Toplumun her kesimini kıvrandıran sancılar her gün artarak devam ediyor.Emekliler tabutlu eylem yapıyorlar; "bu iktidar ölmeden mezara koydu" mesajını verip yürüyorlar.Özelleştirme adı altında birilerine peşkeş çekilen kurumlarda işlerini ve aşlarını kaybeden, kapı dışarı edilen işçiler; "eli boş eve nasıl gideriz?" deyip yürüyorlar.Sağlık çalışanları, kendilerine reva görülen sağlıksız uygulamaları protesto için; "böylesine sağlıksız bir ortamda sağlık hizmeti nasıl olur?" deyip yürüyorlar.Çocuklarımızı, dolayısıyla istikbalimizi ve istiklalimizi kendilerine emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz, bağlı oldukları Bakan tarafından, maaşlarının çok görülmesine acı acı tebessüm edip yürüyorlar.Basında her gün yer alan öğretmen haberlerini kaygıyla izleyerek yürüyorlar:"İstanbul: Kendini asan öğretmen, veda notunda 10 bin liralık borç listesi bıraktı.Erzurum: Maaşına banka hacizi konan felsefe öğretmeni, kart borcunu ödemek için benzin istasyonu soymaya kalkıştı.Adana: 3 aydır ev kirasını ödeyemeyen fen öğretmeni, 5'inci kattan atladı.Mersin: 21 yıllık ilkokul öğretmeni kendini astı; 4 çocuğuna hitaben yazdığı mektubunda, "beni affedin, borçlarımı ödeyemediğim için özür dilerim" dedi.Kayseri: Ataması yapılmayan öğretmen, icra kapısına dayanınca, çatıdan atladı.Yozgat: Kredi kartından haciz yiyen öğretmen, kuyumcu soydu, kuyumcuda düşürdüğü kredi kartından yakalandı.İzmir: 6 yıl önce kızını üniversitede okutmak için kredi alan 57 yaşındaki emekli öğretmen, faizle başa çıkamayınca, pidecide bulaşıkçılığa başladı. Kız okulu bitirdi, işsiz.Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, OECD'ye göre, Türkiye'de öğretmen maaşlarının "yüksek" olduğunu, "düşürülmesi" gerektiğini söyledi.OECD ülkesi İngiltere'de mesleğe adım atan öğretmen, bismillah, 2.100 euro alıyor.Fransa 1.800Yunanistan 1.700Almanya 2.700Hollanda 2.100İtalya 2.400Japonya 4.400...Bizde?600 Euro.İyi de, öküz mü bu arkadaş?Aksine.Bizden önce, Latin Amerika'da ve Karayipler'de direktörlük yaptı.Tescilli gariban uzmanı!" (Yılmaz Özdil, Hürriyet, 18 Ocak 08).
Toplumun bütün katmanları o kadar patlama noktasındaki, artık iktidar yanlısı Yeni Şafak'ın, Vakit'in, Zaman'ın, Star'ın, Bugün'ün ve benzerlerinin yıkayıp-yağlamaları, gerçeklerin üzerine şal örtmeleri de kâr etmiyor.Sancılar neden sağanak sağanak her tarafa yayılıyor diye bir soru soralım ve cevabını da, BTP lideri Haydar Baş'ın imzasını taşıyan, "Sosyal Devlet/Milli Devlet" adlı şaheserden verelim:"Globalleşme sürecinde, bırakınız ülkelere demokrasi gelmesini; ulus devletlerin ellerindeki yetkiler, hem içeride hem de dışarıda global sermaye odaklarına devredilmektedir. İçeride, sözde piyasaların dengeye kavuşması için "millet iradesini" temsil eden hükümetlerin ellerinden bu irade ve yetkiler alınarak üst kurullara teslim edilmektedir.Nitekim Türkiye örneğine baktığımızda görülmektedir ki; Merkez Bankası'nın özerk hale getirilmesi, Bankacılık Denetleme Üst Kurulu'nun varlığı, Enerji Piyasaları Üst Kurulu, Tütün Kurulu, Şeker Kurulu, RTÜK?vb kurullar, milletin iradesi ile seçilmişlerin değil, IMF tarafından kontrol edilen kurulların idareye hakim olmasına imkan tanımaktadır.Özellikle ülkemizde bu üst kurulların yargı yetkisini elinde bulundurması, millet adına yargı yetkisini elinde bulunduran Türkiye Cumhuriyeti bağımsız mahkemelerini de devre dışı bırakmaktadır.Bu üst kurulların konsolide bütçe dışında bütçelerinin olması, yani gelir kaynaklarının bulunması, atandıktan sonra görevden alınamamaları ve Dünya Bankası (DB) ile IMF'ye bağımlı olarak hareket etmeleri, milletin iradesinin idareye yansımasına engel olmaktadır. Milletin seçtiği hükümetlere ise, vatandaşlarından toplayabildiği kadar "çok vergi"yi toplayıp elde edilen gelirleri "faiz dışı fazla" adıyla global sermaye sahiplerine aktarmanın dışında bir vazife kalmamaktadır.IMF ve DB talimatları doğrultusunda çıkarılan bir çok siyasi ve iktisadi kanunlar, idareye, milletin iradesinden ziyade global sermaye sahiplerinin ve gelişmiş kabul edilen ülkelerin iradesinin hakim olmasına sebep olmaktadır.Dışarıda ise uluslar arası örgütlere yetkilerini devreden ulus devletler, tamamen tasfiye edilmektedirler. AB süreci ve Tahkim Yasası örneğinde olduğu gibi? AB süreci ile,Türk devletinin Yasama, Yürütme ve bağımsız yargı erkleri bağlamında kendi üstünde bir üst iradeyi kabul ederek yetkilerini bu iradeye teslim etmesi, elbette devletimizin tasfiyesinden başka bir şey değildir" (Sy. 42).Sayın öğretmenim, muhterem emekli hacı amcam ve hacı teyzem ve doktorum, hemşirem, köylüm, çiftçim, amirim, memurum? Anladın mı şimdi; 22 Temmuz'da kimleri seçmişsin?Senden aldığı yetkiyi, senden aldığı millet iradesini global sermaye çevrelerine devretmiş olan ve işi-gücü o tefecilere iş-aş, arsa-arazi temin etmek olan bir kadroyu seçmişsin. Bekleyin, global tefeciler, küresel oburlar doyarlarsa size de sıra gelecek ve sancılarınız dinecek!
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidar sahiplerinin küpleri bir dolsaydı… / 13.05.2024
- Tasarruf kaplumbağa israf ise tavşan hızında / 11.05.2024
- Istakoz ve Rolex ashabı ne bilsin? / 10.05.2024
- Kutsalları kullanarak malı götürdüler / 08.05.2024
- Dağıtım şebekesi dağılmış vaziyette / 07.05.2024
- Adını siz koyun / 06.05.2024
- Yalana vergi konulsa… / 05.05.2024
- Ümmete ürperti gerek / 04.05.2024
- Talancılar olmasaydı… / 03.05.2024
- Şair çeşmesi / 01.05.2024
- Tasarruf kaplumbağa israf ise tavşan hızında / 11.05.2024
- Istakoz ve Rolex ashabı ne bilsin? / 10.05.2024
- Kutsalları kullanarak malı götürdüler / 08.05.2024
- Dağıtım şebekesi dağılmış vaziyette / 07.05.2024
- Adını siz koyun / 06.05.2024
- Yalana vergi konulsa… / 05.05.2024
- Ümmete ürperti gerek / 04.05.2024
- Talancılar olmasaydı… / 03.05.2024
- Şair çeşmesi / 01.05.2024