AKP hükümeti, başını iki diz kapağının arasına alarak düşünme fırsatını da kaçırmak üzeredir.
Aklınızı başınıza devşirin beyler!
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, sizi onlarca meselede ayıktırmaya çalıştı, kulak asmadınız.
AB ham hayali, Amerika ile ilişkiler, Afganistan işgalinden kapı komşumuz Suriye’ye yönelik akıl almaz düşmanlığa, Haçlı NATO’suna davetiye ve işgalci askerlerin ülkemize konuşlandırılması, KKTC meselesi, Ege meselesi, Kuzey Irak’ta Kürdistan oluşumu, PKK terörü, yoksulluğun ortadan kaldırılmasından ekonomik iflasa, milli birlik ve kimlikten sivil-asker ilişkisine kadar vs…
En temel konularda hem uyardı, hem yol gösterdi Prof. Dr. Baş… Dinlemediniz, burnunuzun dikine gittiniz.
Ne oldu?! Hepsinde çuvalladınız. Tüm politikalarınız iflas etti.
Prof. Dr. Baş, haklı çıktı.
Olan, Türk Milletine oldu, olan size oluyor.
Ayıkmanız için, kendinizi aynada seyredebilseniz, sadece şu son vaziyetiniz bile yeter!
Ergenekon savcısı kesildiniz, nice günahsız insanları hizmet ve konumlarına bakmadan kara dosyalara sokuşturdunuz. Yıllarca vatanı ve milleti canlarıyla koruyan Türk komutanlarını terörist yaftasıyla kodeslere tıktınız.
Onların adlarını terör örgütü üyeliğine çıkardınız… Bizzat kendinizin “AB ve ABD beslemesi” dediğiniz PKK terörünün reisleriyle kahve fokurdattınız.
Türk milletinin yüreğinden kendi evladını, kendi askerini ve komutanlarını söküp atmak için elinizden geleni yaptınız. Mete Han’dan bugüne kimseye boyun bükmeyen Türk komutanlarının boynunu büktünüz.
Kalpleri dayanmadı, yürekleri parçalandı.
Kimisini by-pass, kimisini paspas ettiniz.
Türkiye toprakları NATO’nun topraklarıdır dediniz. Haçlı ve işgalci Amerikan, Alman, İngiliz, Hollanda, NATO askerlerini patriotlarıyla ve füze kalkanlarıyla vatanın bağrına sapladınız.
Şimdi de, canavarla parçalar gelir yanında hüngür hüngür ağlar misali, yalandan sızlanıyorsunuz… Donanmaya atayacak komutan kalmamışmış, hava kuvvetlerinde uçak kaldıracak pilot, hudutu bekleyecek asker bulunamıyormuş!
Kiminiz soluğu paşaların yanında aldı.
Bitkisel hayattaki komutanların yoğun bakım kapılarını paşa paşa aşındırıyorsunuz… Ergenekon avukatı kesiliverdiniz!
Dün, gördünüz mü ey millet askere etek giydirdik diyen bazı politik kabadayılarınız, bir gece ansızın öyle etek giyerek sabaha çıktı, fistana anında öyle alışıp intibak etti ki… Bir tek, “bizim dedelerimiz zaten İskoçya’dan gelmedir” demedikleri kaldı.
Bu vahim tablo ve bundan daha vahim akıbetleriniz bağlamında sizi uyaran Prof. Dr. Baş’ı bile düzmece evraklarla Ergenekon dosyasına sokuşturmaya çalışmanıza rağmen, o size hep yol göstermedi mi?! Ona kulak verseydiniz bu hallere düşer miydiniz?!
Bari bundan sonra Prof. Dr. Baş’ın, kulak verin… Gaziantep’ten yaptığı ikazları ve rüyalarınızın tabirlerine kulak verin ki, siz de kurtulun, Türkiye de kurtulsun!
Baksanıza, AB’niz, ABD’niz battı; başınıza taş düşmüş gibi Şangay’ı sayıklıyorsunuz.
Suriye fitnesinde ise BM’niz bile havlu attı, boynuz kulağı geçer misali hep kendilerini geçtiğiniz BOP ortakçılarınız sizi sattı...
Sudan çıkartılmış balığa döndünüz. Kraldan daha kralcı kesildiğiniz Suriye konusunda madara oldunuz!
Aynı iman ve medeniyetin evlatları olan Türkiye ve Suriye’yi birbirine düşman yapmaya kalkıştınız. Haçlının aklına uyarak isyancı teröristlerin safında meşru Suriye yönetimine namlu doğrulttunuz.
BM ve uluslararası güçler bile Suriye’de meşru yönetimin Beşar Esad yönetimi olduğunu fiilen deklare ederek bizzat 520 milyon dolar yardım kararı alırken; siz hala Suriye’deki ihtilalci teröristlere hami kesiliyorsunuz…
Düştüğünüz hale bakın; Yahudi İsrail’in vurduğu yere siz de vuruyorsunuz. Hala ayıkmadınız, ayıkmıyorsunuz.
Dahası, semirtip tahkim ettiğiniz muhalif teröristleri bile memnun edemediniz… Ne İsa’ya yaranabildiniz, ne Musa’ya!
Gelin, Hz. Muhammed’e, Haçlı safından İslam safına gelin!
Prof. Dr. Baş’ın safına, sizi ayıktırmaya çalıştığı dosdoğru yola gelin!
Ancak o zaman, işgalci Haçlı dünyası ve İsrail’in safında yer alarak ne Suriye’de, ne de bir başka İslam ülkesinde tek bir Müslüman’a dahi namlu doğrultulamayacağını idrak edersiniz!
Hala ayıkmadınız… Millet telef oluyor. Kandil yetmiyormuş gibi, 920 km’lik Suriye sınır boyumuzu her türlü teröre açık hale getirdiniz.
Kargayı besle ki, gözünü çıkartsın, derler… Hiç topu sağa-sola atmayınız; semirttiğiniz muhalif terör odakları ilk işaret fişeğini gönderdiler:
Muhalif terörist gücün denetimindeki Cilvegözü’nden ülkemize geldiğini söylediğiniz panelvanı patlattılar.
4’ü Türk 13 kişi hayatını kaybetmiş, 13’ü ağır olmak üzere 30 kişi ise yaralı!
AKP’nin üç bakanı bakmış, karar vermiş; patlayan araç kesin Suriye’den gelmiş!
Cilvegözü Sınır Kapısı ve içeriye doğru geniş alan, kimin denetiminde?! Muhalif teröristlerin…
Üç bakan ve AKP, bunu da biliyor mu?! Biliyorlar.
O zaman, buyurun cenaze namazına… AKP’yi sandığa gömüp son cenaze namazını kılalım!
Bu namazın, son cenaze namazı olmasını istiyorsanız; devlet, hükümet ve sivil-asker topyekun millet olarak Prof. Dr. Baş’a kulak vermek durumundayız.
Aklınızı başınıza devşirin beyler!
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, sizi onlarca meselede ayıktırmaya çalıştı, kulak asmadınız.
AB ham hayali, Amerika ile ilişkiler, Afganistan işgalinden kapı komşumuz Suriye’ye yönelik akıl almaz düşmanlığa, Haçlı NATO’suna davetiye ve işgalci askerlerin ülkemize konuşlandırılması, KKTC meselesi, Ege meselesi, Kuzey Irak’ta Kürdistan oluşumu, PKK terörü, yoksulluğun ortadan kaldırılmasından ekonomik iflasa, milli birlik ve kimlikten sivil-asker ilişkisine kadar vs…
En temel konularda hem uyardı, hem yol gösterdi Prof. Dr. Baş… Dinlemediniz, burnunuzun dikine gittiniz.
Ne oldu?! Hepsinde çuvalladınız. Tüm politikalarınız iflas etti.
Prof. Dr. Baş, haklı çıktı.
Olan, Türk Milletine oldu, olan size oluyor.
Ayıkmanız için, kendinizi aynada seyredebilseniz, sadece şu son vaziyetiniz bile yeter!
Ergenekon savcısı kesildiniz, nice günahsız insanları hizmet ve konumlarına bakmadan kara dosyalara sokuşturdunuz. Yıllarca vatanı ve milleti canlarıyla koruyan Türk komutanlarını terörist yaftasıyla kodeslere tıktınız.
Onların adlarını terör örgütü üyeliğine çıkardınız… Bizzat kendinizin “AB ve ABD beslemesi” dediğiniz PKK terörünün reisleriyle kahve fokurdattınız.
Türk milletinin yüreğinden kendi evladını, kendi askerini ve komutanlarını söküp atmak için elinizden geleni yaptınız. Mete Han’dan bugüne kimseye boyun bükmeyen Türk komutanlarının boynunu büktünüz.
Kalpleri dayanmadı, yürekleri parçalandı.
Kimisini by-pass, kimisini paspas ettiniz.
Türkiye toprakları NATO’nun topraklarıdır dediniz. Haçlı ve işgalci Amerikan, Alman, İngiliz, Hollanda, NATO askerlerini patriotlarıyla ve füze kalkanlarıyla vatanın bağrına sapladınız.
Şimdi de, canavarla parçalar gelir yanında hüngür hüngür ağlar misali, yalandan sızlanıyorsunuz… Donanmaya atayacak komutan kalmamışmış, hava kuvvetlerinde uçak kaldıracak pilot, hudutu bekleyecek asker bulunamıyormuş!
Kiminiz soluğu paşaların yanında aldı.
Bitkisel hayattaki komutanların yoğun bakım kapılarını paşa paşa aşındırıyorsunuz… Ergenekon avukatı kesiliverdiniz!
Dün, gördünüz mü ey millet askere etek giydirdik diyen bazı politik kabadayılarınız, bir gece ansızın öyle etek giyerek sabaha çıktı, fistana anında öyle alışıp intibak etti ki… Bir tek, “bizim dedelerimiz zaten İskoçya’dan gelmedir” demedikleri kaldı.
Bu vahim tablo ve bundan daha vahim akıbetleriniz bağlamında sizi uyaran Prof. Dr. Baş’ı bile düzmece evraklarla Ergenekon dosyasına sokuşturmaya çalışmanıza rağmen, o size hep yol göstermedi mi?! Ona kulak verseydiniz bu hallere düşer miydiniz?!
Bari bundan sonra Prof. Dr. Baş’ın, kulak verin… Gaziantep’ten yaptığı ikazları ve rüyalarınızın tabirlerine kulak verin ki, siz de kurtulun, Türkiye de kurtulsun!
Baksanıza, AB’niz, ABD’niz battı; başınıza taş düşmüş gibi Şangay’ı sayıklıyorsunuz.
Suriye fitnesinde ise BM’niz bile havlu attı, boynuz kulağı geçer misali hep kendilerini geçtiğiniz BOP ortakçılarınız sizi sattı...
Sudan çıkartılmış balığa döndünüz. Kraldan daha kralcı kesildiğiniz Suriye konusunda madara oldunuz!
Aynı iman ve medeniyetin evlatları olan Türkiye ve Suriye’yi birbirine düşman yapmaya kalkıştınız. Haçlının aklına uyarak isyancı teröristlerin safında meşru Suriye yönetimine namlu doğrulttunuz.
BM ve uluslararası güçler bile Suriye’de meşru yönetimin Beşar Esad yönetimi olduğunu fiilen deklare ederek bizzat 520 milyon dolar yardım kararı alırken; siz hala Suriye’deki ihtilalci teröristlere hami kesiliyorsunuz…
Düştüğünüz hale bakın; Yahudi İsrail’in vurduğu yere siz de vuruyorsunuz. Hala ayıkmadınız, ayıkmıyorsunuz.
Dahası, semirtip tahkim ettiğiniz muhalif teröristleri bile memnun edemediniz… Ne İsa’ya yaranabildiniz, ne Musa’ya!
Gelin, Hz. Muhammed’e, Haçlı safından İslam safına gelin!
Prof. Dr. Baş’ın safına, sizi ayıktırmaya çalıştığı dosdoğru yola gelin!
Ancak o zaman, işgalci Haçlı dünyası ve İsrail’in safında yer alarak ne Suriye’de, ne de bir başka İslam ülkesinde tek bir Müslüman’a dahi namlu doğrultulamayacağını idrak edersiniz!
Hala ayıkmadınız… Millet telef oluyor. Kandil yetmiyormuş gibi, 920 km’lik Suriye sınır boyumuzu her türlü teröre açık hale getirdiniz.
Kargayı besle ki, gözünü çıkartsın, derler… Hiç topu sağa-sola atmayınız; semirttiğiniz muhalif terör odakları ilk işaret fişeğini gönderdiler:
Muhalif terörist gücün denetimindeki Cilvegözü’nden ülkemize geldiğini söylediğiniz panelvanı patlattılar.
4’ü Türk 13 kişi hayatını kaybetmiş, 13’ü ağır olmak üzere 30 kişi ise yaralı!
AKP’nin üç bakanı bakmış, karar vermiş; patlayan araç kesin Suriye’den gelmiş!
Cilvegözü Sınır Kapısı ve içeriye doğru geniş alan, kimin denetiminde?! Muhalif teröristlerin…
Üç bakan ve AKP, bunu da biliyor mu?! Biliyorlar.
O zaman, buyurun cenaze namazına… AKP’yi sandığa gömüp son cenaze namazını kılalım!
Bu namazın, son cenaze namazı olmasını istiyorsanız; devlet, hükümet ve sivil-asker topyekun millet olarak Prof. Dr. Baş’a kulak vermek durumundayız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019