'Sizde İstanbulluluk ruhu ölmesin'
Katıldığı bir söyleşide İstanbul'un güzelliklerine işaret eden şair Hüsrev Hatemi, "Neyse ki bakmasını bilene güzeldir. O kadar ümitsiz değiliz ama hangi caminin, medresenin önünden geçerseniz, geçerken küçümsemeyin. Her eserin kendine göre ayrı güzelliği var. Sizde İstanbulluluk ruhu ölmesin" dedi
22.12.2015 00:00:00
İstanbul Kültür Söyleşileri'ne katılan şair Hüsrev Hatemi, "İstanbul'u Yaşamak" konulu söyleşide konuştu.
Nişantaşı Nuri Akın Anadolu Lisesi'nde gerçekleşen etkinlikte konuşan Hatemi, ilkokula 1944 yılının ekim ayında başladığını belirterek, ablasıyla söyleşinin yapıldığı okulda eğitim gördüklerini söyledi.
İstanbullu olmanın devirlere göre değiştiğine değinen Hatemi, "Yaşlı insanlar ölünce kalan terekelerini, birkaçının evinin kütüphanesini gördüm. Onların etkisiyle, İstanbul'da şu ümidi taşıyordum. Bir yaşlı amca, bizim kaybettiğimiz İstanbul'u sarı bir zarfa saklamış, arkadaşına vermek için. İstanbul kaybolmamış da bir köşede açılmayı bekliyor. Bir zarftan çıksa da eski tadı olmayacak" ifadelerini kullandı.
Hatemi, gençlik yıllarında evinde kasetçaların bulunmadığını kaydederek, "Pikap her evde bulunmazdı. Biz kafamızdan söyleyip, çalardık ama şimdi Youtube'da eski İstanbul türkülerini, günde bir tanesini dinlemelisiniz" dedi.
Her eserin ayrı güzelliği var
İstanbul'da en sevdiği yerlerden birinin Kanlıca olduğunu aktaran Hatemi, şu bilgileri verdi:
"Hala İstanbulluların gözünde Eyüp çok kıymetliydi. Büyük zahmetlerle gidilirdi. Buna katlanılırdı. 'Kısıklı'ya nasıl gidilir' diye vazgeçilmezdi. Ne yapıp eder, İstanbullular eski İstanbul'u yaşarlardı. Bugün de Topkapı Sarayı, önünden hayallere dalarak geçeceğimiz bir yerdir."
Hüsrev Hatemi, İstanbul'un güzelliklerine işaret ederek, "Neyse ki bakmasını bilene güzeldir. O kadar ümitsiz değiliz ama hangi caminin, medresenin önünden geçerseniz, geçerken küçümsemeyin. Her eserin kendine göre ayrı güzelliği var. Sizde İstanbulluluk ruhu ölmesin" dedi.
İstanbul derslerinin sadece İstanbul'da değil tüm illerde olması gerektiğini vurgulayan Hatemi, isminin de "Şehir Dersleri" olması gerektiğini vurguladı.
Hatemi, "Ey Sevda", "İstanbul'a Ağıt" şiirlerini okuduğu söyleşide, şiirlerinden örneklerle İstanbul'daki değişimi ele aldı.
Nişantaşı Nuri Akın Anadolu Lisesi'nde gerçekleşen etkinlikte konuşan Hatemi, ilkokula 1944 yılının ekim ayında başladığını belirterek, ablasıyla söyleşinin yapıldığı okulda eğitim gördüklerini söyledi.
İstanbullu olmanın devirlere göre değiştiğine değinen Hatemi, "Yaşlı insanlar ölünce kalan terekelerini, birkaçının evinin kütüphanesini gördüm. Onların etkisiyle, İstanbul'da şu ümidi taşıyordum. Bir yaşlı amca, bizim kaybettiğimiz İstanbul'u sarı bir zarfa saklamış, arkadaşına vermek için. İstanbul kaybolmamış da bir köşede açılmayı bekliyor. Bir zarftan çıksa da eski tadı olmayacak" ifadelerini kullandı.
Hatemi, gençlik yıllarında evinde kasetçaların bulunmadığını kaydederek, "Pikap her evde bulunmazdı. Biz kafamızdan söyleyip, çalardık ama şimdi Youtube'da eski İstanbul türkülerini, günde bir tanesini dinlemelisiniz" dedi.
Her eserin ayrı güzelliği var
İstanbul'da en sevdiği yerlerden birinin Kanlıca olduğunu aktaran Hatemi, şu bilgileri verdi:
"Hala İstanbulluların gözünde Eyüp çok kıymetliydi. Büyük zahmetlerle gidilirdi. Buna katlanılırdı. 'Kısıklı'ya nasıl gidilir' diye vazgeçilmezdi. Ne yapıp eder, İstanbullular eski İstanbul'u yaşarlardı. Bugün de Topkapı Sarayı, önünden hayallere dalarak geçeceğimiz bir yerdir."
Hüsrev Hatemi, İstanbul'un güzelliklerine işaret ederek, "Neyse ki bakmasını bilene güzeldir. O kadar ümitsiz değiliz ama hangi caminin, medresenin önünden geçerseniz, geçerken küçümsemeyin. Her eserin kendine göre ayrı güzelliği var. Sizde İstanbulluluk ruhu ölmesin" dedi.
İstanbul derslerinin sadece İstanbul'da değil tüm illerde olması gerektiğini vurgulayan Hatemi, isminin de "Şehir Dersleri" olması gerektiğini vurguladı.
Hatemi, "Ey Sevda", "İstanbul'a Ağıt" şiirlerini okuduğu söyleşide, şiirlerinden örneklerle İstanbul'daki değişimi ele aldı.