Bir ülkede nüfusun yüzde onluk kısmı sürekli büyümekte ise ve geri kalan yüzde doksanlık bölümü de aynı zaman diliminde devamlı küçülüyor ise, çok açık bir soygun sistemi yürürlükte demektir.
Bir kesim var ki, gün geçtikçe servetine servet katıyor, kat üstüne kat atıyor, mevcut yatının yanına bir diğerini alıyor, hangi işe el atsa serveti katlanıyor, hangi kapıya yönelse kapılar ardına kadar açılıyor.
Daha geniş kitleler ise, her sabah ekmek almak için fırına, zeytin-peynir, soğan-domates, yumurta ve yağ almak için markete korkarak, dizleri titreyerek gidiyor ve bugün acaba hangisi ne kadar zamlandı düşüncesi ile zihninden hesap yapıyor.
Bu iki kesim arasındaki korkunç uçurum her geçen gün artarak devam ederken, bütün bunlar yetmezmiş gibi iktidar çevresindeki yağmalar, talanlar, rüşvetler ve böylesi yolsuzluklarla dağ gibi büyüyen servetler, yoksul kesimin midesini büsbütün bulandırıyor.
Sözde aynı gemideyiz, sıkıntılara, külfetleri paylaşmaya sıra gelince hemen 'aynı gemideyiz' nakaratı tekrarlanıyor fakat, nimetleri paylaşmaya sıra gelince, her zaman nüfusun yüzde doksanının payına yoksulluk, sabır, kanaat ve şükretmek düşüyor.
İster sağdan sola toplayın, ister soldan sağa toplayın, ister yukarından aşağıya, ister aşağıdan yukarıya toplayın, aydan aya, yıldan yıla, emektar kesimin, ücretli kesimin gelirinin sürekli eridiğini, sermaye kesiminin, özellikle bankaların gelirinin sürekli arttığını görüyorsunuz.
Faizle mücadele ettiğini söyleyen mevcut iktidar döneminde, Cumhuriyet tarihi boyunca en fazla faiz ödemesi yapıldığını, faiz kurumları olan bankaların görülmedik kazançlar elde ettiklerini konunun uzmanları söyleyip duruyorlar.
Bizim zavallı hacılarımız ve hocalarımız da bu iktidarın faizle mücadele ettiğini söyleyerek savunmaya çalışıyorlar.
Ortaya çıkan rakamlar, diz boyu yoksulluk, dam boyuna çıkmış enflasyon, dayanılmaz hale gelen hayat pahalılığı gösteriyor ki, mevcut iktidar, gırtlağına kadar faize batmış bir iktidardır.
Savaş Rusya ile Ukrayna arasında ama yüksek enflasyon bizde, öyle ki, savaşmakta olan her iki ülkenin toplam enflasyon rakamı bile bizimkinin çok çok altında kalıyor.
Sonbaharda çınar diplerini sarıya boyayan yapraklar gibi, 1 Eylül itibariyle en temel iki ihtiyaç kalemi olan elektrik ve doğalgaza gelen zamlarla, soygunun devam ettiğini bir daha hatırlamış olduk.
En temel ihtiyaç maddelerine gelen her zam, geçim sıkıntısı çekmekte olan geniş kitlelerin planlı olarak soyulması demek değil midir?
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025