Milliyet gazetesinden Melih Aşık, Danıştay saldırısı sonrası çılgına dönmüş misali saldırganla vatansever cepheyi ve Türk ordusunu ilişkilendirmek isteyen çevrelerin bugünkü durumunu özetlemek için "şapa oturdular" ifadesini kullanmış. Bazı zamanlarda bazı durumları ifade etmek için Türkçe'nin o zengin dağarcığı bile yetmez. İşte öyle zamanlarda bazı argo ifadelere başvurmak durumunda kalırsınız. Aşık da öyle yapmış ve Danıştay saldırganı üzerinden kirli hesaplar güdüp, hesabı tam tutmayanlar için bu argo ifadeyi kullanmış. İnternetteki argo sözlüklerde "şapa oturmak" ifadesinin anlamı, çaresiz kalmak, içinden çıkılması güç bir duruma düşmek olarak belirtiliyor. Danıştay saldırısından hemen yarım saat sonra Türk halkını yanlış bilgilendirerek, tehlikeli bir mecraya sürükleme girişimlerine başlayıp, bu oyunu yaklaşık bir hafta boyunca bıkmadan usanmadan devam ettiren çevrelerin sesi şimdi daha kısık çıkmaya başladı. Emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, saldırgan Alparslan Arslan ile telefon görüşmesi yapmanın dışında hiçbir maddi delil olmaksızın bazı gazete ve televizyonlar tarafından Danıştay saldırısının azmettiricisi, çete başı olarak ilan edilip, hedef tahtasına konuldu. Özellikle bazı gazetelerin "misyon şefliğini" üstlendiği bu dezenformasyon sürecinde Başbakan Erdoğan ve hükümetin önemli üyeleri de yaptıkları açıklamalarla bilgi kirlenmesi sürecine ortak oldular ya da edildiler. Bakan Mehmet Ali Şahin'in olaydan bir iki saat sonra "sürprizlere hazırlık olun" demesi, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Muzaffer Tekin'i çetenin başı olarak ilan etmesi ve Başbakan Erdoğan'ın yandaş gazetelerin sayfalarına atıfla, "fotoğraflara bakın, çeteyi çözün" mealinde açıklamaları, aslı itibariyle katilin arkasındaki gerçek güçleri gizlemeye matuf bu kirli tezgahın içine hükümetin düşmüş olduğunu gösteriyor. Bugün ne Başbakan Erdoğan, ne Abdullah Gül, ne Mehmet Ali Şahin, ne de diğer hükümet üyelerinden hiçbir yorum gelmiyor. Aynı şekilde geçtiğimiz hafta boyunca Muzaffer Tekin üzerinden ucu pis değneği TSK'ya, vatanseverlere yıkma gayretkeşliğinde olan gazeteler bugünlerde pişkinliklerini pasif düzeyde devam ettiriyorlar. Zaman gazetesi Muzaffer Tekin'in katıldığı bir cenaze töreninde elbisesinin rengini ve orada selam verdiği kişilerin çetelesini tutarak tatmin olmaya çalışırken, Yeni Şafak gazetesi ise Muzaffer Tekin'in yoldan geçerken selam verdiği kişiler üzerinden JİTEM bağlantısı kurma planları yapıyor. Bu iki gazetenin ilk günlerde verdiği gazla harekete geçen bazı gazeteler ve yazarları da yeni yeni uyanmaya başladı. Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök, ilk günlerde yazdığı yazılar ve birilerinin dayattığı "ulusalcı çete" yalanının peşinden koşmanın utancıyla olsa gerek şöyle diyor: "Danıştay saldırısı, mahkemenin kararıyla başka bir yola girdi. Türkiye belki de tarihinin en ağır dezenformasyon olayını yaşadı. Şimdi herkes şunu merak ediyor.Başbakan'a bu açıklamaları kim yaptırdı, kamuoyunu kim yanılttı?" Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu da mühim bir noktanın altını şu cümlelerle çiziyor: "Ben şimdiye kadar hiçbir hazırlık soruşturmasında dışarıya bu denli bilgi servisinin yapıldığını ve soruşturmanın tamamen dışında olması gereken kişilerin soruşturmanın içinde yer aldığını görmedim."Evet, Türkiye, tarihinin en ağır dezenformasyon sürecini ve birilerinin zoruna gitse de en şiddetli "bilgi kirlenmesini" yaşamıştır. Ve bu bilgi kirlenmesini pompalamakla mükellef gazete ve gruplar da, kendi kirli geçmişlerini bu şekilde gözlerden kaçırmaya çalışmışlardır ama nafile?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012