Kuraklık ve selin vurduğu çiftçiler, facianın kavurduğu Somalı işçi aileleri, vergi borçlarının ümüğünü sıktığı esnaf yahut AKP tezgahı Genel Sağlık Sigortası borçlarına batmış sigortalı işsizler, Ankara'yı gözlüyorlar. Hükümetten bir destek çıkar mı, bir af gelir mi, bir sigorta düzenlemesi olur mu, diye bekleşiyorlar.Çıksa da "hayır" çıkmaz? Acısı, daha ağır faturasıyla yine milletten çıkacak!Devlet artık, "baba devlet" değil? Büyük devlet değil!AKP hükümeti, baba devleti ortadan kaldırdı, sosyal devleti bitirdi. Kendilerine kahyalık yaptıkları küresel şeflerine söz verdikleri üzere, devleti küçülttüler; devlet, artık "cüce devlet" oldu.Ankara, kendilerine ezberletilenleri icra ediyor, ezbere gidiyor.AKP hükümeti böyle de; Muhalefet farklı mı?Hayır? Hepsi aynı. Hepsi küreselleşme rüzgarına kapılmışlar, akılları liberal-kapitalizme tutulmuş.Bunlarda hiç kimsenin yarasına merhem yok!Tek yol kalmıştır; o da Bağımsız Türkiye, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Sosyal Devlet'i ve Milli Ekonomi Modeli.Şu hayati tespitleri yapar Prof. Dr. Baş? Küreselleşme mantığında devlet, küçüldüğü ve kendi kaynaklarını kullanamadığı için ancak vergi ve borçla varlığını sürdürebilir. Borçlandıkça borçlanır; tek geliri vergi olduğu için de vatandaşlarının üzerindeki vergi yükünü durmadan arttırır. Gerek oransal olarak gerekse dolaylı vergilerle yük, dar gelirli kesimin omuzlarına yüklenir. Alınan borçlar, faizin de etkisiyle katlanarak büyür ve ödenebilmesi mümkün olmayan meblağlar ortaya çıkar. Artık toplanan vergilerin tamamı, borçların faizlerini bile karşılayamaz. Böyle durumlarda da "sürdürülebilir borç", "sürdürülebilir cari açık" gibi kavramlarla var olan tehlikenin şiddetini gizlemeye çalışırlar, ekonomiyi tozpembe göstermek isterler. Bunun karşılığında da o ülkeye ait ne varsa hepsini sömürürler, ta ki bitirene kadar?Prof. Dr. Baş'ın Sosyal Devlet-Milli Devlet'i ise, borç almak yerine, bağımsızlıktan kaynaklanan "senyoraj hakkı"nı kullanmak suretiyle kendi parasını basmayı ve kendi kaynaklarını devreye sokmayı esas alır. Böylece borç ve faiz yükü olmadığı için, yıllık geliri 100 milyon TL üstünde olanlardan toplanan vergiler de vatandaşa tamamen hizmet olarak döner. Devlet kendi ayakları üzerinde durduğu için iktisadî, siyasi ve askerî hiçbir taviz vermek zorunda kalmaz.Küreselleşme, kuşatma altına almaya çalıştığı devletlere yabancı parayı, ithal enerjiyi, ithal ürünü teşvik ederek yerli üretimi bitirir, milli parayı yok eder. Devletin, ihracatı yerli para ile sübvanse etmesi istenmez. Üreticiler yüksek maliyetlerle ürettikleri ürünlere gerek iç piyasada gerekse dış piyasada Pazar bulamazlar. Ülke, üretim konusunda tamamen dışarıya bağımlı hale gelir. Özellikle tarym ürünleri konusundaki dışa bağımlılık, o ülkeyi her türlü dış tehdit ve sömürüye açık hale getirir. Yıllar önce kendi kendine yetebilen Somali'nin şimdiki hali buna örnektir. Türkiye de bugün Somali'den beter vaziyettedir? Soma ve Somalı'nın hali, Somalili'ninkinden farklı değildir.Prof. Dr. Baş'ın Milli Devlet'inde ise milli para, yerli enerji, yerli ürün teşvik edilir. Bu da maliyetleri düşürmektedir. Sosyal Devlet projeleriyle tüketici kesim desteklendiğinden iç pazar sorunu da yoktur. Üretici malını değerinden tüketiciye satabilmektedir.Küreselleşme, yapılan ihracatın, "hard currency" ile, yani ABD Doları ile yapılmasını teşvik eder. Bu sebeple ülkelerin yaptığı her türlü ihracattan kazanan ABD olur. Bugün ABD en fazla cari işlemler açığı veren ülke olmasına rağmen hala varlığına devam etmesinin sebebi parasının "her yerde geçerli dünya parası olması" ve yaptığı ithalat ve ihracatı da kendi parasıyla yapmasıdır. 2005'den beri Prof. Dr. Baş'ın ekonomi modelini uygulamaya koyan Rusya, "milli para ile ticaret rejimi"ne geçme hamleleriyle, bu noktadan ABD'nin bam teline dokunmaktadır. Dolar çarkına çomak sokmaktadır.Dünyanın gördüğü bu Prof. Dr. Baş gerçeğini Ankara ve Türkiye görmemeye devam ederse; millet, kendi eliyle kendi kaderini ya Soma yapar, yahut Somali?
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019