logo
29 MART 2024

Şehitlik Tepesi'nde bir Ali Haydar

30.01.2018 00:00:00
Yüzbaşı Mustafa Tevfik: "Sen kimlerdensin asker?"
Mehmetçik: "Fazıl oğlu Abbas, Kerbelâ'dan geldim komutanım!" 
Yüzbaşı Mustafa Tevfik: "Demek İmam Hüseyin diyarından geldin Abbas?" 
Mehmetçik: "Evet, komutanım, bizler Kerbelâ'dan geldik. Bugün Çanakkale bize Kerbelâ oldu. İnandık ve koşa koşa geldik! Büyüklerimiz dedi ki, Anadolu düşerse, düşman Kerbelâ'ya gelir, Necef'e gelir, Mekke'ye gelir, Medine'ye gelir. Hepimiz Muhammed ümmetiyiz. Zafer hak ile olanlara nasip olacak! Biz İmam Hüseyin'in evlatları Çanakkale'yi savunmaya geldik, kanımızla, canımızla. Bu topraklarda Ehl-i Beyt nefesi var. Her yanı mübarek! Bugün hepimiz Mehmed'iz! Allah, bizleri mahcup etmesin! Büyüklerin himmeti üzerimize olsun komutanım!"
Yüzbaşı Mustafa Tevfik: "Abbas'ım, hoş geldin! Bilirsin ki Kerbelâ'da ancak Yezit olanlar kaybeder! Hüseyinlerin kaybettiği hiçbir savaş yoktur! Biz de savaşacağız. Bu topraklara düşman ayağını bastırtmayacağız. Son er kalana dek çarpışacağız. Bizden sonra nice Mehmetçik gelecek, onlar da göğsünü siper edecek. Yüreğiniz, bileğiniz Ali gibi, silahınız Zülfikâr gibi olsun. Allah bizimle. Biz kazanacağız. Nesillerimiz sizin bu yaptığınız fedakârlıkları unutmayacak! Bastıkları yeri toprak diyerek geçmeyecekler, tanıyacaklar! Evlatlarım; analarımız, bacılarımız, evlatlarımız bizden zafer bekliyor. Kaybeden asla biz olmayacağız."
2015 Yılı malum, Çanakkale Zaferinin 100. yıldönümüydü. Başarılı Koleji'nde öğrenci ve öğretmenlerimizle hazırladığımız ve yukarıda bir diyalogunu aktardığım "Çanakkale'de Son Gece" adlı piyeste tam bir duygu seli yaşamıştık. Oyun, Albay Mustafa Kemal Paşa'dan gelen kat'i bir emirle başlamış, tiyatronun son kısımlarına doğru yokluğa meydan okuyan bu toprağın çocuklarının yaşadığı o unutulmaz sahne canlandırılmıştı. Mehmetçik su olmadığı için topluca teyemmüm almış, namazını cemaatle kılmış. Namaz sonrası askerler Kur'an okumuş, salat ü selamlar getirmiş, Allah'ı tesbih etmişti. Askerlerden biri ise Kerbelâ adlı ilahiyi okumuş, diğer askerler de bu ilahiye katılmıştı:
İmam Hüseyin'i vurdular
Kolun, kanadın kırdılar
Al kanlara boyadılar
Kerbela'da, Kerbela'da,

İmam Hüseyin susamıştı,
Bir yudum su aramıştı,
Ana yüreği yanmıştı,
Kerbela'da, Kerbela'da,

İmam Hüseyin şehid oldu,
Gül bahçemde güller soldu,
Topraklar kan ile doldu,
Kerbela'da, Kerbela'da?
Sonra hep birlikte dua etmişlerdi: "Ya Rabbi! Bizleri affeyle! Kapına geldik! Senin aşkına, Kur'an aşkına, Resûlullah ve Ehl-i Beyt'i aşkına, sahabe-i kiram, evliya aşkına, ağzı dualı kullar, analar, babalar aşkına bizlere zafer nasip eyle! Kahraman ordumuza güç ver! Bu vatanı boğmaya, elimizden almaya gelen düşmanı helak eyle! Şehitlerimizi huzuruna kabul eyle! Mukaddes vatanımızı koru! Ezanımız okunsun, bayrağımız dalgalansın! Yardımını esirgeme bizden! Sana sığınıyoruz, sana yalvarıyoruz! Bu aziz yurdu biz Türklere verdin. Yine Türklerde bırak!  Ordumuzu görünmeyen ordularınla destekle! Senin her şeye gücün yeter!"    
Sonra siperde bu vatan evlatları helalleşmişler, Allah Allah diyerek taarruza geçmişlerdi. O gün bu ilahiye başlayan, Kerbelâ'dan geldiğini söyleyen Mehmetçiği canlandıran kişi, geçtiğimiz günlerde Hakk'a yürüyen Ali Haydar Nezir kardeşimizdi. Aslında O'nun en çok okumayı sevdiği ilahi Kerbelâ ilahisiydi. Müzisyendi, halk müziği, sanat müziği, tasavvuf musikisi dâhil millete ait her güzel eseri okumayı severdi. Üniversitede okuyordu. Tertemiz imanı, hasta yatağında bile terk etmediği ibadeti, örnek ahlakıyla ne güzel bir delikanlıydı.   
19 yıllık hayatında herkese kendini sevdiren aşk ve muhabbet eri Yiğit Ali Haydar'ım... Hani baban Ali Nezir hep sana anlatırdı onları... Kaç kez gidip ziyaret etmiştin, arkadaşlarınla... Şehitlik Tepesi'nde medfun Hacı Mustafa Hayri Baba'yı, Celal Hoca'yı, Baki Hoca'yı, Ali Gedik Hoca'yı, Ali Tay'ı, Hüseyin Çamurdan'ı, Lütfullah Ağabeyi, Terzi İsmet Amcayı, Hüsamettin ve Mustafa Savaşer kardeşleri, Mustafa Kocaman'ı, Mustafa Babur'u, Mehmet Garaçoğlu Ağabeyi, Hakan Bektaşoğlu'nu ve diğer Ehl-i Beyt yârenlerini. Şimdi onlarlasın. Seni ahiret yolculuğuna uğurlarken adını taşımaktan hep gurur duyduğun hepimizin büyüğü Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, ardından ne güzel dualar etmiş ve senin için "şehadet makamında bir evladımızdır" demişti. Ne mutlu! Hele hastanede yanında refakatçi kalan okul arkadaşların senin sabrını, kanaatını, şükrünü, hayata pozitif bakışını, uyumlu, neşe kaynağı oluşunu hep anlattılar! Hastanede doktorlara dahi "Hoş Geldin Atatürk" kitabını anlatışını hatta hediye edişini hatırlatıyorlar. Rahatsızlığın sebebiyle acıların arttığında yanındaki dostlarına "Haydar Hocam'ı arayın, ben O'nun yaptığı dualarla rahatlıyorum" deyişini unutamıyorlar. Çileyi muhabbet bilen o güzel ailen, canın kardeşlerin, dünya ve ahiret aziz dostların hepimiz, o çaresiz hastalıkla mücadele ederken bir kez olsun isyan etmeyişini, tevekkülünü, gelenleri teskin edişini, inandığın değerleri kuşanmışlığını anlata anlata bitiremiyor. Tanımayanlar bile resmini görünce hayranlıklarını gizleyemiyordu. Şu yozlaşmış toplumda senin gibi Ehl-i Beyt aşkıyla hayata bakanlara ne kadar muhtacız be Ali Haydar! Sen Şehitlik Tepesi'ne açan nadide bir gülsün! Livâu'l-Hamd altında yine buluşana dek güzel yüzlü, zengin gönüllü Ali'm elvedâ... 
Yunus Emre'nin lisanıyla bir ayrılık yaşattın hepimize: "Bu dünyada bir nesneye/Yanar içim göynür özüm/Yiğit iken ölenlere/Gök ekini biçmiş gibi"
Düğündür sana ölüm, vuslattır maşukuna. Aşk ve vefa kervanına katılmaktır, asrın Yunus'u olup... Onlar ki unutmazlar, unutulmazlar. Seni de iyi bilirler... Biz de selam eyleriz siz İcmal Mektebinin yiğit erlerine... Sevenlerine bu dünya bir hicran oldu. Dualarımızda yâd edeceğiz adını... Cenazen bir düğün gibiydi. Dönüş yolunda Kemal Kamburoğlu ağabeyin otobüsteki dostlarına dedi ki: "Arkadaşlar, gelin Ali Haydar'ın en çok sevdiği ilahiyi birlikte okuyalım." Hep bir ağızdan aramızdaymışsın gibi Kerbelâ ilahisini okuduk. Hüzünlendi gönüllerimiz, buğulandı gözlerimiz. 
Senin gibi 19 yıla bu kadar güzelliği sığdıranlar için o çok sevdiğin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuş: "İnsanlarla öyle kaynaşın ki, öldüğünüzde ağlasınlar size; sağ kaldığınızda ise özlesinler sizi. Bilin ki bizden olup da ölen, ölü değildir, diridir."
Kerbelâ aşktır, gurbettir, hüzündür, vuslattır, imandır, adanmaktır, Hüseyin olmaktır, Ve sen bu sevda ile Ali Haydar sevdiklerinleydin, en sevdiklerine kavuştun.
Makamın âli, mekânın cennet, komşun Resûlullah ve pâk Ehl-i Beyt'i olsun?
Şefaatini niyaz ederim? Rûhun şâd olsun yiğidim!
 
Yavuz Ekim / diğer yazıları
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.