‘Şefaati ilk kabul olunacak kişiyim’
Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki: “İyi dinleyin! Övünmek için demiyorum; ben Allah'ın habibiyim. Kıyamet günü Livâü'l-Hamd sancağını ben taşıyacağım; bunda da övünülecek bir şey yok. Yine övünmek için söylemiyorum; ben kıyamet günü ilk şefaat edecek ve şefaati ilk kabul olunacak kişiyim”
11.06.2019 00:00:00
İmam Gazali Hazretleri, Mukaşefetü'l-Kulub adlı eserinde şöyle anlatıyor:
"Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: 'Kıyamet günü Aziz ve Celil olan Rabbimin huzurunda dururum. Sonra bana cennet elbiselerinden bir elbise giydirir. Ardından Arş'ın sağ tarafına geçer orada dururum. Burada benden başka hiç kimse bulunmaz." (Tirmizî, Menâkıb, 1; İbnü'l-Esîr, Câmiu'l-Usûl, nr. 6328; Hatîb-i Tebrizî, Mişkât, nr. 5726).
İbn Abbas (r.a) anlatıyor:
Sahabeden bir grup oturmuş, bir yandan Resûlullah'ın (s.a.v) gelmesini bekliyorlar, bir yandan da aralarında bir mevzuyu konuşuyorlardı. Tam bu sırada Resûlullah (s.a.v) çıkageldi ve onların şu konuşmalarına şahit oldu:
Birisi, 'Hayret, Allah Teâlâ mahlûkatından İbrahim'i kendine (halîl) dost seçti' diyordu.
Bir başkası, 'Bundan daha da şaşırtıcı olanı ise Allah'ın (c.c) Hz. Musa ile konuşmasıdır' diyordu.
Bir diğer sahabi, "Ya İsâ (a.s)! O Allah'ın, Meryem'in rahmine attığı, rahmetinden ve kudretinden kendisine bahşettiği biri değil midir?' diyordu.
Bir diğeri, "Âdem (a.s) ise Allah'ın kulları arasından seçtiği bir peygamberdi' diyordu.
Resûlullah (s.a.v) bunları dinledikten sonra sahabilerin yanına vardı ve şöyle buyurdu: 'Sözlerinizi duydum. İbrahim'in (a.s) Allah'ın halîli olması hususunda şaşırıyorsunuz fakat o öyledir. Musa'nın Allah ile konuşması da öyledir. İsa'nın ruhullah olması ve Âdem'in O'nun saf ve temiz kulu olması da böyledir.
İyi dinleyin! Övünmek için demiyorum; ben de Allah'ın habibiyim (sevgili dostuyum).
Kıyamet günü Livâü'l-Hamd sancağını ben taşıyacağım; bunda da övünülecek bir şey yok.
Yine övünmek için söylemiyorum; ben kıyamet günü ilk şefaat edecek ve şefaati ilk kabul olunacak kişiyim.
Cennet kapılarının halkalarından tutup ilk olarak kapıları vuracak olan benim. Rabbim bana kapıları açtıktan sonra fakirlerle birlikte içeri girerim.
Ben gelmiş geçmiş bütün mahlûkatın en üstünüyüm, en kıymetlisiyim. Bunların hiçbirini iftihar etmek için söylemiyorum. Sadece yüce Allah'ın bana ikram ettiği nimetini zikrediyorum.' (Tirmizî, Menâkıb, 1; Dârimî, Mukaddime, 8; Hatîb-i Tebrîzî, Mişkât, nr. 5762; ibn Ke-sîr, el-Bidâye ve'n-Nihâye, 1/169-170)."
OKAN EGESEL