Sıcaklardan bunaldığınız şu esnada sizlere " Şuan nerede olmak isterdiniz?" şeklinde bir soru yöneltilse cevabınız ne olurdu?Tahmin etmek güç olmasa gerek; ya güney bölgelerin şirin sahil kasabasında, ya Karadeniz'in yemyeşil yaylalarında kocaman ağaçların serin gölgesinde, ya Kanarya Adaları'nda ya da Maldiv kumsalında.İçerisinde bulunduğunuz rehavetten bir nebze olsun uzaklaşmak, kavrulan teninizden biran için sıyrılarak ondan kurtulmak...Mevsim kış olduğunda, iliklerinize kadar donduğunuzu hissettiğinizde ise yine farklı bölgelere yelken açmak, sımsıcak ülkelerde turlamak gelir içinizden göçmen kuşlar gibi.Sıcaktan, soğuktan, yazdan, kışdan...demek ki insanın içerisindeki kaçma hissi önemli bir yer tutuyor.Bulunduğunuz durumdan kurtulmak, farklı bir yerde olup farklı şeyler yapmak...Farkettiniz mi bilmiyorum; herkes belli bir macera arayışında. Hatta sizler de. Karanlık mağaralardan korksanız da arasıra onun gizemini yaşamak istersiniz. Sert akan sulardan yüzmeyi bilmediğiniz için korksanızda elinize bir kürek alıp rafting yapmak, yüksek bir dağa kaybolmayı göze alarak çıkmak, vahşi ormanlara dalarak ilginç hayvanlarla karşılaşmak istersiniz.Korku ile heyecanın birarada olduğu farklı bir arayış içinde olmak gerçekten ilginç.Ava çıkmak hem bir heyecan hem bir risk, uzun yolculuğa çıkmak hem bir istek hem bir tehlike.... Demek ki heyecanlarımız korkularımızı daha rahat bastırabilmekte.Bir savaş muhabirinin savaş alanında korkusunu bastırması gibi.Sevdiklerinizi korurken aldığınız cesaret gibi.Kimse bu sıcaklarda daha sıcak bölgelerde olmak istemez.Hele hele heyecanının yokolup gideceği bölgelerde asla.Biraz heyecan var ise hareket de vardır diyip yollara da çıkabilirsiniz ayaklarınızın sizi alıp götüreceği yere kadar ama bu gidiş ayaklarınızın yorulacağı yere, takatınızın biteceği ana kadar.İnsanın kapasitesi de heyecanı da demek ki belli bir yere kadar ve oldukça da değişken.Yazları soğuk istemek, soğuklarda yaz aylarını özlemek.Hayatın sizlere sunduğu zıtlıklar arasında ikilemler yaşamak da ayrı birşey olsa gerek.Bana bu sıcaklarda nerede olmak istediğim sorulmuş olsaydı ben; " Sıcaklarla birlikte artan açlıktan çocukların öldüğü Sudan'da, Somali'de, Eritre'de, Fildişi'nde, Bangladeş'te; sıcakların arasından sıcak ateşe maruz kalan Filistin'de, Afganistan'da, Keşmir'de; sıcağı sıcağına kanların akıtıldığı Irak'ta, Çeçenistan'da olmak istemediğim" yanıtını verirdim.Benim istememin ne derece anlamı olabilir ki..Benim adıma birilerinin istediği ve istekleri olurken ben ne yapabilirim.Ne kadar da aciziz değil mi?Allah kimseyi çaresiz ve ümitsiz bırıkmasın.Yazın da kışın da....
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005