Ne oldu, nasıl oldu da bizzat dünümüzü, bizzat günümüzü ve özellikle geleceğimizi ilgilendiren konularda sormayan ve sorgulamayan bir toplum haline eldik?
Ne oldu nasıl oldu da, değerlerimizi çalan, değer yargılarımızı değiştiren, torunlarımızın sofrasındaki lokmasını bugünden satanlar hakkında davacı olmaktan vaz geçen bir toplum haline getirildik?
Sorgulamıyor olmamız mutlaka sorgulanmalıdır.
İlim namusuna, ilim haysiyetine sahip sosyologlar vakit kaybetmeden bu konuyu masaya yatırmalıdırlar.
Bir millet düşünün ki, açık açık soyuluyor, soğana çevriliyor ama sadece soyanları seyrediyor.
Bir toplum düşünün ki, bağına destursuz giriliyor, bağı-bostanı kendisinden habersiz hasad ediliyor ama 'bunu bana kim yaptı?' sorusunu dahi sormuyor, soramıyor.
Bir kitle düşünün ki, bugün kendisinin yiyeceği lokması, yarın çocuklarının ve torunlarının lokması ipotek ediliyor, bugünü ve yarını rehin alınıyor ama kendisi bu kötü gidişattan asla alınmıyor ve sorup-sual etmiyor.
Bir millet düşünün ki, göz göre göre, herkesin gözü önünde ve gündüz vakti geleceğini karartacak düzenlemeler yapılıyor, her türlü kaynaktan kendisini mahrum bırakacak yasalar çıkarılıyor, elinde-avucunda ne varsa boca edilip faiz lobilerine aktarılıyor ama sormayı, sorgulamayı bile akıl edemiyor ya da cesaret edemiyor.
Ne oldu, nasıl oldu da, dünyaları tartacak ağırlıkta değerlerinin peşine düşecekken birkaç elma şekere fit olup geri dönen bir toplum haline geldik?
Ne oldu, nasıl oldu da derdini dillendirmeyen, kendi amansız dertlere giriftar edenleri dava etmeyen, kendisine ait olan kaynaklara çöreklenenlerin birkaç süslü cümlesine fit olan kitleler oluştu?
Sormayan, sorgulamayan, kendisine kurulan tuzakları algılamayan, gasp edilen değerlerinin ve kaynaklarının peşine düşmeyen bir toplum haline gelişimizin ve de getirilişimizin sebepleri uzmanları tarafından, namuslu ilim adamları tarafından mutlaka incelenmeli ve çareleri de ortaya konulmalıdır.
Sorgulamıyor olmamız mutlaka sorgulanmalıdır.
Hiç kimse, kesinlikle sormuyor, sorgulamıyor diye yarın sorgudan kurtulacağını zannetmesin.
Yarın, kaynakları kurutulmuş, geleceği ipotek edilmiş olarak karşımıza çıkacak olan torunlarımız yakamıza yapışacaklar ve 'bütün bunlar olurken siz neredeydiniz, hangi önemli işte idiniz?' diye soracaklardır.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024