Son terör saldırılarının terörizmin ve fanatizmin savaş ilanı olduğu konusunda hemen herkes ittifak içinde.
Terörün tarzı, şiddeti, boyutları, devamlılığı olayın sıradan bir intihar saldırısı değil, Türkiye'ye yönelik bilinçli, kararlı ve sürekli bir savaş ilanıdır.
Ancak bu savaş ilanını kimin yaptığı noktasında rivayet muhtelif.
Kartel medyasına ve Pentagon tarafından akredite köşe yazarlarına bakılırsa ABD'ye kim savaş ilan etmişse Türkiye'ye de savaşı ilan eden odur.
"ABD Başkanı 11 Eylül saldırısından sonra nasıl Amerika'nın savaşta olduğunu söylüyorsa artık biz de Cumartesi saldırılarını izleyen dünkü saldırılardan sonra Türkiye savaştadır" diyen Pentagon icazetli gazeteci aksi iddialara fena halde içerliyor.
Onlara göre Türkiye'ye yönelik bu kanlı, iğrenç saldırıların Irak'taki durum ile ve genellikle uluslararası planda Amerika'nın başını çektiği "ittifak sistemine" ve "değerler sistemine" karşı yöneltmiş olduğu söylenebilir.
Bu gaddar saldırılarla Türkiye, terörizmin savaşının ön cephesi haline getirilmişmiş.
Gerisi komplo teorisinden ibaretmiş. Bu beyler bu konuda o kadar şartlanmışlar ki kafanızı çalıştırıp soru sormanızı dahi ellerinden gelse yasaklayacaklar.
Ama biz yine de soralım, sayın Çandargillere, sayın Pentagongillere, sayın kartelcigillere...
İsrail medyası da, ABD-İngiliz hatta Batı medyası da sizin gibi Türkiye'nin Batı değerlerinden yana, ABD-İngiliz-İsrail ittifakından yana olduğu için diye cevap veriyor.
Hasan Celal Güzel'in dediği gibi El Kaide ya da radikal İslamcı teröristler ne hikmetse Batı'nın bilinen Yahudi merkezlerini bırakıyor, bizim fukara sinagogları hedef alıyor; Batı'nın kendisini bırakıyor, yanlısını hedef alıyor.
Bush'un ziyaret ettiği Londra'yı bırakıyor, İstanbul'u hedef alıyor. Sebep, İstanbul'da terör eylemi yapmanın daha kolay olduğu şeklinde açıklanamaz. Çünkü 11 Eylül terör eylemini gerçekleştirebilecek kadar profesyonel bir örgütün, benzeri eylemleri İngiltere'de veya herhangi bir Batı Avrupa ülkesinde yapabilmesi zor olmayacaktır.
Terörist fanatikler ne hikmetse CIA-MOSSAD MI5 gibi istihbarat ve kontrterör örgütlerine dudak ısırtacak profesyonel organizasyon ve tertipleri organize edecek kadar yetenekli ve zeki iseler neden yaptıkları için sonunu hesap edemeyecek kadar ahmaklar.
Ne hikmetse yaptıkları her saldırının ardından ABD İngiliz-İsrail emperyal üçgeni güç kazanıyor, ittifak alanını, meşruiyet alanını genişletiyor.
Suudi Arabistan, Endonezya Fas, Pakistan, Türkiye gibi ülkelere yapılan bu saldırılarla teröristler ne hikmetse ABD'nin tam da Irak'ta batağa saplandığı ve bu müslüman ülke askerlerine ihtiyaç duyduğu bir dönemde bu tip saldırılarla el Kaide ABD'nin imdadına niçin yetişiyor acaba.
Türkiye'yi niçin işgal güçlerinin ön cephesi haline getiriyor acaba?
Cevap verin sayın Çandargiller.
Yoksa el Kaide ABD menfaatlerini şiddet yoluyla benimsetmenin sanal kahramanı, sizler de ikna yoluyla benimsetmenin gerçek kahramanları mısınız?
Çünkü ne hikmetse el Kaide'ye atfedilen terörle de bu emperyal ittifak bir taşla birkaç kuş vuruyor.
Birincisi Şaronizmin vahşi yüzü sadece Ortadoğu değil Batı ülkelerini dahi İsrail'in vahşiliğine ve açgözlülüğüne dur demeye iterken sinagog saldırıları ile mağdur rolüne büründürüldü.
Saldırılarda vurulan ikinci taşı ABD Başkanı Bush ve Blair'e karşı oluşan kendi ülkelerindeki uyanışa ket vurulmak istendi. İngiliz hedeflerinin Bush'un İngiltere ziyaretine denk düşmesi tesadüf mü?
Ve en önemlisi Bush fanatizminin sergilediği haçlı mantığına karşı Türkiye gibi ülkelerde oluşan duygusal mesafe aradan kaldırılmış oldu.
Müslüman Türk milletine bakın İsrail, Yahudisi de, İngiliz Hristiyanı da senin gibi terörün mağduru. Aynı ortak kaderi yaşıyorsunuz o halde ABD-İsrail-İngiliz üçlüsünün radikal İslamcı teröre karşı verdiği mücadeleye destek olun. Hem bu politikalara direnen devletin, hem milletimizin direncini kırarak iktidarı tamamen ABD-İsrail kucağına oturtmak ABD'nin medyaya 200 milyon dolar akıtarak ikna ve propaganda yoluyla kabul ettiremediğini terör estirerek kabul ettirmek.
Ondan sonra terörle mücadelenin ön cephesi olarak İsrail'in emelleri doğrultusunda Suriye ve İran'ın üstüne sürülmek. Şimdi soruyorum bütün bu taşları vuran el Kaide mi işgal ittifakı mı?
Eğer bu oyunu görmezsek soğuk savaşta, komünizm tehlikesine karşı ön cepheye sürülen ülkemiz bu sefer radikal İslam tehlikesi bahanesi ile müslüman ülkelerin üzerine sürülecek.
Eğer iktidar terörün mesajını almamakta samimi ise bu mesajı da almamalıdır.
Terörün tarzı, şiddeti, boyutları, devamlılığı olayın sıradan bir intihar saldırısı değil, Türkiye'ye yönelik bilinçli, kararlı ve sürekli bir savaş ilanıdır.
Ancak bu savaş ilanını kimin yaptığı noktasında rivayet muhtelif.
Kartel medyasına ve Pentagon tarafından akredite köşe yazarlarına bakılırsa ABD'ye kim savaş ilan etmişse Türkiye'ye de savaşı ilan eden odur.
"ABD Başkanı 11 Eylül saldırısından sonra nasıl Amerika'nın savaşta olduğunu söylüyorsa artık biz de Cumartesi saldırılarını izleyen dünkü saldırılardan sonra Türkiye savaştadır" diyen Pentagon icazetli gazeteci aksi iddialara fena halde içerliyor.
Onlara göre Türkiye'ye yönelik bu kanlı, iğrenç saldırıların Irak'taki durum ile ve genellikle uluslararası planda Amerika'nın başını çektiği "ittifak sistemine" ve "değerler sistemine" karşı yöneltmiş olduğu söylenebilir.
Bu gaddar saldırılarla Türkiye, terörizmin savaşının ön cephesi haline getirilmişmiş.
Gerisi komplo teorisinden ibaretmiş. Bu beyler bu konuda o kadar şartlanmışlar ki kafanızı çalıştırıp soru sormanızı dahi ellerinden gelse yasaklayacaklar.
Ama biz yine de soralım, sayın Çandargillere, sayın Pentagongillere, sayın kartelcigillere...
İsrail medyası da, ABD-İngiliz hatta Batı medyası da sizin gibi Türkiye'nin Batı değerlerinden yana, ABD-İngiliz-İsrail ittifakından yana olduğu için diye cevap veriyor.
Hasan Celal Güzel'in dediği gibi El Kaide ya da radikal İslamcı teröristler ne hikmetse Batı'nın bilinen Yahudi merkezlerini bırakıyor, bizim fukara sinagogları hedef alıyor; Batı'nın kendisini bırakıyor, yanlısını hedef alıyor.
Bush'un ziyaret ettiği Londra'yı bırakıyor, İstanbul'u hedef alıyor. Sebep, İstanbul'da terör eylemi yapmanın daha kolay olduğu şeklinde açıklanamaz. Çünkü 11 Eylül terör eylemini gerçekleştirebilecek kadar profesyonel bir örgütün, benzeri eylemleri İngiltere'de veya herhangi bir Batı Avrupa ülkesinde yapabilmesi zor olmayacaktır.
Terörist fanatikler ne hikmetse CIA-MOSSAD MI5 gibi istihbarat ve kontrterör örgütlerine dudak ısırtacak profesyonel organizasyon ve tertipleri organize edecek kadar yetenekli ve zeki iseler neden yaptıkları için sonunu hesap edemeyecek kadar ahmaklar.
Ne hikmetse yaptıkları her saldırının ardından ABD İngiliz-İsrail emperyal üçgeni güç kazanıyor, ittifak alanını, meşruiyet alanını genişletiyor.
Suudi Arabistan, Endonezya Fas, Pakistan, Türkiye gibi ülkelere yapılan bu saldırılarla teröristler ne hikmetse ABD'nin tam da Irak'ta batağa saplandığı ve bu müslüman ülke askerlerine ihtiyaç duyduğu bir dönemde bu tip saldırılarla el Kaide ABD'nin imdadına niçin yetişiyor acaba.
Türkiye'yi niçin işgal güçlerinin ön cephesi haline getiriyor acaba?
Cevap verin sayın Çandargiller.
Yoksa el Kaide ABD menfaatlerini şiddet yoluyla benimsetmenin sanal kahramanı, sizler de ikna yoluyla benimsetmenin gerçek kahramanları mısınız?
Çünkü ne hikmetse el Kaide'ye atfedilen terörle de bu emperyal ittifak bir taşla birkaç kuş vuruyor.
Birincisi Şaronizmin vahşi yüzü sadece Ortadoğu değil Batı ülkelerini dahi İsrail'in vahşiliğine ve açgözlülüğüne dur demeye iterken sinagog saldırıları ile mağdur rolüne büründürüldü.
Saldırılarda vurulan ikinci taşı ABD Başkanı Bush ve Blair'e karşı oluşan kendi ülkelerindeki uyanışa ket vurulmak istendi. İngiliz hedeflerinin Bush'un İngiltere ziyaretine denk düşmesi tesadüf mü?
Ve en önemlisi Bush fanatizminin sergilediği haçlı mantığına karşı Türkiye gibi ülkelerde oluşan duygusal mesafe aradan kaldırılmış oldu.
Müslüman Türk milletine bakın İsrail, Yahudisi de, İngiliz Hristiyanı da senin gibi terörün mağduru. Aynı ortak kaderi yaşıyorsunuz o halde ABD-İsrail-İngiliz üçlüsünün radikal İslamcı teröre karşı verdiği mücadeleye destek olun. Hem bu politikalara direnen devletin, hem milletimizin direncini kırarak iktidarı tamamen ABD-İsrail kucağına oturtmak ABD'nin medyaya 200 milyon dolar akıtarak ikna ve propaganda yoluyla kabul ettiremediğini terör estirerek kabul ettirmek.
Ondan sonra terörle mücadelenin ön cephesi olarak İsrail'in emelleri doğrultusunda Suriye ve İran'ın üstüne sürülmek. Şimdi soruyorum bütün bu taşları vuran el Kaide mi işgal ittifakı mı?
Eğer bu oyunu görmezsek soğuk savaşta, komünizm tehlikesine karşı ön cepheye sürülen ülkemiz bu sefer radikal İslam tehlikesi bahanesi ile müslüman ülkelerin üzerine sürülecek.
Eğer iktidar terörün mesajını almamakta samimi ise bu mesajı da almamalıdır.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014