Bir Avrupa akşamında daha tam olarak istediğimiz sonuçları alamadık.
Dün akşam sadece Sivasspor ile sevinebildik. Sivasspor Cluj'u 3-0 yenerken Başakşehir ve Trabzonspor rakiplerine aynı skorla 2-1 mağlup oldular. Fenerbahçe ise tam anlamıyla korku filmi yaşattı.
Ben Trabzonspor ve Fenerbahçe'nin maçlarını izledim.
Şimdi kinaye ile söylersek Fenerbahçe'de Serdar Aziz ve Trabzon'da Umut Bozok fark yaratan oyuncular idi. Elbette bu fark olumsuz anlamda ortaya kondu.
Şimdi tabii ki hiçbir şekilde Fenerbahçe'nin 3-0 geriden gelip maçı 3-3'e getirmesini asla küçümsemiyorum.
Bu maç için çok büyük başarı denilecek ve bu minvalde yorumlar yapılacak.
Fakat Fenerbahçe için maalesef madalyonun öbür yüzü var. Fenerbahçe koskoca bir ilk yarı istediği oyunu oynayamadı.
Rakibi Rennes hemen hemen dört isabetli şut attı ve bunların dördü de gol ile sonuçlandı.
Bereket bunlardan bir tanesi ofsayt gerekçesi ile iptal oldu. Yoksa zaten Fenerbahçe maçı 4-3 kaybedecekti.
Rennes maç boyunca daha akılcı oynayan taraftı. Takım halinde boş alan bırakmadıkları gibi Fenerbahçe'ye doğru düzgün oyun kurma şansı da tanımadılar.
İlk yarıda Fenerbahçe'de ön plana çıkan oyuncular İrfan Can Kahveci, Osayi ve Arao oldu.
Arao kötü oyuna tek başına direnmeye çalıştı. İrfan istekli ama yine savruktu.
25'inci dakikadan sonra İrfan Can, Osayi ile uyumlu oynamaya başlayınca Fenerbahçe sağ taraftan tehditkar bir şekilde hücum etti.
Bu ikiliye Crespo da destek verdi. Fakat şunu söylemek lazım elinizde bir Serdar Aziz varsa bu tip maçları kazanmanız mümkün değil.
Serdar Aziz Rennes'in attığı ilk golde rakibini kaçırdı. İkinci golde rakibinden kötü bir çalım yedi.
Hadi bunlar sıklıkla yapılan rutin bir hatadır diyelim.
Ben sadece Serdar Aziz'in bir anormal davranışını yazacağım. Dakika 45+1 Rennes 3-1 önde ve Fenerbahçe kalesine doğru bir hücum gerçekleştiriyor.
Serdar Aziz'in hemen sağında rakip hücumcu var. Var da Serdar Aziz'in bundan haberi yok. Başını sağına çeviriyor ve rakibini görüyor. Ne yapması lazım. Koşması lazım.
Şöyle bir bakıyor ve sadece bir iki adım atıyor ve takibi bırakıyor. Bereket Osayi gelip müdahale ediyor.
Yoksa bir pozisyon daha olacak. Neyse ikinci yarı 75-80'lere kadar Fenerbahçe kendine gelemedi.
Kendine gelince de 2 gol birden buldu. Bu yarı yine Jesus'un hamleleri vardı. 3'lü savunmadan 4'lü savunmaya döndü.
O anlara kadar ortada görünmeyen Lincoln solda çalışmaya başladı. Neyse ki maç 3-3 bitti ve de grup liderliği için şansı sürdü.
Trabzonspor'a gelelim. Şimdi aynı eleştirileri Trabzon için de söylemek lazım.
Elinizdeki oyuncu Umut Bozok ise Avrupa'da çok iddialı olamazsınız.
Kızılyıldız'ın ilk golünde Umut Bozok öyle bir hata yaptı ki ne denir bilmiyorum. Gitti rakibine pas verdi. Gelişen pozisyon golle sonuçlandı.
Sevgili kardeşim Umut hücum ederken böyle isabetli paslar atamıyorsun. Ben sana ne diyeyim yani. Neyse bu konuyu da kapatalım.
Ben derim ki Trabzonspor ile Fenerbahçe'nin oynadığı futbolu kıyaslarsak Trabzon'u daha çok beğendim. Neden?
Avcı Sivasspor maçından sonra ``öyle aksiyon filmi gibi maç olmaz. Daha dengeli oynamak lazım`` demişti.
Şimdi gerçekten Trabzon maç boyunca taktik disiplinden taviz vermedi.
Öyle yüksek bir temposu yoktu ama buna karşılık disiplin ve daha bir soğukkanlı oyun söz konusuydu.
25'ten sonra Kızılyıldız düşük tempoda daha baskılı oynadı.
Bundan sonra Kızılyıldız nispeten daha baskılı oynadı ama Trabzon'dan çok da üstün değildi.
Kızılyıldız'ın ikinci golünde Eren hatalıydı. Trabzon maçı en azından bir beraberlik ile bitirebilirdi ama sonuç bu şekilde gerçekleşmedi.
Bu Avrupa akşamında Başakşehir ve Fenerbahçe'den sonra Sivas da gruptan çıkmayı garantiledi.
Şimdi inşallah Trabzon da son haftaya kalsa bile gruptan çıkacak. Fakat ne olur Serdar ve Umut bu hataları tekrar etmesin.
Dün akşam sadece Sivasspor ile sevinebildik. Sivasspor Cluj'u 3-0 yenerken Başakşehir ve Trabzonspor rakiplerine aynı skorla 2-1 mağlup oldular. Fenerbahçe ise tam anlamıyla korku filmi yaşattı.
Ben Trabzonspor ve Fenerbahçe'nin maçlarını izledim.
Şimdi kinaye ile söylersek Fenerbahçe'de Serdar Aziz ve Trabzon'da Umut Bozok fark yaratan oyuncular idi. Elbette bu fark olumsuz anlamda ortaya kondu.
Şimdi tabii ki hiçbir şekilde Fenerbahçe'nin 3-0 geriden gelip maçı 3-3'e getirmesini asla küçümsemiyorum.
Bu maç için çok büyük başarı denilecek ve bu minvalde yorumlar yapılacak.
Fakat Fenerbahçe için maalesef madalyonun öbür yüzü var. Fenerbahçe koskoca bir ilk yarı istediği oyunu oynayamadı.
Rakibi Rennes hemen hemen dört isabetli şut attı ve bunların dördü de gol ile sonuçlandı.
Bereket bunlardan bir tanesi ofsayt gerekçesi ile iptal oldu. Yoksa zaten Fenerbahçe maçı 4-3 kaybedecekti.
Rennes maç boyunca daha akılcı oynayan taraftı. Takım halinde boş alan bırakmadıkları gibi Fenerbahçe'ye doğru düzgün oyun kurma şansı da tanımadılar.
İlk yarıda Fenerbahçe'de ön plana çıkan oyuncular İrfan Can Kahveci, Osayi ve Arao oldu.
Arao kötü oyuna tek başına direnmeye çalıştı. İrfan istekli ama yine savruktu.
25'inci dakikadan sonra İrfan Can, Osayi ile uyumlu oynamaya başlayınca Fenerbahçe sağ taraftan tehditkar bir şekilde hücum etti.
Bu ikiliye Crespo da destek verdi. Fakat şunu söylemek lazım elinizde bir Serdar Aziz varsa bu tip maçları kazanmanız mümkün değil.
Serdar Aziz Rennes'in attığı ilk golde rakibini kaçırdı. İkinci golde rakibinden kötü bir çalım yedi.
Hadi bunlar sıklıkla yapılan rutin bir hatadır diyelim.
Ben sadece Serdar Aziz'in bir anormal davranışını yazacağım. Dakika 45+1 Rennes 3-1 önde ve Fenerbahçe kalesine doğru bir hücum gerçekleştiriyor.
Serdar Aziz'in hemen sağında rakip hücumcu var. Var da Serdar Aziz'in bundan haberi yok. Başını sağına çeviriyor ve rakibini görüyor. Ne yapması lazım. Koşması lazım.
Şöyle bir bakıyor ve sadece bir iki adım atıyor ve takibi bırakıyor. Bereket Osayi gelip müdahale ediyor.
Yoksa bir pozisyon daha olacak. Neyse ikinci yarı 75-80'lere kadar Fenerbahçe kendine gelemedi.
Kendine gelince de 2 gol birden buldu. Bu yarı yine Jesus'un hamleleri vardı. 3'lü savunmadan 4'lü savunmaya döndü.
O anlara kadar ortada görünmeyen Lincoln solda çalışmaya başladı. Neyse ki maç 3-3 bitti ve de grup liderliği için şansı sürdü.
Trabzonspor'a gelelim. Şimdi aynı eleştirileri Trabzon için de söylemek lazım.
Elinizdeki oyuncu Umut Bozok ise Avrupa'da çok iddialı olamazsınız.
Kızılyıldız'ın ilk golünde Umut Bozok öyle bir hata yaptı ki ne denir bilmiyorum. Gitti rakibine pas verdi. Gelişen pozisyon golle sonuçlandı.
Sevgili kardeşim Umut hücum ederken böyle isabetli paslar atamıyorsun. Ben sana ne diyeyim yani. Neyse bu konuyu da kapatalım.
Ben derim ki Trabzonspor ile Fenerbahçe'nin oynadığı futbolu kıyaslarsak Trabzon'u daha çok beğendim. Neden?
Avcı Sivasspor maçından sonra ``öyle aksiyon filmi gibi maç olmaz. Daha dengeli oynamak lazım`` demişti.
Şimdi gerçekten Trabzon maç boyunca taktik disiplinden taviz vermedi.
Öyle yüksek bir temposu yoktu ama buna karşılık disiplin ve daha bir soğukkanlı oyun söz konusuydu.
25'ten sonra Kızılyıldız düşük tempoda daha baskılı oynadı.
Bundan sonra Kızılyıldız nispeten daha baskılı oynadı ama Trabzon'dan çok da üstün değildi.
Kızılyıldız'ın ikinci golünde Eren hatalıydı. Trabzon maçı en azından bir beraberlik ile bitirebilirdi ama sonuç bu şekilde gerçekleşmedi.
Bu Avrupa akşamında Başakşehir ve Fenerbahçe'den sonra Sivas da gruptan çıkmayı garantiledi.
Şimdi inşallah Trabzon da son haftaya kalsa bile gruptan çıkacak. Fakat ne olur Serdar ve Umut bu hataları tekrar etmesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025