ABD-PKK terörü azdıkça "açılımlar" tavan yapıyor. Herkes açılımlardan bahsediyor. Türk milleti ise, şehit evlatlarının kefenlerin dahi açamıyor, yüzlerini bile göremiyor.CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bir anda 180 derece değişti. Sürpriz biçimde "açılımlar" paketini açtı.Pakette ele-avuca gelir fazla bir şey yok? Üzerinde derinlemesine çalışılmış, ayakları yere basan somut bir şey yok.Bir yerlerden alelacele kotarılmış Baykal'ın teklifleri; AKP ile ve onun gölgesinde milletimizin dini duyarlılıklarıyla olur olmaz biçimde kapışarak, yüce milletimizi "ABD'nin stratejik ortağı AKP'nin saflarında cem etmek"ten, kapsamlı düşünmeye vakit bulamadılar bugüne kadar?Şimdi de "iki stratejik ortak/Erdoğan ve Bush"un planları istikametinde "açılım"dan söz ediyor Baykal. Türk milletin düzine düzine evlatlarını şehit verdiği günlerde, Baykal açılımdan dem vuruyor.Baykal'ın bu fırdöndü vaziyeti karşısında AKP destekçisi yerli tüm AB'ciler ve Amerikanofiller bayram yapıyor. Yaşa Baykal, işte böyle olmalısın, ancak böyle kurtulur CHP, deyişleriyle Baykal'ın son açılımlarına tempo tutuyorlar.Günaydın, öğleden sonra değil, akşamdan sonra günaydın sayın Baykal? 1984'lerden bu tarafa PKK terörünün kökten kazınması ve Güneydoğumuzun mağduriyetinin giderilmesi hususunda kamuoyuna somut, reel ve milli çözümleri sunan tek Genel Başkan vardır; o da BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır?. Prof. Dr. Baş, henüz ABD'nin ilk Körfez saldırısında "bu işin arkasında Kürdistan'ın kurulması ve Güneydoğumuzun bizden kopartılması"nın yattığını ikaz etmişti. Çekiç Güç'ün süresini 6 ayda bir uzatan siyasilere, "bu güç PKK'yı besleyip semirtiyor, yanlışta ısrar ediyorsunuz, yarın önüne geçilemeyecek belalar açacaksınız milletimizin başına" diyordu. Yazılı ve görsel medya arşivleri buna şahittir. O gün bugündür, Prof. Dr. Baş'tan başka da bu perspektiften olayları değerlendirip çözümler sunan kimse olmadı. Prof. Dr. Baş, Sosyal Devlet projelerini, vatandaşlık maaşını ve Milli Ekonomi Modeli'ni bangır bangır anlatıyor, dünya bu çözümleri konuşuyor. Sağır sultan bile duydu bunları? Ankara'dakiler arada bir, BTP'nin bu projelerden araklayıp "açılım" diye sunum yapmaktan başka bir iş yapmadı, yapmıyor. Bugüne kadar yapmadılar. Duymazlıktan geldiler, görmezlikten geldiler. Bu arada ABD-PKK terörü azgınlaştıkça azgınlaştı. Vakta ki Bush, çekti kulakları? Şimdi sivil-asker hepsi "açılımcı" oldu. Emekli askerler, günah çıkartarak resmi geçit yapıyor gazete sütunlarından. Öyle ki Kenan Evren, 8 eyaletli devlet yönetiminden dem vurdu. Özkök Paşa başta olmak üzere daha önce öncü görev yapmış askerlerimiz şimdilerde, "konjonktürel vaziyet" aldılar. Başımıza çuval geçirilmesinin hesabını veren yok, Kuzey Irak'ta kırmızı çizgilerimizin silinmesinin ve karton Kürdistan'ın kuruluşuna göz yumulmasının hesabını veren yok, Kerkük katliamını konuşan yok, ABD'nin hala mahallemizde ne işi var diyen yok?Sivil-asker hepsi "konjonktürel vaziyet" aldılar? Konjoktürel vaziyet diyorum; çünkü, PKK'yı semirtip besleyen ABD, benim kontrolüm dışında "sınır ötesi harekat" yapamazsınız, diyor. Ben vur derim, PKK vurur, Barzani vurur, diyor Bush; "dur" derim, hepsi durur... PKK vuruyor, çapulcu Barzani vuruyor; Bush dur diyor, cümlesi duruyor. PKK duruyor, Barzani duruyor, Talabani duruyor. Gördünüz mü Ankaralılar diyor Bush? Madem ki "stratejik ortağız"; o halde siz de aynı eksende vaziyet alacaksınız. Ben dur diyeceğim, duracaksınız; açılın diyeceğim, açılacaksınız, açılım yapacaksınız diyor. Dahası var; BOP kapsamında bölgemizi işgal etmeyi sürdüren ABD, Barzani'ye kurdurttuğu Kürdistan'a halel gelmesini istemiyor, onu da siz himaye edeceksin diyor Ankara'dakilere? Tabii, milletin evlatları dağ başlarında düzine düzine şehit olmaya devam ediyor. Açılım, düzine düzine şehitlerimiz üstüne? En hayati anda.Konjonktürel vaziyetin ve bu "açılım işi"nin nasıl oluştuğu, belli? Tezkeresi elinde Başbakan R. T. Erdoğan, stratejik ortağı Başkan Bush'un "yüksek müsaade"si bağlamında Oval Ofis'e varıyor. Ancak Bush'un derdi PKK değil, İran olduğu için, sohbet oradan gidiyor. Bush, "İran'a geniş kapsamlı müdahalede Ankara'nın tam desteği" karşılığında, "karton Kürdistan'ı incitmeyecek tarzda PKK'ya dar kapsamlı müdahale"ye, sadece Türk milletinin sıkışan ve nümayişlerle dışa vurduğu görülen "milli gaz"ını almak açısından müsaade ediyor.Bush, İran eksenli görüşmelerine Merkel'i ve diğer AB liderlerinde çiftliğinde ağırlayarak sürdürüyor.Konjonktürel vaziyet, artık "açılım"dır. Bu açılım kervanına CHP Genel Başkanı da iştirak ediyor. Açılalım diyor Baykal.Ele avuca gelir somut bir şey sunmuyor; ama madem ki herkes açılım diyor, alın size "soldan da bir açılım" diyor.PKK terörü ve Kuzey Irak'taki vahim vaziyet bu raddeye gelinceye kadar işbaşında bulunmuş sivil ve asker etkililerimiz ve yetkililerimiz, bugünkü AKP gibi, Baykal gibi yine ABD'nin aklıyla "stratejik ortaklık" ve "açılım" içinde değiller miydi? Aynı stratejik ortaklık değil miydi, bu belaları, bu kadar başımıza saran anlayış?! O halde hala neyin açılımından, kimlerle stratejik ortaklıktan dem vuruyor Baykal ve Ankara'dakiler!Milletimiz can çekişiyor, şehitler veriyor, askerinin başına çuval geçirilen sınır ötesinde Kürdistan'ı buluyor; Baykal ise bu en hayati anda ABD ve yerli stratejik ortaklarının ağzıyla açılımdan dem vuruyor.Bush ile görüşülmeden önceki MGK'da ekonomik ambargodan söz edilirken; Bush görüşmesinin ardından herkes açılımdan söz açıyor? Açılım öyle hız alıyor ki, Baykal bile açılım diyor? Baykal'ın başına saksı düşmüş olamaz. Kulağına Bush'un Oval Ofis'inden sızdırılmış Amerikan suyunun kaçırılmış olması ihtimali ne kadar, onu da bilemiyorum? Ama Baykal yanlış zamanda, yanlış yerde açıldı. Baykal ayağa kalkacak yerde, amuda kalktı.Gelişen olaylara bakıldığında, PKK zaten açıldıkça açılıyor. PKK, TBMM'ye açıldı, Atlantik ötesine açıldı.Mehmet Ağar açılım yapmıştı; gelin ovada siyaset yapalım, demişti. Başbakan Erdoğan çok önceden açılmıştı, bu mesele Kürt meselesidir demişti. Son dönemde bununla yetinmedi; atam açılım yaptı; gelin Meclis'e orada konuşun konuşacaklarınızı, orada yapın yapacaklarınız çağrısı yapmıştı.Açıldılar. Hepsi açıldılar. Atı alan Üsküdar'ı geçti, sınırın berisi de geçti?Geçenlerde dikkatinizi çekmiştim; bu açılım davetlerine PKK karşılık verdi, Meclis'e açıldılar. Nitekim Dağdaki Salman, kendisi gelemeyince eşini gönderdi Meclis'e. DTP vekili Fatma Kurtulan hem dağda, hem de ovada eğitilmiş? DTP bu iddayı ve resimleri reddediyor... İşte açılımınız? Bunu siz istiyordunuz ey devletlular; bu sizin hikayeniz. Karton Kürdistan da sizin serüveniniz, ovada veya Meclis'te siyaset çağrıları da, ardından gelen "açılımlar" da, BOP da sizin serüvenleriniz. Stratejik ortaklık serüveniniz bunlar!Bu "konjonktürel vaziyet"te Türk milletinin serüvenine gelince; onun payı şehit düşmek, evlatlarını şehit vermektir. Ne zamana kadar mı?!Prof. Dr. Baş'ın, "70 milyon tek yürek-tek bilek, tek millet olmaktır Türk milletinin asıl kurtuluşu; Amerika'ya stratejik ortak olmak hiç değil" haykırışını fark edip tüm yüreğiyle sahipleninceye kadar?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019