Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın "Hz. Fâtıma" eserinde, Sakife'de yaşananlardan sonra İmam Ali'nin nasıl davrandığı hususunda şu bilgiler vardır:
"Hz. Ali, Hz. Ebu Bekir'in halife seçilmesinden sonra toplantıya katılanlara, gelişmeler ile ilgili şunları söyledi: Hz. Ali (a.s.) oradakilere: "Ensar buna ne dedi?" diye sordu. Kendisine Ensar, "Bir halife bizden bir halife sizden olsun teklifini yaptı" diye cevap verince Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "Niçin onlara (şöyle bir) delil ve hüccet ikame etmediniz ki; Resûlullah (s.a.v.) Ensar'dan iyilere iyilikte bulunmayı ve kötülükte bulunanları bağışlamayı vasiyet etti." Oradakiler "Bu vasiyet onların aleyhine nasıl bir delil hüccettir?" diye sorunca da Hz. Ali (a.s.) devamen şöyle buyurdu: "Emirlik onların hakkı olsaydı (Ensar'ı Muhacirler'e) tavsiye etmeye gerek kalmazdı." Daha sonra Hz. Ali (a.s.), "Kureyş bu hususta ne dedi?" diye sordu. Dediler ki: "Onlar da Resûlullah'ın (s.a.v.) şeceresi-soyu olduklarını delil ve hüccet olarak ileri sürdüler." Bunun üzerine de Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurdu: Onlar şecereyisoyu delil gösterdiler ama meyvesini yitirdiler." (Nehcü'l-Belağa, 67. hutbe).
İbn Ebi'l-Hadid Nehcü'l-Belağa Şerhi'nde şöyle demektedir: "Ali (a.s.), halifeliğin kendisinin hakkı olduğundan kuşku duymuyordu ve herhangi bir insanın bu hususta Kendisiyle mücadele edeceğini aklına dahi getirmiyordu. Nitekim Hz. Abbas O'na şöyle demişti: 'Uzat elini Sana biat edeyim. İnsanlar: Peygamberin (s.a.v.) amcası, Peygamberin (s.a.v.) amcasının oğluna biat etti, diyecekler. Böylece iki kişi dahi Senin halifeliğine itiraz etmez.' Ali(a.s.), Hz. Abbas'a şu cevabı vermişti: 'Ey amca! Benden başkası halifeliği ister mi?' Abbas, şu cevabı vermişti: 'Göreceksin.' Ali (a.s.): 'Ben, bu işin kapalı kapılar ardında Bana tevdi edilmesini istemem' diye cevap vermişti." Sakife'de yaşananları duyan Ebu Süfyan ise, kendisine bir menfaat sağlamaya uğraşıyordu. Bu yüzden Hz. Ebu Bekir'in halifeliğini önce kabul etmemiş ve Hz. Ebu Bekir'in halife olduğunu öğrenince, "Ebu Fuzeyl'den bize ne?" diyerek onu istemediğini belli etmiştir. Hz. Ali'yi (a.s.) bu makama getirmek için O'na biat etmek istemiştir. Aynı zamanda Mekke'den Medine'ye giderek Hz. Ali ve Hz. Abbas'ı silahlı ayaklanmaya çağırmıştır: "Ben Medine'yi süvari ve piyadelerle dolduracağım. Siz kalkıp kıyam edin ve idareyi ele geçirin." Hz. Ali (a.s.) onun bir oyun içinde olduğunu anlayarak kendisini reddetmiştir.
Siretu'l-Eimmeti'l-İsna'da rivayete göre, Emirü'l-Mü'minîn (a.s.), Ebu Süfyan b. Harb'ı itti ve ona şu karşılığı verdi: "Allah'a yemin ederim ki, senin tek amacın fitne çıkarmaktır. Allah'a yemin ederim ki, sen, İslam için yeterince kötülük temin ettin. Senin yardımına ihtiyacımız yoktur." Tüm bunlara rağmen; yani halife olması ile ilgili Resûlullah (s.a.v.)'in hadislerine, hatta sahabenin bir kısmınca O'nun seçilmesi konusundaki haklı bekleyişine rağmen, Hz. Ali Sakife toplantısının ardından gelen gelişmelerde sessiz kalmıştır. Çünkü O, Resûlullah (s.a.v.)'in son anlarında Kendisine ve Ehli Beyt'ine buyurduğu hadisler ile Peygamberin (s.a.v.) rıhletinden sonraki dönemde başına geleceklerin farkındaydı. (devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020