Amerika Birleşik Devletleri'nin dış ticaretinde verdiği açık yeni bir rekora koşuyor. Ticaret Bakanlığı dış açığının Mayıs ayında bir önceki aya göre %0.5 artarak 41.65 Milyar dolara ulaştığını belirtti. Amerikan dolarının uluslararası piyasalarda değer kaybetmeye başlamasının Amerikan ihracat sektörüne yaradığı bir gerçek. Resmi rakamlara göre Mayıs ayında Amerika'nın toplam ihracatı, aylık bazda üç ay öncesine nazaran en büyük yükselişini 0.9 kadar artarak yaklaşık 83 milyar dolara çıkarttı.
Amerikan finans çevrelerinde bu trend tartışılmaya devam ederken yeni bir tartışma da Avrupa ekseninde yaşanıyor. Avrupa Birliği'nin lokomotifi konumundaki Almanya da Euro'nun aşırı değerlenmesinden kaygı duyuyor.
Euro'nun Dolar karşısında değerlenmesi, ekonomisi ihracata dayanan Almanlar'ı huzursuz ediyor. Almanya Başbakanı Gerhard Schroder, Avrupa Merkez Bankası'nın Euronun Dolar karşısında ucuzlaması için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini söylüyor.
Euro-Dolar paritesi ekseninde Avrupa Merkez Bankası'nın elinden geleni yeterince yapmadığının altını çizen Başbakan Schröder, Avrupa ile Amerika arasında yaşanan ticari münasebetlerin de bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Türkiye'de de döviz kuru makası ile ilgili tartışmalar sürüyor. Özellikle dış kredili projelerin maliyetinin dolar bazında yeniden revize edilmesi ekonomi çevrelerine yeni pencere araladı. Dış kaynaklı projelere Türkiye, eski kur bazında yaklaşık 4.5 katrilyonluk ödenek ayırmışken, kurun geldiği yeni düşük seviye mevcut yönetime 1.5 katrilyonluk avantaj sağladı.
Türkiye'nin ihracat- ithalat dengesinde İhraç aleyhine, ithalat lehine gelişmekte olan durum sürüyor. Döviz üzerinden mallarını satan ancak kurun düşüşüyle karlarını satış maliyetlerinin altında gören ihracatçılar haklı olarak isyan ediyor. Türk sektörünün ithal lehine ne dereceye kadar pozitif ivme sürdüreceği bilinmiyor.
Görüldüğü üzere, ülkeden ülkeye, coğrafyadan coğrafyaya sadece siyasal değil, ekonomik beklentiler de değişim göstermekte.
Ekonomi literatüründe Pareto optimumu olarak bilinen yasaya göre ekonomide dengenin sağlanması demek olan kar maksimizasyonunda birinin faydası diğerinin zararına gelişiyor ise piyasa dengede olmakta.
Amerika'nın memnuniyeti Almanya'yı tedirgin ediyor. Almanya'nın Merkez Bankası ekseninde alacağı en küçük bir karar da Türkiye ve diğer ülkelere artı eksi değer kazandıracak.
Uluslararası siyasal rekabetin yaşandığı düzlemde en hassas karın ekonomi galiba.
Batıp çıkmanız gelişen siyasal kararlardan çok, sayısal değerlere bağlı.
Amerikan finans çevrelerinde bu trend tartışılmaya devam ederken yeni bir tartışma da Avrupa ekseninde yaşanıyor. Avrupa Birliği'nin lokomotifi konumundaki Almanya da Euro'nun aşırı değerlenmesinden kaygı duyuyor.
Euro'nun Dolar karşısında değerlenmesi, ekonomisi ihracata dayanan Almanlar'ı huzursuz ediyor. Almanya Başbakanı Gerhard Schroder, Avrupa Merkez Bankası'nın Euronun Dolar karşısında ucuzlaması için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini söylüyor.
Euro-Dolar paritesi ekseninde Avrupa Merkez Bankası'nın elinden geleni yeterince yapmadığının altını çizen Başbakan Schröder, Avrupa ile Amerika arasında yaşanan ticari münasebetlerin de bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Türkiye'de de döviz kuru makası ile ilgili tartışmalar sürüyor. Özellikle dış kredili projelerin maliyetinin dolar bazında yeniden revize edilmesi ekonomi çevrelerine yeni pencere araladı. Dış kaynaklı projelere Türkiye, eski kur bazında yaklaşık 4.5 katrilyonluk ödenek ayırmışken, kurun geldiği yeni düşük seviye mevcut yönetime 1.5 katrilyonluk avantaj sağladı.
Türkiye'nin ihracat- ithalat dengesinde İhraç aleyhine, ithalat lehine gelişmekte olan durum sürüyor. Döviz üzerinden mallarını satan ancak kurun düşüşüyle karlarını satış maliyetlerinin altında gören ihracatçılar haklı olarak isyan ediyor. Türk sektörünün ithal lehine ne dereceye kadar pozitif ivme sürdüreceği bilinmiyor.
Görüldüğü üzere, ülkeden ülkeye, coğrafyadan coğrafyaya sadece siyasal değil, ekonomik beklentiler de değişim göstermekte.
Ekonomi literatüründe Pareto optimumu olarak bilinen yasaya göre ekonomide dengenin sağlanması demek olan kar maksimizasyonunda birinin faydası diğerinin zararına gelişiyor ise piyasa dengede olmakta.
Amerika'nın memnuniyeti Almanya'yı tedirgin ediyor. Almanya'nın Merkez Bankası ekseninde alacağı en küçük bir karar da Türkiye ve diğer ülkelere artı eksi değer kazandıracak.
Uluslararası siyasal rekabetin yaşandığı düzlemde en hassas karın ekonomi galiba.
Batıp çıkmanız gelişen siyasal kararlardan çok, sayısal değerlere bağlı.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005