Her çeşit kış hastalıklarına iyi gelir.
Soğuk algınlığından mütevellit nezle-grip hastalıklarının tedavisinde bir elde mendil diğerinde de bir şiir kitabı, bire birdir, tavsiye ederiz.
Diyelim ki muhataplarınızın tüm kanalları tıkalı, sesinizi duyurmakta zorlanıyorsunuz, meramınızı anlatmakta bin bir müşkil yaşıyorsunuz, işte böyle zamanlarda da "şiir şerbetinden" bir yudum almalısınız.
Diyelim ki ait olduğunuz coğrafya, kurtçuklar tarafından yenilen dut yaprağı gibi dört bir yanından yeniliyor, siz tehlikeyi görüyor ve hissediyorsunuz ama hala "oyunda-eğlencede" olan hemcinslerinize, hemşehrilerinize sesinizi duyuramıyorsunuz, bu durumda da saçlarınızın daha bir ağardığını görme pahasına "şiir aynasının" karşısına geçip "şiir şerbetinden" yudumlamalısınız:
"Tükendi mürekkep karıştı satır
Bilemez ki katip ne yaza şimdi
Dört mevsimde ne şevk ne umut kaldı
Minnet ne bahara ne yaza şimdi
Vazgeç gafil göremezsin içimi
Sen kendinle kıyas etme suçumu
Doğuştan simsiyah olan saçımı
Söyle kim boyadı beyaza şimdi
Reyhani'yim geçti ömrüm saz ile
Gıda aldık hayaldeki haz ile
Bir ömür devrettik cilve naz ile
Naz bitti çevrildik niyaza şimdi."
(Aşık Reyhani)
Diyelim ki, günlük gelişmelerin, anlık oluşumların arka planını, basiret ehli arkadaş ve dostlarınızın da yardımları ile doğru okuyorsunuz, doğru teşhisler koyuyorsunuz ama endişelerinizi ve kaygılarınız paylaşacak muhatap bulamıyorsunuz, böyle hallerde de yine şiirin yamaçlarında dolaşmanızda faydalar olabilir:
"Başım benim sana birkaç sözüm var
Sakın fosilleşme taş olma başım
Sağ iken arama eşilmiş mezar
Canlı cendek olma naş olma başım
Gösterişe gelme ahmaktır derler
Yardan uçururlar üsten gülerler
Paslı hançer ile beynin delerler
Körpe kabak gibi yaş olma başım
Namerdin eline olursan kına
Bozarlar silahın koyarlar kına
Yalancıya vurguncuya çapkına
Yiyilme yem olma aş olma başım
Sabun ile çıkmaz namusun kiri
Bu bir meşhur sözdür öteden beri
Takar parmağına kalleşin biri
Rasgele yüzüğe kaş olma başım
Kiminin zevk dolu dünyası ayrı
Kiminin çileden delinmiş böğrü
Doğruya doğru de eğriye eğri
Doğru bak doğru gör şaş olma başım
Şahlan ki zemine velvele düşe
Nehirler köpüre denizler taşa
Bir günde yaşarsan herifçe yaşa
Yamyama çakala eş olma başım
Âşık Ruhani'de bir arzu yatar
Gün gelir korkağın gemisi batar
Cesura cebbara ayak ol yeter
Yüreksiz gövdeye baş olma başım."
(Aşık Ruhani).
Soğuk algınlığından mütevellit nezle-grip hastalıklarının tedavisinde bir elde mendil diğerinde de bir şiir kitabı, bire birdir, tavsiye ederiz.
Diyelim ki muhataplarınızın tüm kanalları tıkalı, sesinizi duyurmakta zorlanıyorsunuz, meramınızı anlatmakta bin bir müşkil yaşıyorsunuz, işte böyle zamanlarda da "şiir şerbetinden" bir yudum almalısınız.
Diyelim ki ait olduğunuz coğrafya, kurtçuklar tarafından yenilen dut yaprağı gibi dört bir yanından yeniliyor, siz tehlikeyi görüyor ve hissediyorsunuz ama hala "oyunda-eğlencede" olan hemcinslerinize, hemşehrilerinize sesinizi duyuramıyorsunuz, bu durumda da saçlarınızın daha bir ağardığını görme pahasına "şiir aynasının" karşısına geçip "şiir şerbetinden" yudumlamalısınız:
"Tükendi mürekkep karıştı satır
Bilemez ki katip ne yaza şimdi
Dört mevsimde ne şevk ne umut kaldı
Minnet ne bahara ne yaza şimdi
Vazgeç gafil göremezsin içimi
Sen kendinle kıyas etme suçumu
Doğuştan simsiyah olan saçımı
Söyle kim boyadı beyaza şimdi
Reyhani'yim geçti ömrüm saz ile
Gıda aldık hayaldeki haz ile
Bir ömür devrettik cilve naz ile
Naz bitti çevrildik niyaza şimdi."
(Aşık Reyhani)
Diyelim ki, günlük gelişmelerin, anlık oluşumların arka planını, basiret ehli arkadaş ve dostlarınızın da yardımları ile doğru okuyorsunuz, doğru teşhisler koyuyorsunuz ama endişelerinizi ve kaygılarınız paylaşacak muhatap bulamıyorsunuz, böyle hallerde de yine şiirin yamaçlarında dolaşmanızda faydalar olabilir:
"Başım benim sana birkaç sözüm var
Sakın fosilleşme taş olma başım
Sağ iken arama eşilmiş mezar
Canlı cendek olma naş olma başım
Gösterişe gelme ahmaktır derler
Yardan uçururlar üsten gülerler
Paslı hançer ile beynin delerler
Körpe kabak gibi yaş olma başım
Namerdin eline olursan kına
Bozarlar silahın koyarlar kına
Yalancıya vurguncuya çapkına
Yiyilme yem olma aş olma başım
Sabun ile çıkmaz namusun kiri
Bu bir meşhur sözdür öteden beri
Takar parmağına kalleşin biri
Rasgele yüzüğe kaş olma başım
Kiminin zevk dolu dünyası ayrı
Kiminin çileden delinmiş böğrü
Doğruya doğru de eğriye eğri
Doğru bak doğru gör şaş olma başım
Şahlan ki zemine velvele düşe
Nehirler köpüre denizler taşa
Bir günde yaşarsan herifçe yaşa
Yamyama çakala eş olma başım
Âşık Ruhani'de bir arzu yatar
Gün gelir korkağın gemisi batar
Cesura cebbara ayak ol yeter
Yüreksiz gövdeye baş olma başım."
(Aşık Ruhani).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025