Hükümetin ve yandaş medyanın o kadar sansürlemesine rağmen milletin gündemi, bitirilemeyen terör ve gözyaşları. Gün geçmiyor ki hain bir pusu, bir saldırı, bir mayın patlaması, sokakta sırtından vurulan asker, kaçırılan vatandaş haberleri olmasın. Ama alıştığımızdan mı nedir? Artık pek bu konular tartışılmıyor veya o anki durumun ciddiyetine göre bir iki açıklama yapılıyor o kadar. 13 şehit verdiğimiz gün devletin tepesi konumundaki Cumhurbaşkanı ne demişti? Bu kan yerde kalmayacak. Ondan sonra kaç kan daha aktı biliyor musunuz? İlla tepki verip, milletin gazını almak için şehit sayılarımızın çift haneli mi olması lazım? Erdoğan'a göre zaten her şey yanlıştı, yanlış yapılmıştı. Ondan önce kimse işini doğru yapmamıştı. Her şeyi o bilir, en iyisini o yapardı. Terörde de aynı mantığı ortaya koydu. Ben bilirim, dedi. Açtı açabildiği kadar. Şimdi ise o açılan gedik kapanmaz oldu. Sadece sayılara bakalım. 2001 krizi ile alelacele istifa eden Ecevit hükümeti döneminde o yıl şehit sayımız sıfır idi. 2002 yılında ise altı. Hatta hatırlarsanız 2002 de PKK'nın kendini feshetmesi bile konuşuluyordu. Ve iktidara AKP getiriliyor. Hükümet bir anda terör sorununu bir halk sorunu, bir Kürt sorunu olarak devletin ve milletin gündemine taşıyor. Size haklarınızı vereceğiz, diyor. Açılımların adımları başlıyor. 2003 yılında 21 şehit 2004 yılında 73 şehit 2005 yılında 92 şehit 2006 yılında 121 şehit2007 yılında 118 şehit 2008 yılında 150 şehit 2009 yılında 135 şehit verdik. 2010 yılında 109 şehit verdik. Tarih 2011. Apo'yla devlet görüşüyor iddiaları ortalıkta. Başbakan "ispat etmeyen şerefsizdir" dedi. İspatı beklemeden "Evet, Apo'yla hükümet görüşüyor, hükümetin başı da benim" dedi. Bu açılım sahipleri ayrıca 2009'da "Açılım başladı terör bitti" demişlerdi. Son iki ayda verdiğimiz şehit sayısı ise 30'u geçti. Ne ilginçtir ki siyasi iktidar terör konusunda gerekeni yapmadığı gibi halkta gereken tepkiyi vermedi. Kimseye yakın, yıkın demiyoruz. Ama terörü meşrulaştıran, ona söz hakkı tanıyan, teröre karşı askerini suçlayan bir mantığı da halkın yüzde 50 teveccühü teröre karşı tepkisizliğinin de delilidir. İşin birde başka boyutu var. Hani deriz ya "kalan sağlar bizimdir" yok onlara da sahip çıkmadık. Verdiğimiz şehitlerin onlarca misli gazimiz var. Ne yer? ne içer? Tek bacakla, tek gözle, tek kolla kime yaslanır, kime sığınır? Düşünmedik, kimse de gündem etmedi. Protez bacaklarını kafamıza vurdular anlamadık.
"13 sene önce Hakkari'de. Ömür Gezdiren, ömrünün en güzel günlerini terörist peşinde gezdiriyordu. Mayın patladı. Şakağına şarapnel saplandı. Surat darmadağın. Düştü. Kucakladılar, helikopter, Gata, ameliyat üstüne ameliyat, aylarca koma. Kefeni yırttı. Gözlerini açtı ki, kör. Taburcu oldu, poşet dolusu ilaçla. Beyinde hasar oluşmuştu. Sinir sistemi haşat. Bir sene sonra parkinson'a yakalandı. Konuşmakta güçlük çekiyor, vücudu zangır zangır titriyordu. Hani her pusudan, her çatışmadan sonra şehitlerin tek tek isimleri verilir de, yaralılar kısaca "şu sayıda yaralı" diye geçiştirilir ya. İşte o isimsiz "sayı"lardan biriydi. Baba yok. Kardeş yok. Hayattaki tek varlığı anacığının yanına yerleşti. Ana, evlere temizliğe filan gidiyor, evlada bakmaya gayret ediyordu. Gelir üç kuruş, kiralar ha bire zamlanır, mecburen o kira evinden bu kira evine taşına taşına hayata tutunmaya çalışıyorlardı.Yedi ay önce yine yeni bir eve geçtiler. Elektrik bağlanması için Ayedaş'a gittiler. "Gazi" olduğunu, devletin gazilere tanıdığı yüzde 50 indirimden faydalanmak istediğini anlatmaya çalıştı. Görmüyor, heceleye heceleye konuşabiliyor, üstüne titriyor... Banko memuru sıkıldı! "Evrakların eksik" diye kestirip attı. "Nesi eksik" demeye kalmadı, güvenlik görevlisi damladı, iyi mi, diyaloğa maydanoz oldu... Zifiri karanlık yaşayan Gazi'nin görme engelli olduğunu kavrayamayan, titreyen kollarını da kontrolsüz şekilde oynatmasına anlam veremeyen güvenlik görevlisi, kasabanın şerifi havalarına girdi, elini belindeki silaha atarak, sorun çıkarma diye bağırdı. Anne çığlığı bastı. Gazi panikledi, anasını koruma içgüdüsüyle sese doğru hamle yaptı, bankodaki elektronik sayaca çarptı, sayaç düştü, kırıldı. Güvenlik görevlisi saldırdı, Gazi'nin gırtlağına sarılarak yere serdi. Gazi bayıldı.Her şey 8-10 saniye içinde gerçekleşmiş, etraftaki vicdan sahibi insanlar müdahale edene kadar iş işten geçmişti. Ambulans... Apar topar Üsküdar Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.Boynunda ve sırtında ezikler oluşmuştu. Asabı oynamış, bedensel çaresizliğinden krize girmişti, bayılma sebebi buydu. O gece orada tuttular. Ertesi sabah taburcu oldu. Evlerine gittiler. İki gün sonra, kapı çalındı, Ayedaş'tan gelmişlerdi, evrak mevrak istemeden yüzde 50 indirim uygulanmaya başlandı... Burası Türkiye, buna şükür dediler, unuttular.Yedi ay sonra. Kapı gene çalındı. Postacı ellerine tutuşturdu. Açtılar zarfı. Ana okudu, Gazi dinledi. Elektronik sayacı kırarak devlet malına zarar vermekten, görevliyi darp etmekten dava açılmış... Üç yıla kadar hapsi isteniyor, duruşmaya geleceği tarih belirtiliyordu!" (Yılmaz Özdil -hürriyet)Ya işte böyle bir ülkeyiz, işte böyle bir milletiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Halkın iktidarı zenginlerin medarı iftiharı / 15.08.2025
- Komisyoncudan çok komisyoncu oldular / 14.08.2025
- Gazze mitingleri / 13.08.2025
- Öcalan’a ‘katil’ denilmesi doğru değil mi? / 11.08.2025
- Filistin’i tanıma oyunu ve Filistin’den Türkiye rest / 10.08.2025
- Suç sadece diploma çetesinin mi? / 09.08.2025
- ‘Müslüman aynı delikte 2 kez ısırılmaz’ dediler kevgire döndüler / 08.08.2025
- Sahi hala aynı gemide miyiz? / 06.08.2025
- Gençler size nasıl güvensin? / 05.08.2025
- TBMM’deki komisyona son hatırlatma / 04.08.2025
- Komisyoncudan çok komisyoncu oldular / 14.08.2025
- Gazze mitingleri / 13.08.2025
- Öcalan’a ‘katil’ denilmesi doğru değil mi? / 11.08.2025
- Filistin’i tanıma oyunu ve Filistin’den Türkiye rest / 10.08.2025
- Suç sadece diploma çetesinin mi? / 09.08.2025
- ‘Müslüman aynı delikte 2 kez ısırılmaz’ dediler kevgire döndüler / 08.08.2025
- Sahi hala aynı gemide miyiz? / 06.08.2025
- Gençler size nasıl güvensin? / 05.08.2025
- TBMM’deki komisyona son hatırlatma / 04.08.2025