logo
29 MART 2024

Sorumlu Başbakandır

07.09.2005 00:00:00
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yurdun çeşitli yerlerinde meydana gelen şiddet olayların başlangıç noktasının, "Kürt sorunu" iddiasıyla ortaya çıkan PKK ve Apo'nun bu iddiasını doğrular mahiyette Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Güneydoğu'daki sorunu "Kürt sorunu" olarak ifade etme yanlışını işlemesine dayandığını söyledi. "Hareketi başlatan, düğmeye basan sayın Başbakandır" dedi. Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Kürt sorunu" tabirini Türkiye'nin gündemine sokmasının ardından gelişen ve son olarak da yurdun çeşitli yörelerinde kendini gösterdiği haliyle şiddet içeren sokak hareketlerine kadar uzanan olayları değerlendirdi. "Haftanın Sohbeti"nde Mehmet Emin Koç'un sorularını cevaplandıran Prof. Dr. Haydar Baş, olayların bu şekilde gelişmesinin Başbakan Erdoğan'ın, Güneydoğu'daki sorunu "Kürt sorunu" olarak niteleme yanlışından kaynaklandığını belirtti."Kürt sorunu" tabiri PKK'ya aittiHocam, özellikle son günlerde vatandaşlar sokağa dökülmeye başladı. Gemlik'ten İstanbul'a kadar ülkenin bir çok yerinde Apo posterleri, PKK sloganları ile insanlar sokağa döküldüler. Bunun sebebi nedir? Kimler düğmeye bastı? Düğmeye nasıl basıldı?Prof. Dr. Haydar Baş- Düğmeye kim bastı? Sayın Başbakanımız Diyarbakır'a gidiyor. "Kürt sorunu benim sorunumdur" diyor. Düğün değil, bayram değil. Bugüne kadar Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımızın tamamının sorunları bir milli kimlik içerisinde ifade edilirdi. Halbuki "Kürt sorunu diye bir sorun vardır" şeklinde bugüne kadar bir tek, bilhassa 1984 yılından sonra "Kürt sorunu vardır" deyip dağa çıkan, Ermeni uyruklu, Suriye uyruklu kişilerden vücuda gelen bir eşkıya çetesi vardı. Bunun adına PKK deniliyordu. Bunlar "Türkiye'de Kürt sorunu var" diye iddia ediyorlardı. Bunun da başı Apo'ydu. Apo, PKK'nın liderliğini yaptığı süre içerisinde, "Bir halk harekâtı yürütüyorum. Onun meseleleri vardır. Onu temsil ediyorum" diyordu. Yıllardan beri "Hayır! Sen yanlışsın. Yalan konuşuyorsun" diye Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu insana karşı, onun illegal, dağda beslediği eşkıyaya karşı binlerce şehit vererek mücadele verdi. PKK yabancı güçlerin taşeronuŞimdi diyeceksiniz ki 3-4 bin kişilik bir PKK ekibinin Türk Silahlı Kuvvetleri ile bu kadar mücadele etmesi mümkün mü? Elbette mümkün. Hatırlarsanız geçen hafta yaptığımız sohbette bir meseleye temas etmiştik. Misak-ı Milli hudutlarımızın içerisinde cereyan eden her türlü etnik hareket, ayaklanmanın, uzaktan ve yakından o bölgenin insanı ile alakası, ilgisi yoktur. Bunların tamamı yabancı güç odaklarının organize edip o bölgenin insanına mal etmek istediği hareketlerdir. Apo ve PKK ekibi de bunlardan bir tanesidir. Malumunuz Güneydoğu bölgemizde, Kuzey Irak bölgesinde ABD'nin Çekiç Güç diye vasıflandırdığı askeri birliği vardı. Orada bulunduğu günden terk ettiği güne kadar vazifesi PKK'yı beslemek, yeşertmekti. Ne hikmetse Türkiye'de siyaset yapan bütün partiler iktidar olduklarında bu harekete müsaade etmişlerdir. Zamanı doluyordu. Hepsi "Devam edebilirsiniz" diye Meclis'ten karar çıkartıyordu. Bu derece yanlış, kasıtlı, ihanet dolu bir harekete o günden bugüne vazife yapan iktidarların müsaade etmesini şahsen ben hiç bir mantık ile izah edemiyorum. Siz, bu milletin düşmanı mısınız? Niçin bunu böyle yaptınız? Ve bu PKK'yı başımıza bela ettiniz. Kısaca demek isterim ki PKK harekâtı Güneydoğu bölgemizde yaşayan Kürt kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın meselelerini gündem eden bir hareket değildir. Yabancı güçler tarafından vazifelendirilmiş, yaptığı hareketleri de millete mal etmeye çalışmış bir çetedir. Onun için Apo'ya bebek katili derlerdi. Çünkü "Ben sizin temsilciniz olduğum iddiasıyla yola çıktım. Siz bana destek vermiyorsunuz" diye Kürt köylerine baskın yaparlardı. Çoluk çocukları öldürürdü.  Bebek katili denmesinin sebebi  budur. Bütün bunları toparlarsak Kürt kardeşlerimiz Türk vatandaşlarıdır. Türkiye'de Müslüman Türk kimliği altında Lazı, Çerkezi, Boşnağı, Süryanisi, Keldanisi, Arabı, Acemi vardır. Ama hepsi Müslüman Türk kimliği adı altında Türk vatandaşıdır. "Sen burada Kürt'ü mü inkar ettin?" Hayır, öyle bir şey demiyoruz. Bunlar Müslüman Türk kimliğinin boylarıdır. Bu fiilen de böyle, hukuken de böyledir. Dini bir, kültürü bir, siyaseti bir, örfü bir, adeti bir, geleneği bir, tek bilek, tek yürektir, bunlar. Düğmeye basan Başbakan olduDüğün değil, bayram değil, sayın Başbakan "Kürt sorunu" diyerek taa bilmem kaç yıl evvel bu iddia ile ortaya çıkan Apo'nun dediklerinin çok doğru olduğunu ifade etme yanlışını yapmıştır. Apo da "Bu bizim Kürt sorunumuzdur" diyordu. Halbuki Türkiye cumhuriyeti Devleti, "Biz buradayız, içiçeyiz. Burada böyle bir sorun yok" diyordu. Sayın Başbakan işte bunu dedikten sonra halk da "Demek ki bu adamın verdiği mücadele haklıymış. Bu bizim sorunumuz imiş" demek suretiyle ayağa kalktı. Sayın Başbakan sağır kulağa ses verdi. Milleti ayaklandıran o sözdür. Milletin böyle bir tarakta bezi yoktu. Hatırlarsanız ilk duyduğumda ben umreden gelmiştim. "Bu çok mesuliyetli bir sözdür. Bunun vebali de kolay kolay ödenmez" demiştim. Eğer bu hareketler büyürse hiç şaşmayın. Hareketi başlatan, düğmeye basan sayın Başbakandır. Nasıl önlenecek? Kendisi bilir. "Efendim, burada bir kastı yoktur."  Zaten kastının olması mümkün değil. Bunu da kabul edelim. Neticede bu ülkenin Başbakanıdır. Ama Başbakan demek yanlış yapmaz manasına gelmez. Burada meseleleri karıştırmakla birlikte bir yanlışın içerisine düşmüştür. Allah ayıktırsın. Bu yanlıştan bir an evvel geriye dönsün. Sayın Başbakanımızın yapacağı iş budur.Bu millete çok oyun oynandıMuhterem Hocam, ülkemizin birlik ve beraberliğinin temin edilmesi noktasında birkaç birlik bütünlük mesajı vermek yeterli midir? "Bu millet bütünleşecektir. Sıkıntı yoktur. Bu tip olaylar olur" demek yeterli midir? Ya da gerçekten milletimizin üzerindeki oyun büyük olduğu müddetçe bir büyük seferberlik mi gerekiyor?Prof. Dr. Haydar Baş- Öyle bir kaç basit cümle ile Türk milletinin biraraya getirilmesi zor, belki de imkansızdır. Çünkü bu gövde ciddi yaralar aldı. Türk milleti Lazıyla, Çerkeziyle, Boşnağıyla, Acemiyle, Kürdüyle, Türküyle aynı medeniyeti, aynı kültürü, aynı siyaseti, aynı adeti yaşamış ve bir dinin şemsiyesi altında asırlarca birarada olmuştur. Yani bu birliktelik çok uzun bir zaman tünelinden geçerek vücuda geldi. Uzun bir zaman sürecinde, tünelinde meydana gelen bu birlik yine uzun bir zaman tünelinde ciddi darbeler almıştır. Esasen Türk milleti üzerinde, yaşadığı coğrafyadan onu çıkartabilmek için o Türk kimliğine karşı hasmane müthiş organizasyonlar vücuda getirilmiş ve milleti öncelikle bölüp parçalamak istemişlerdir. Mesela bendeniz Hicaz bölgesini devamlı ifade etmeye çalışırım. Ki bunun içerisinde bugünkü Filistin vardır. Allah rahmet eylesin! Abdülhamit Cennetmekan, Filistinliler, Yahudilere topraklarını satarken, "Etmeyin. Gitmeyin. Yarın sattığınız topraklar sizin için bir hayal olur. Vatancüda olursunuz. Bu topraklara bir daha adım atamazsınız" demiş olmasına rağmen sanki ona nispet edercesine birbirleriyle yarış ederek ellerindeki toprakları ucuz demeden pahalı demeden sattılar. Yahudilere verdiler. Bugün Filistin'de ezilen insanların tamamı dedelerinin gafletle toprak satışından vücuda getirdikleri fiilden dolayı bu haldedirler. Yani onun faturasını ödüyorlar. Demek istediğim şu: Bu milletle çok oynandı. Hicaz bölgesi aynı şekilde oldu. Orada binlerce misyoner faaliyet yaparak Müslüman Arapları bizden ayırmak istediler. Şiidir, Sünnidir diye vuruşturmak istediler. Hülasa o günden bu tarafa o fitnedeler durmadı. Taa 1800'lü yıllardan itibaren fitne kurumlaştı. Kurumlarla Müslümanların, özellikle Türk milletinin üzerine geldiler. Şimdi o gün de bu fitne Anadolu'da vardı. Bugün de Anadolu'da var. Fitneyi daha doğrusu bölücülüğü, tefrikayı yabancı güçler dava ettiği için, onların meselesi olduğu için, o bölgede yaşayan insanların alakası ve ilgisinin olmamasına rağmen bazı siyasilerin dönemlerinde gafletle sadece o bölge insanlarının üzerinde bir oyun oynanmadı. Siyasilerin üzerinde de oyunlar oynandı. Siyasetle o bölgenin insanlarını karşı karşıya getirdiler. İstesek de istemesek de asırlar boyu vücuda getirilen o birlik yara aldı.
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz

Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde zincirleme trafik kazasında 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
28.03.2024 22:45:00
Anadolu Ajansı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Siverek-Şanlıurfa kara yolunun 3'üncü kilometresi Siverek Devlet Hastanesi yakınlarında, Mehmet Karakayalı idaresindeki 34 SRM 01 plakalı otomobil, Kudbettin Kazancı yönetimindeki 07 GHV 87 plakalı hafif ticari araç ve Hamdullah Kınış'ın kullandığı 63 N 5314 plakalı motosiklet çarpıştı.

Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye 112 Acil Servis, polis, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Kazada yaralanan 9 kişi Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılardan İbrahim Erol, Hamdullah Kınış ile kimliği henüz belirlenemeyen 1 kişi yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Kaza nedeniyle ulaşıma kapanan kara yolu, araçların kaldırılmasının ardından yeniden trafiğe açıldı.

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, sosyal medya platformu X hesabından, Siverek ilçesinde meydana gelen kazada 3 kişinin hayatını kaybettiğini, 6 kişinin de yaralandığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:

"Kazaya trafik ve sağlık birimlerimiz tarafından en hızlı şekilde müdahale edilmiş, yaralılar hastaneye kaldırılmıştır. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." 

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 

Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor

Türkiye Deniz Canlıları Müzesi Kurucusu Kenan Balcı, 'Gece geliyorlar, gündüz geliyorlar. Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyorlar' dedi.
28.03.2024 12:53:00
İhlas Haber Ajansı
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Türkiye Deniz Canlıları Müzesi'nin de bulunduğu Beylikdüzü Balıkçı Kenan Tesisleri sahibi balıkçı Kenan Balcı İmamoğlu aleyhinde yapmış olduğu açıklamalar sonrasında işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alındı ve mühürlenmek istendi. Evraklarının tam ve eksiksiz olduğunu belirten tesis sahibi Balıkçı Kenan Balcı, "İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla işletme adeta abluka altına alındı. 150 bin lira olan arazimize 1500 lira verip almaya çalışıyorlar" dedi.

Zabıta ekiplerine direnen Kenan Balcı, 'Ben 15 yıldır Anadolu Caddesi üzerinde, 50 yıldır da esnaflık yapıyorum. Böyle bir şey ilk defa gördüm. Zabıta ekipleri talimatla işletmemizi mühürlemeye geliyorlar. Bizlere de 'bu mühür sembolik' diye ifadelerde bulunuyorlar. Gündüz ayrı ekip, gece ayrı ekip geliyor. zabıta ekipleri işlerini bırakmışlar, Balıkçı Kenan Tesisleri'ni ablukaya almışlar. Gündüz zabıta ekip araçlarla geliyorlar. Gecede vinçlerle. Bizim arazimizi, işletmemizi elimizden almak için her yolu deniyorlar' ifadelerini kullandı.

"Ben bir esnaf olarak kazanımlarımı korumak amaçlı çıktığım bu yolda her geçen gün yeni bir zulümle karşı karşıya kalıyorum" ifadelerini kullanan Balcı, '50 yıldır balıkçıyım. Esnaflık yapıyorum. İmamoğlu tarafından yaklaşık 5 yıl önce kendi tapulu arazimden bir kısmını hediye etmem istendi. Ben bu isteği reddettim. Ondan sonra isteklerini yerine getirmediğim için kapsamlı olarak yıpratma ve yıldırma kampanyası başlattılar. Kendi tapulu arazime el koydular. Metrekaresi 150 bin lira olan arazimin metrekaresini bin 500 liraya almaya çalıştılar. Biz sesimizi yükselttikçe, itiraz ettikçe onlar daha çok üstümüze gelmeye başladılar' dedi.

"Paradan kuleler yapan İmamoğlu ve ekibi istediklerine ulaşamayınca zulmün dozunu artırmaya başladı" diyen Balcı, '30 yıldır bu bölgede balıkçılık yapıyorum. Ruhsatımı kendisi verdi. Ama şimdi beni ruhsatsız balık satmakla suçluyor. Ruhsatsız olduğu gerekçesiyle işyerimi kapatmak istiyor. Bu dükkanım tam 15 yıldır aynı yerde faaliyet göstermekte. 15 yıldır sorunsuz bir şekilde çalışan işyerimi istediklerini yapmadığım için ruhsatsızdır diye ilan edip kapatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar burada balık satmaya devam edeceğiz. Arazimi, işyerimi İmamoğlu'na yem etmeyeceğim. Bu arazimin tapularını pankart yapıp suratlarına çarpıyorum' diye konuştu.

"İmamoğlu'na karşı bizi koruyun"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım isteyen Balıkçı Kenan Balcı, 'Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a seslenmek istiyorum. Erdoğan sevdalısı esnaf olarak başımıza bu işleri açan, bize çökmeye çalışan, paradan yeni kuleler yapmak isteyen, İmamoğlu ve ekibine karşı bizi koruyun. Adaletin sağlanmasına vesile olun. Hz Ömer adaletinin temsilcisi sayın Cumhurbaşkanımızdan bunu talep ediyorum. Lütfen zulme karşı yanımızda olun' ifadelerini kullandı.

İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ni takip etmek isteyen ulusal ve uluslararası basın mensuplarına yönelik Ankara ve İstanbul'da "basın merkezi" kurulacak.
28.03.2024 12:38:00
Anadolu Ajansı
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin Türkiye'nin yanı sıra uluslararası kamuoyunda da ilgiyle takip edilmesi bekleniyor.

Başkanlık tarafından kurulacak basın merkezleri ile ulusal ve uluslararası basın mensuplarının seçime ilişkin gelişmeleri sağlıklı ve hızlı şekilde takip etmelerine katkı sunulması amaçlanıyor.

Basın merkezleri gün boyunca, ulusal ve yerleşik uluslararası basın mensupları ile seçimleri izlemek üzere yurt dışından gelen uluslararası basın mensuplarının kullanımına açık olarak hizmet verecek.

Ankara ve İstanbul'da kurulacak basın merkezlerinde seçim sonuçlarına dair veriler, Anadolu Ajansı (AA) tarafından sağlanacak. Basın mensuplarına seçim sonuçlarını anlık takip etme imkanının yanı sıra teknik altyapı, simultane tercüme ve canlı yayın imkanı sunulacak.

Gün boyunca akademisyenler, kanaat önderleri, kamu kurum temsilcileri tarafından da ziyaret edilecek basın merkezlerinde, ulusal ve uluslararası basın mensupları konuklarla röportajlar yapabilecek.

Öte yandan, basın merkezlerinde, Türkiye'nin geçmişten bugüne çok partili siyasi hayatı, demokrasi ve seçim tecrübeleri, seçim kampanyalarına ilişkin fotoğraf ve görüntüleri içeren "Türkiye'nin Seçim Tarihi ve Demokrasi Tecrübesi" temalı sergi yer alacak.

Ankara'da Point Hotel'de, İstanbul'da The Marmara Taksim'de kurulacak basın merkezleri 31 Mart Pazar günü saat 14.00'ten itibaren basın mensuplarının hizmetine açık olacak. 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.