Arap dünyasında Suriye yönetimine karşı 2011 yılından bu yana devam eden tecrit politikası terk edilerek, Şam'la köprüleri kurma fikri giderek revaç buluyor.
12 yıldır bileğini bükemedikleri Esad'ın şimdi elini sıkmak için fırsat kolluyor Arap ülkeleri. Bunlardan biri de Suudi Arabistan.
Şubat ayında gerçekleşen Münih Güvenlik Konferansı'nda açıklamalarda bulunan Suud Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, Suriye'yi tecrit etmenin sonuç getirmediğini söylemişti.
Arap coğrafyasında etkili bir ülke olan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı bin Ferhan'dan bu tespitlerin gelmesi, 12 yıldır izlenen Suriye politikasında radikal bir değişimin artık kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyor.
İran'la büyükelçiliklerin yeniden açılması, iki ülke arasındaki uçuşların yeniden başlatılması ve karşılıklı vizelerin kolaylaştırılması konusunda Pekin'de uzlaşan Suud için Suriye'yle normalleşme çok daha kolay olacak gibi görünüyor.
Gelen bilgilere göre 2012'de Katar'ın dönem başkanlığında muhaliflere verilen Suriye'nin Arap Birliği'ndeki koltuğunun yeniden Şam'a iadesi gündemde.
Arap Birliği zirvesi, 19 Mayıs'ta Riyad'da yapılacak. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın da bu zirveye davet edilebileceği iddia ediliyor.
Reuters'a göre Suud Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, bu ay Şam'a giderek Riyad'ın Arap Birliği zirvesine davetini Esad'a bizzat iletecek.
Mısır'ın da Şam'la yeni sayfa açmaya hazırlanan Suud'un ayak izlerine basarak Suriye'yle normalleşme konusunda yakında adım atması da beklentiler arasında.
Orta Doğu'nun iki etkin ülkesi Suud ve Mısır, Suriye'yle normalleştikten sonra bölgedeki diğer Arap ülkelerin de aynı şeyi yapma konusunda birbiriyle yarışacaklarını söylemeye bile gerek yok.
Geri kalıyor Türkiye…
Türkiye'de ise hükümet Suriye'yle normalleşme görüşmelerini seçimlerden önce ilerletmek istiyor.
14 Mayıs'taki seçimlerden istediği sonucu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye-Suriye ilişkilerini normalleşmesinin mümkün olmadığını görüyorum.
Zira bu hafta Moskova'da gerçekleşen Türkiye, Rusya, İran ve Suriye Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyindeki toplantıda Türkiye, Suriye'nin iç işlerine karışmaya devam edeceğinin işaretini verdi.
Ankara'nın Şam'dan talepleri arasında mültecilerin geri dönüşü için hukuki ve siyasi bir zeminin sağlanması gibi şartların da yer aldığı ifade ediliyor. Ankara'nın 'siyasi bir zeminden' kastı, iki ülkeyi 12 yıldır kanlı bıçaklı hale getiren dayatmalar ise bunları 2011'de kabul etmeyen Beşar Esad, şimdi neden etsin? Etmeyecektir de… Bu da bu mantıkla Suriye ile Türkiye ilişkilerinin normalleşmesinin imkansız olduğunu gösteriyor.
Bu durumda 14 Mayıs'taki seçimde Türkiye'ye siyasi bir değişim olmazsa Suriye'yle herkes normalleşse dahi biz Şam'la anormal ilişkilere devam edeceğimiz anlaşılıyor.
Yani Türkiye'nin Suriye'yle normalleşmesi için, milyonlarca sığınmacının geri dönüşünün sağlanabilmesi için Türkiye siyasetinde 14 Mayıs'ta köklü bir değişimin kaçınılmaz olduğu anlaşılıyor.
Türkiye-Suriye ilişkilerinde tamam mı devam mı denileceği seçimlerde ortaya çıkan sonuçla belli olacak.
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024