında BAE ve İsrail'in desteğini gören bu yapı, benzer bir dokunulmazlık hissiyle hareket ediyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.















































































