İlkokul çağlarından hepimiz hatırlarız, çarpma işlemindeki sonucun doğruluğundan emin olmak için büyükçe bir çarpı işareti çizer, işlemin sağlamasını yapardık.
Her zaman işe yarayan bu sağlamayı yaptıktan sonra bulduğumuz sonucun doğruluğundan hiçbir şüphemiz kalmazdı.
Çoğunlukla matematik işlemlerinde başvurulan sağlama yöntemi aslında hayatın pek çok alanında da uygulanması gerekiyor.
Biz bu sağlamaları zamanında yapmadığımız için bizim yerimize deprem yaparak, çok ağır bir gerçeği gözlerimizin önüne koydu.
İstanbul'da 26 Eylül'de yaşadığımız 5.8 şiddetindeki deprem aslında pek çok konudaki doğru olduğu zannedilen sonuçların gerçekte yanlış olduğunu gösterdi.
Mesela kentsel dönüşüm konusu…
Deprem kuşağında olan Türkiye genelinde 6.7 milyon, acil olarak ise 1.5 milyon konut dönüştürülmeyi bekliyor.
İstanbul'daki riskli bina sayısı ise en az 400 bin olduğu ifade ediliyor.
5.8 sarsılmamış olsaydık, depreme hazırlık ve kentsel dönüşüm konuları bir köşede kendi kaderine terk edilmiş olarak kalmaya devam edecekti.
Oysa şimdi, 1999 depreminden bu yana geçen 20 yılın, verimli değerlendirilmediği ve yapıldığı iddia edilen hazırlıkların plansız, programsız ve yetersiz olduğunu yaşadığımız deprem nedeniyle gerçekleşen mecburi sağlamayla görüyoruz.
Çöken sadece iletişim değildi
Depreme hazırlık konusunda çok laf üreten siyasetin deprem ve olası bir afet yaşandığı olağanüstü durumlarda vatandaşın iletişimini nasıl sağlayacağı konusunda da son depremle yapılan sağlama, gelinen noktanın vahametini gözler önüne serdi.
Can kaybı ve çöken binanın olmadığı bir depremde iletişim yerin dibine gömüldü.
26 Eylül'deki sarsıntıda yerin dibine gömülen GSM operatörleri birkaç gigabayt internet hediyesiyle olayın üstünü örtmeye çalışıyorlar.
Demek ki stratejik kurumları özelleştirmekte hiçbir sakınca görmeyen siyasilerin bu mantığı temelden yanlışmış. Son depremde bunun da sağlaması yapıldı ve milyonlarca vatandaş saatlerce yakınlarına ulaşamadı.
Depremle birlikte ortaya çıkan başka eksikler de var. Şüphesiz bunlar da acil çözüm bulmalı.
Ancak depremle ortaya çıkan eksiklikler gibi, süslü ambalajlar arkasında saklanmış binlerce eksik var Türkiye'de…
Yolcu geçiş garantili pahalı köprü ve otoyol ihaleleri, adrese teslim özelleştirmeler ve hasta garantili şehir hastaneleri gibi projelerin cafcaflı ambalajlarını sökebilirseniz arkasındaki gerçek emin olun hiç de hoşunuza gitmeyecektir.
Bu bağlamda deprem sarsıntısıyla az da olsa kendine gelmiş benliğimizle, sadece depreme hazırlıkların değil, ülkemizdeki her şeyin sağlamasının yapılması gerektiği kanısındayım.
Zira yapılan sağlamalar, depreme hazırlıklar gibi can ve mal güvenliğini tehdit eden konularda dahi büyük yanlışlar ve eksiklikler olduğunu gösteriyorsa, bilelim ki bakacağımız hemen her şeyde benzer yanlışları göreceğiz. Belki o zaman emaneti ehline vermek gerektiğini milletçe daha iyi idrak edebiliriz.
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023