İmam Ali’den sözler -23-
Babanın evlat, evladın da baba üzerinde bazı hakları vardır. Babanın evlat üzerindeki hakkı, Allah'a isyan dışında her şeyde ona itaat etmesidir
15.08.2025 00:14:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





"Babanın evlat, evladın da baba üzerinde bazı hakları vardır. Babanın evlat üzerindeki hakkı, Allah'a isyan dışında her şeyde ona itaat etmesidir. Evladın, baba üzerindeki hakkı ise ona güzel isim vermesi, onu güzel terbiye etmesi ve ona Kur'an'ı öğretmesidir."
"Nazar gerçektir, tılsım gerçektir, sihir gerçektir ve uğur saymak gerçektir. Ama uğursuz saymak gerçek değildir, aksilik/terslik gerçek değildir. Güzel koku, bal, binicilik ve yeşilliğe bakmak koruyucudur, (şifadır.)"
"Halkın ahlakı ile uyum sağlamak, kin ve şerlerinden korunmak için bir güvenliktir."
Yersiz konuşan birine: "Tüylenmeden uçtun, yavruyken böğürdün."
"Kendini farklı işlere atanı, tedbirler yardımsız bırakır."
"İmam (a.s)'a; "La havle vela kuvvete illa billâh" cümlesinin manasını sorduklarında şöyle buyurdu:
"Biz, Allah ile birlikte bir şeye sahip değiliz; sadece O'nun bizi sahip kıldığı şeylere sahibiz. O halde bizi, bizden daha çok sahibi olduğu bir şeye sahip kıldığı zaman bize sorumluluk yüklemiştir; bizden onu geri aldığı zaman da sorumluluğu üzerimizden kaldırmıştır."
Ammar b. Yasir'in Muğire b. Şubeye cevap verdiğini duyunca ona hitaben şöyle buyurdu: "Ey Ammar, onu (Muğire b. Şube'yi) bırak! O dinden sadece kendini dünyaya yaklaştıran şeyleri almıştır; şüpheleri hatalarına mazeret yapmak için kasıtlı olarak (gerçekleri batıl ile) karıştırmıştır."
"Allah'ın mükâfatını elde etmek için, zenginin fakire gösterdiği tevazu ne kadar da güzeldir. Bundan daha güzeli ise, fakirlerin Allah'a dayanarak zenginlere karşı alçalmamalarıdır.''
"Allah, kendine aklı emanet ettiği bir kimseyi, bir gün onunla kurtarır."
"Kim hak ile çatışırsa, hak onu yere çarpar."
"Kalp, gözlerin kitabıdır."
"Takva, ahlakın reisidir."
"Dilinin keskinliğini, sana sözü öğretene; sözünün belagatini ise, sözünü doğrultana karşı kullanma."
"Başkaları için beğenmediğinden içtinap etmen, nefsine edep olarak yeter."
(Musibetlerde) Hür insanlar gibi sabretmeli veya kendine cahiller gibi teselli bulmalı."
"(Musibet ve belalarda) Büyük insanlar gibi sabretmeli; ya da kendine hayvanlar gibi teselli bulmalı.."
"Dünya kandırır, zarar verir ve geçer. Allah dünyayı dostlarına sevap, düşmanlarına da ceza olarak beğenmemiştir. Dünya ehli bir kafileye benzer; konakladıkları bir sırada kafile başı göçme emrini verir, onlar da göçerler."
Oğlu İmam Hasan'a (a.s) hitaben şöyle buyurdu: "Ey oğlum, dünyadan ardında bir şey bırakma. Zira şu iki kişiden birine bırakmış olursun:
Eğer Allah'a itaat yolunda harcayan olursa, senin bahtsızlığa düşerek elde ettiğinle o mutlu olur.
Eğer Allah'a isyan yolunda harcayan olursa, senin topladıkların yüzünden bahtsız olmuş olacaktır; sen de ona günahında yardım etmiş sayılacaksın. Dolayısıyla bunlardan hiçbirini kendine tercih etmen doğru değildir."
"Dünya malından elinde olan şeyin senden önce bir sahibi vardı; senden sonra da bir sahibi olacaktır; sen de şu iki kişiden birine topluyorsun:
Allah'a itaat yolunda harcayan birisi olursa, senin ziyana uğrayarak elde ettiklerinle saadete erer.
Yok, eğer Allah'a isyan yolunda harcayan olursa, senin onun için topladıklarınla perişan olur. Bu her ikisini de kendine tercih etmen ve onlar için sırtında yük (günah) taşıman doğru değildir. O halde giden için Allah'ın rahmetini, kalanlar için de Allah'ın rızkını um!"
Huzurunda "Esteğfirullah" diyen kimseye: "Anan yasına ağlasın. İstiğfarın ne demek olduğunu biliyor musun?
İstiğfar, yüce makam sahiplerinin derecesidir. İstiğfar, altı manası olan bir isimdir: İlki, geçmiş günahlar hakkında pişman olmak; ikincisi, o suçları ebediyen terk etmeye azmetmek; üçüncüsü, mahrukatın haklarını eda ederek, üzerinde bir kul hakkı olmadan pürüzsüz olarak Allah'a kavuşmak;
Dördüncüsü, üzerine farz kılındığı halde zayi ettiğin her farizanın hakkını eda etmeyi kast etmek; beşincisi, haram kazançla bedeninde oluşan eti gamla ve hüzünle, deri kemiğe yapışıncaya kadar eritmek ve o ikisinin arasında yeni et oluşmasını sağlamak; altıncısı ise vücuduna isyan tatlılığını tattırdığın gibi, itaat elemini de tattırmak. İşte bunları gerçekleştirdikten sonra 'esteğfirullah' diyebilirsin."
"Hilim (yumuşak davranmak, insan için) aşirettir." (Neh'cul Belağa'dan)
"Nazar gerçektir, tılsım gerçektir, sihir gerçektir ve uğur saymak gerçektir. Ama uğursuz saymak gerçek değildir, aksilik/terslik gerçek değildir. Güzel koku, bal, binicilik ve yeşilliğe bakmak koruyucudur, (şifadır.)"
"Halkın ahlakı ile uyum sağlamak, kin ve şerlerinden korunmak için bir güvenliktir."
Yersiz konuşan birine: "Tüylenmeden uçtun, yavruyken böğürdün."
"Kendini farklı işlere atanı, tedbirler yardımsız bırakır."
"İmam (a.s)'a; "La havle vela kuvvete illa billâh" cümlesinin manasını sorduklarında şöyle buyurdu:
"Biz, Allah ile birlikte bir şeye sahip değiliz; sadece O'nun bizi sahip kıldığı şeylere sahibiz. O halde bizi, bizden daha çok sahibi olduğu bir şeye sahip kıldığı zaman bize sorumluluk yüklemiştir; bizden onu geri aldığı zaman da sorumluluğu üzerimizden kaldırmıştır."
Ammar b. Yasir'in Muğire b. Şubeye cevap verdiğini duyunca ona hitaben şöyle buyurdu: "Ey Ammar, onu (Muğire b. Şube'yi) bırak! O dinden sadece kendini dünyaya yaklaştıran şeyleri almıştır; şüpheleri hatalarına mazeret yapmak için kasıtlı olarak (gerçekleri batıl ile) karıştırmıştır."
"Allah'ın mükâfatını elde etmek için, zenginin fakire gösterdiği tevazu ne kadar da güzeldir. Bundan daha güzeli ise, fakirlerin Allah'a dayanarak zenginlere karşı alçalmamalarıdır.''
"Allah, kendine aklı emanet ettiği bir kimseyi, bir gün onunla kurtarır."
"Kim hak ile çatışırsa, hak onu yere çarpar."
"Kalp, gözlerin kitabıdır."
"Takva, ahlakın reisidir."
"Dilinin keskinliğini, sana sözü öğretene; sözünün belagatini ise, sözünü doğrultana karşı kullanma."
"Başkaları için beğenmediğinden içtinap etmen, nefsine edep olarak yeter."
(Musibetlerde) Hür insanlar gibi sabretmeli veya kendine cahiller gibi teselli bulmalı."
"(Musibet ve belalarda) Büyük insanlar gibi sabretmeli; ya da kendine hayvanlar gibi teselli bulmalı.."
"Dünya kandırır, zarar verir ve geçer. Allah dünyayı dostlarına sevap, düşmanlarına da ceza olarak beğenmemiştir. Dünya ehli bir kafileye benzer; konakladıkları bir sırada kafile başı göçme emrini verir, onlar da göçerler."
Oğlu İmam Hasan'a (a.s) hitaben şöyle buyurdu: "Ey oğlum, dünyadan ardında bir şey bırakma. Zira şu iki kişiden birine bırakmış olursun:
Eğer Allah'a itaat yolunda harcayan olursa, senin bahtsızlığa düşerek elde ettiğinle o mutlu olur.
Eğer Allah'a isyan yolunda harcayan olursa, senin topladıkların yüzünden bahtsız olmuş olacaktır; sen de ona günahında yardım etmiş sayılacaksın. Dolayısıyla bunlardan hiçbirini kendine tercih etmen doğru değildir."
"Dünya malından elinde olan şeyin senden önce bir sahibi vardı; senden sonra da bir sahibi olacaktır; sen de şu iki kişiden birine topluyorsun:
Allah'a itaat yolunda harcayan birisi olursa, senin ziyana uğrayarak elde ettiklerinle saadete erer.
Yok, eğer Allah'a isyan yolunda harcayan olursa, senin onun için topladıklarınla perişan olur. Bu her ikisini de kendine tercih etmen ve onlar için sırtında yük (günah) taşıman doğru değildir. O halde giden için Allah'ın rahmetini, kalanlar için de Allah'ın rızkını um!"
Huzurunda "Esteğfirullah" diyen kimseye: "Anan yasına ağlasın. İstiğfarın ne demek olduğunu biliyor musun?
İstiğfar, yüce makam sahiplerinin derecesidir. İstiğfar, altı manası olan bir isimdir: İlki, geçmiş günahlar hakkında pişman olmak; ikincisi, o suçları ebediyen terk etmeye azmetmek; üçüncüsü, mahrukatın haklarını eda ederek, üzerinde bir kul hakkı olmadan pürüzsüz olarak Allah'a kavuşmak;
Dördüncüsü, üzerine farz kılındığı halde zayi ettiğin her farizanın hakkını eda etmeyi kast etmek; beşincisi, haram kazançla bedeninde oluşan eti gamla ve hüzünle, deri kemiğe yapışıncaya kadar eritmek ve o ikisinin arasında yeni et oluşmasını sağlamak; altıncısı ise vücuduna isyan tatlılığını tattırdığın gibi, itaat elemini de tattırmak. İşte bunları gerçekleştirdikten sonra 'esteğfirullah' diyebilirsin."
"Hilim (yumuşak davranmak, insan için) aşirettir." (Neh'cul Belağa'dan)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.