Faiz belasına mübtela olanlar, faizli işlemlerle iştigal edenler, Bakara suresinin ilgili ayetinde işaret edildiği gibi "faiz de alış-veriş gibidir" sözünü ağızları ile söylemeseler bile hal dili ile, yapıp ettikleri ile bu hastalıklarını izhar edenler gerçekten de "şeytan çarpmış gibi" bir hayatın içindedirler.
Hayat Kitabının ifadesi ile "Allah ve Resûlüne karşı savaş açmak" anlamına gelen faizli işlemleri bir şekilde hazmetmiş olanlar, içlerine sindirmiş olanlar, haşa "çağın bir gereği olarak" kabul edenler oldukça anormal tavırlar sergilemektedirler.
Kendi iç dünyalarında, kendi iş dünyalarında bu beladan kurtulmak için bir yol, bir çare aramayı bırakmış olmaları ve bu "çağın ve bütün çağların vebasına" teslim olmuş vaziyetleri "şeytana çarpılmış olmalarının" en bariz işaretlerindendir.
Son elçinin getirdiği son mesajın diliyle ve son elçinin Veda Hutbesindeki açık ifadeleriyle haram kılınan faize balıklama dalanların ölümden sonraki hayatta nasıl muamele göreceklerini Allah bilir ama bu yaşadığımız hayatta şahit olduklarımız gerçekten içler acısı bir durumdur.
"Şeytan çarpmış vaziyetleri" oturmalarına yansımış, kalkmalarına yansımış, yemelerine-içmelerine yansımış, konuşmalarına yansımış, algılarını ve anlayış kabiliyetlerini alt-üst etmiş.
Hayata bakışları çarpık, gündeme dair yaptıkları yorumlar büsbütün çarpık, dünyada, bölgemizde ve ülkemizde cereyan eden olaylara getirdikleri yorumlar tam da "şeytan çarpmış gibi..."
Kerim Kitabımızda çizilen kırmızı çizgiler bu tiplerin hayatlarından silinmiş gibi.
"Ey iman edenler! Benim de düşmanım sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin" (Mümtehine: 1) ilkesi bu tiplerce 'reel politika' gereği arzularına göre yorumlanmaktadır.
Şeytana çarpılmış oldukları o kadar açık ki, "akrabaya yardım edin" şeklindeki İlahi emri, "akrabayı, eşi-dostu kayırın, ehil olsun olmasınlar onları istedikleri noktalara yerleştirin" şeklinde anlayıp uygulayabilmektedirler.
Bakara suresinin 275. ayetindeki ilgili cümlenin "... Faiz de alış-veriş gibidir diyenler şeytan çarpmış gibi (kabirlerinden) kalkarlar" şeklinde tercüme edilmesi en azından eksik bir tercümedir, parantez kullanılmadan; "daha çok kazanma hırsıyla şeytan çarpmış ve delirmiş gibi hareket ederler" şeklinde anlaşılmalıdır.
Bu haram fiili işleyenlerin, bu haram fiili yayıp yaygınlaştıranlara destek verenlerin ve dönüp bir çare, bir çıkış yolu aramayanların, bulanlara da kulak vermeyenlerin kabirlerinden nasıl kalkacaklarını ve mahşer yerine nasıl geleceklerini Allah bilir ama biz yaşadığımız hayatta görüyoruz ki bu tipler, başından sonuna kadar bir çarpık hayatın içindedirler.
Şeytana çarpılmaktan, şeytanın çarptıklarından olmaktan Allah'a sığınırız.
Hayat Kitabının ifadesi ile "Allah ve Resûlüne karşı savaş açmak" anlamına gelen faizli işlemleri bir şekilde hazmetmiş olanlar, içlerine sindirmiş olanlar, haşa "çağın bir gereği olarak" kabul edenler oldukça anormal tavırlar sergilemektedirler.
Kendi iç dünyalarında, kendi iş dünyalarında bu beladan kurtulmak için bir yol, bir çare aramayı bırakmış olmaları ve bu "çağın ve bütün çağların vebasına" teslim olmuş vaziyetleri "şeytana çarpılmış olmalarının" en bariz işaretlerindendir.
Son elçinin getirdiği son mesajın diliyle ve son elçinin Veda Hutbesindeki açık ifadeleriyle haram kılınan faize balıklama dalanların ölümden sonraki hayatta nasıl muamele göreceklerini Allah bilir ama bu yaşadığımız hayatta şahit olduklarımız gerçekten içler acısı bir durumdur.
"Şeytan çarpmış vaziyetleri" oturmalarına yansımış, kalkmalarına yansımış, yemelerine-içmelerine yansımış, konuşmalarına yansımış, algılarını ve anlayış kabiliyetlerini alt-üst etmiş.
Hayata bakışları çarpık, gündeme dair yaptıkları yorumlar büsbütün çarpık, dünyada, bölgemizde ve ülkemizde cereyan eden olaylara getirdikleri yorumlar tam da "şeytan çarpmış gibi..."
Kerim Kitabımızda çizilen kırmızı çizgiler bu tiplerin hayatlarından silinmiş gibi.
"Ey iman edenler! Benim de düşmanım sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin" (Mümtehine: 1) ilkesi bu tiplerce 'reel politika' gereği arzularına göre yorumlanmaktadır.
Şeytana çarpılmış oldukları o kadar açık ki, "akrabaya yardım edin" şeklindeki İlahi emri, "akrabayı, eşi-dostu kayırın, ehil olsun olmasınlar onları istedikleri noktalara yerleştirin" şeklinde anlayıp uygulayabilmektedirler.
Bakara suresinin 275. ayetindeki ilgili cümlenin "... Faiz de alış-veriş gibidir diyenler şeytan çarpmış gibi (kabirlerinden) kalkarlar" şeklinde tercüme edilmesi en azından eksik bir tercümedir, parantez kullanılmadan; "daha çok kazanma hırsıyla şeytan çarpmış ve delirmiş gibi hareket ederler" şeklinde anlaşılmalıdır.
Bu haram fiili işleyenlerin, bu haram fiili yayıp yaygınlaştıranlara destek verenlerin ve dönüp bir çare, bir çıkış yolu aramayanların, bulanlara da kulak vermeyenlerin kabirlerinden nasıl kalkacaklarını ve mahşer yerine nasıl geleceklerini Allah bilir ama biz yaşadığımız hayatta görüyoruz ki bu tipler, başından sonuna kadar bir çarpık hayatın içindedirler.
Şeytana çarpılmaktan, şeytanın çarptıklarından olmaktan Allah'a sığınırız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Haydutlukta hudut tanımayanlar ve… / 16.09.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025