Aynı ülkenin vatandaşları arasında bu kadar farklılık, bu kadar ayrılık ve ayırımcılık olur mu?
Yük yüklenmeye, yük taşımaya gelince fakirin-fukaranın sırtına bin okka yükleniyor, toplam gelirden pay almaya gelince adeta koklatılıyor.
Bu gelir dağılımındaki, bu paylaşımdaki haksızlığı-hukuksuzluğu ve adaletsizliği görebilmek, farkedebilmek için zere kadar vicdan yeterli iken, yönetici takımında vicdanın zerresi de mi kalmadı acaba?
Emeğin ve alın terinin bu kadar sömürüldüğü, bu denli ayaklar altına alındığı, ömürlerinin son demlerini yaşamakta olan emeklilerin bu derecede sefalete sürüklendiği bir devir, bir dönem olmuş mudur bu ülkenin tarihinde?
Kim hangi hakla ve neye göre, ülkenin toplam gelirini pay ederken bir avuç mutlu azınlığa bin birimlik hisse ayırırken, nüfusun yüzde 90'lık kısmına da sadece bir birimlik hisse veriyor?
Birileri bin alırken diğerleri de sadece bir alabiliyor, bu hak mıdır, adalet midir?
Neden her defasında ve her şartta belli kesimlerin paylarına 'han-hamam' düşerken, yine belli kesimlere de sürekli 'sabır, şükür ve kanaat' düşüyor?
"Zengine han-hamam, fakire din-iman" diye eleştirenler haksız mı?
Neden ve niçin ve dahi hangi sebepten ötürü, iktidar çevrelerinin, iktidarın yamacına yaslanmış mutlu azınlığın saltanat sürmelerinin, şaşaa ve debdebeli hayatlarının faturası yetime-yoksula, emekçiye ve emekliye ödettiriliyor?
Onların hesapsız-kitapsız harcamalarından ötürü hazinede açılan dev açıklar, neden, yoksul kesimin sofrasından kesilerek, gıdasından kısılarak, en temel ihtiyaçlarından tırpanlanarak kapatılmaya çalışılıyor?
Dünyanın muhtelif yerlerinde savaş halindeki ülkelerin bir yılda yaşadıkları enflasyon oranlarını biz, bir ayda yaşadığımız halde, bu yakıcı ve yıkıcı enflasyondan ötürü feryad halindeki halkın derdine, ıstırabına ve çilesine kulaklarını tıkayan bir yönetim kadrosu ile karşı karşıyayız.
Bu ülkede, bir yandan dolar milyarderleri artarken diğer yandan da, sefalete sürüklenen kitleler ve ailelerin artıyor olması, ekonomide tersine gidişin, paylaşımda adaletsizliğin ve haksızlığın göstergesi değil mi?
Bu tersliği kim ne zaman farkedecek?
- Tek seçenek dürüst olmak / 15.02.2025
- Deprem öncesi yıllar ve deprem sonrası anlar... / 13.02.2025
- Serveti belli ellerde toplayan sistem / 12.02.2025
- Dilim, dilim dilim olsun / 09.02.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025