Ülkedeki ekonomik kriz, her tarafı perişan etti.
Emisyon daralmış. Üretim sıfırlanmış. İhracat düşmüş. Enflasyon, dörtköşe koltuğuna kurulmuş.
İthalat patladıkça patlamış... Hem de tüm alanlarda. Sadece ekonomide değil.
Tarımda ithalat patlaması...
Sanayide ithalat patlaması...
Dövizde ithalat patlaması...
Başka?
Şimdi de politikada ithalat patlaması.
Geçmişte, politik ithalat görüşmeleri kapalı kapılar ardından yapılırmış. Son ekonomik krizle birlikte bu işin de raconu değişti.
"İthal bakan"la bulaştırdılar işi.
Hani, bir "eko-kurtarıcı" getirildi ya... IMF'nin Türkiye'den elde ettiği faiz gelirini artırmakla vazifeli komisyoncu yok mu..?
97 katrilyonluk 2002 bütçemizin yıllık faiz giderinin 45 katrilyon olduğu şu süreçte, hala daha borç üstüne borç edinip milletin sırtındaki faiz kamburunu büyüten ithal IMF dervişinden bahsediyorum.
Politika gümrüğünde ithalat duvarını "IMF'nin dervişi" ile yıktılar.
Yeni yetmelerin gözleri faltaşı gibi açıldı. "İthal bir icazetname" nereden bulabiliriz, arayışı başladı.
Washington/Davos derken SP Genel Başkanı Recai Kutan'ın deyimiyle "Atlantik ötesinden ithal" icazetnameler ve ithal icazetnameli yeniyetmeler doluştu siyasi arenaya.
Şimdi de aile fotoğrafı batağa düşen "baba"nın kontrolünde bir parti başkanı ithal edilmiş.
Anlaşılan ithalat patlaması sadece ekonomide yaşanmıyor.
Kriz, politik arenada da ithalat patlamasına sebep oldu.
Diyeceksiniz ki, bu politik ithalattan Türkiye, hayır görmez mi?
Görmez.
İthalat, her alanda eksi puandır.
Hem bunların ithal bakanından millet ne hayır gördü ki, ithal parti başkanından, ithal icazetnamelilerden hayır görsün.
Heybesinde çözümü olan yok ki. Hepsi varsa yoksa IMF diyor, ne pahasına olursa olsun AB, diyor.
Var mı, Bağımsız Türkiye Partisi'nden gayrı, farklı bir söylemi ve çözümü olan?
Yok. Yok Yok.
Türkiye önümüzdeki 3 yılda tam 68 milyar dolar borç ödeyecek. Faizleri ise cabası.
Milli gelirimiz, bir yılda 55 milyar dolar azaldı. Yüzde 9 küçüldük.
IMF ve AB dışında "alternatif"i olan var mı?
Yok oğlu yok.
Hatta bir ara MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç'ın ağzından "stratejik alternatif" şeklinde bir ifade çıktı. Yenisinden eskisine, parti başkanlarından medyacılara tüm "politik- medyatik ithalatçılar" Paşa'ya taarruza geçtiler. Baskın da çıktılar. Bu politik tablo bile, önüne geçilmezse Türkiye'nin siyasi geleceğinin vahametini ortaya koyması bakımından yeter de artar.
Politikadaki ithalat patlamasının tahribatı, ekonomideki tahribata hiç benzemez. Politik ithalat patlamasının önüne de ancak "yerli bir siyaset"le, "milli bir duruş"la ve "bağımsız bir karakter"le geçilebilir. Kurmaylarından duyduğumuz, öğrendiğimiz kadarıyla BTP işte budur.
Bağımsız Türkiye Partisi bu bağlamda Türkiye'nin "alternatifsiz tek adres"idir. Millet bunu farketti. Kuvay-ı Milliye ruhuyla şahlanan milletin topyekün bu milli duruşta yer alması da bunun göstergesidir. Görünen o ki BTP, siyasetteki ithalat patlamasına da son verecek.
Emisyon daralmış. Üretim sıfırlanmış. İhracat düşmüş. Enflasyon, dörtköşe koltuğuna kurulmuş.
İthalat patladıkça patlamış... Hem de tüm alanlarda. Sadece ekonomide değil.
Tarımda ithalat patlaması...
Sanayide ithalat patlaması...
Dövizde ithalat patlaması...
Başka?
Şimdi de politikada ithalat patlaması.
Geçmişte, politik ithalat görüşmeleri kapalı kapılar ardından yapılırmış. Son ekonomik krizle birlikte bu işin de raconu değişti.
"İthal bakan"la bulaştırdılar işi.
Hani, bir "eko-kurtarıcı" getirildi ya... IMF'nin Türkiye'den elde ettiği faiz gelirini artırmakla vazifeli komisyoncu yok mu..?
97 katrilyonluk 2002 bütçemizin yıllık faiz giderinin 45 katrilyon olduğu şu süreçte, hala daha borç üstüne borç edinip milletin sırtındaki faiz kamburunu büyüten ithal IMF dervişinden bahsediyorum.
Politika gümrüğünde ithalat duvarını "IMF'nin dervişi" ile yıktılar.
Yeni yetmelerin gözleri faltaşı gibi açıldı. "İthal bir icazetname" nereden bulabiliriz, arayışı başladı.
Washington/Davos derken SP Genel Başkanı Recai Kutan'ın deyimiyle "Atlantik ötesinden ithal" icazetnameler ve ithal icazetnameli yeniyetmeler doluştu siyasi arenaya.
Şimdi de aile fotoğrafı batağa düşen "baba"nın kontrolünde bir parti başkanı ithal edilmiş.
Anlaşılan ithalat patlaması sadece ekonomide yaşanmıyor.
Kriz, politik arenada da ithalat patlamasına sebep oldu.
Diyeceksiniz ki, bu politik ithalattan Türkiye, hayır görmez mi?
Görmez.
İthalat, her alanda eksi puandır.
Hem bunların ithal bakanından millet ne hayır gördü ki, ithal parti başkanından, ithal icazetnamelilerden hayır görsün.
Heybesinde çözümü olan yok ki. Hepsi varsa yoksa IMF diyor, ne pahasına olursa olsun AB, diyor.
Var mı, Bağımsız Türkiye Partisi'nden gayrı, farklı bir söylemi ve çözümü olan?
Yok. Yok Yok.
Türkiye önümüzdeki 3 yılda tam 68 milyar dolar borç ödeyecek. Faizleri ise cabası.
Milli gelirimiz, bir yılda 55 milyar dolar azaldı. Yüzde 9 küçüldük.
IMF ve AB dışında "alternatif"i olan var mı?
Yok oğlu yok.
Hatta bir ara MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç'ın ağzından "stratejik alternatif" şeklinde bir ifade çıktı. Yenisinden eskisine, parti başkanlarından medyacılara tüm "politik- medyatik ithalatçılar" Paşa'ya taarruza geçtiler. Baskın da çıktılar. Bu politik tablo bile, önüne geçilmezse Türkiye'nin siyasi geleceğinin vahametini ortaya koyması bakımından yeter de artar.
Politikadaki ithalat patlamasının tahribatı, ekonomideki tahribata hiç benzemez. Politik ithalat patlamasının önüne de ancak "yerli bir siyaset"le, "milli bir duruş"la ve "bağımsız bir karakter"le geçilebilir. Kurmaylarından duyduğumuz, öğrendiğimiz kadarıyla BTP işte budur.
Bağımsız Türkiye Partisi bu bağlamda Türkiye'nin "alternatifsiz tek adres"idir. Millet bunu farketti. Kuvay-ı Milliye ruhuyla şahlanan milletin topyekün bu milli duruşta yer alması da bunun göstergesidir. Görünen o ki BTP, siyasetteki ithalat patlamasına da son verecek.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019