'Senin ruhun onların içindedir'
Allah (c.c.) Resûlullah'a hitaben buyurdu ki: "Ali ve vasîleri Senden sonraki doğru yol önderleridir. Senin ruhun onların içindedir. Onlar Senin yaratıldığın topraktan ve Senin zürriyetindendirler"
14.09.2014 00:00:00
Ebu Hamza es-Sumalî şöyle rivayet etmiştir:Ebu Ca'fer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)'ın şöyle dediğini duydum:"Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi) buyurdu ki: Allah diyor ki: Senin ümmetinden bedbaht olanların aleyhindeki kanıtımın tamamlanması, onların, Ali'nin velayetini terk etmeleri, onun düşmanlarını velî edinmeleri, onun ve ondan sonraki vasilerin üstünlüklerini inkâr etmeleri şeklinde gerçekleşir. Çünkü senin üstünlüğün, onların üstünlüğüdür, sana itaat, onlara itaattir. Senin hakkın, onların da hakkıdır. Sana başkaldırmak onlara da başkaldırmaktır. Onlar Senden sonraki doğru yol önderleridir. Senin ruhun onların içindedir. Senin ruhun ise Allah tarafından içine konulmuştur. Onlar Senin yaratıldığın topraktan ve Senin ıtret (zürriyet) indendirler. Senin etinden ve kanındandırlar. Allah Azze ve Celle onlarla ilgili olarak Senin ve Senden önceki peygamberlerin sünnetini uygulamıştır. Onlar Senden sonra Benim ilmimin bekçileridir. Bunlar Benim üzerimde haktır. Onları seçtim, kendime has kıldım ve onlardan razı oldum. Onları seven, onları veli edinen ve onların üstünlüklerini kabul eden kurtuldu. Cebrail, Bana onların ve babalarının adlarını, onları sevenleri ve üstünlüklerini kabul edenleri haber vermiştir."Eban b. Tağlib şöyle rivayet etmiştir:Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık aleyhisselâm)'ın şöyle dediğini duydum: "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi) buyurdu ki: Kim Benim hayatımı yaşamak, kim Benim gibi ölmek ve Rabbimin kendi elleriyle diktiği Adn cennetine girmek istiyorsa, Ali b. Ebu Tâlib'i sevsin. Onun dostunu dost edinsin, onun düşmanını düşman bellesin, ondan sonraki vasileri kabul etsin. Çünkü onlar Benim zürriyetimdirler, Benim etimden ve Benim kanımdandırlar. Allah onlara Benim anlayışımı ve ilmimi bahşetmiştir. Onların üstünlüklerini inkâr eden, Benimle onların akrabalık bağlarını koparan ümmetimi, Allah'a şikâyet ediyorum. Allah'a yemin ederim ki, iki oğlumu öldürecekler. Allah onları Benim şefaatime erdirmesin."Cabir el-Cu'fi, Ebu Ca'fer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)'dan şöyle rivayet etmiştir: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi) buyurdu ki: "Benim hayatımı yaşamak, Benim gibi ölmek, Bana vaad edilen cennete girmek ve Rabbimin kendi elleriyle diktiği dala tutunmak, kimin hoşuna gidiyorsa, Ali b. Ebu Tâlib ve ondan sonraki vasileri velî edinsin. Çünkü onlar sizi sapıklık kapısından içeri sokmaz ve hidâyet kapısından dışarı çıkarmazlar. Onlara öğretmeye kalkışmayın; çünkü onlar sizden daha bilgilidirler. Ben Rabbimden onlarla Kitabı, havuz başına geri dönünceye kadar birbirinden ayırmamasını istedim. İşte böyle -peygamberimiz iki elinin işaret parmağını birleştirdi- o havuzun genişliği San'a ile Eyle arası kadardır ve içinde yıldızlar sayısınca altın ve gümüş kadehler vardır."