İslam tarihinin meşhur hadiselerindendir ve eskiden kürsülerde, minberlerde sıkça anlatılırdı, her nedense son yıllarda pek anlatılmaz oldu.
İkinci halife Hz. Ömer minberde hutbe okumaktadır ve söze; "Ey insanlar dinleyin ve itaat edin!" diye başlayınca cemaatin içinden biri ayağa kalkar ve "üzerindeki cübbenin hesabını vermedikçe seni asla dinlemiyoruz ey Ömer" der ve oturur.
Savaş ganimeti olarak dağıtılan kumaş parçasından hiç kimseye cübbe diktirecek kadar kumaş düşmediği halde minberdeki halifenin üstünde aynı kumaştan cübbe vardır ve bunun farkına varan Müslümanlardan biri, hutbe irad etmek için minberde bulunan halifenin sözünü keser ve cübbenin hesabını sorar.
Bilindiği üzere Halife Hz. Ömer de oğluna düşen parça ile kendi payına düşeni birleştirerek bir cübbe yaptığını izah eder ve "şimdi konuş, seni dinliyoruz" sesleri yükselir.
Bugün devletin yönetim kademesinde görev alan her hangi bir yetkilinin her hangi bir konuşması sırasında el kaldırıp, söz hakkı isteyip; "efendim şu niye böyle oldu, şu neden şöyle oldu, bir açıklar mısınız?" şeklinde bir soru soracak delikanlılar kaldı mı toplumda bilmiyorum.
Aslında hesabı sorulacak o kadar "cübbe" var ki, sadece isim isim liste yapsak ciltlerce kitap olur.
Olmaz ama öyle bir söz hakkı verilse ilk akla gelenlerden bir kaçını şöyle sıralarım şahsen:
Mesela; iktidarınızın daha ilk aylarında direkt ya da dolaylı olarak destek verdiğiniz, lojistik destek sağladığınız Irak işgali sonucu katledilen iki milyondan fazla Müslümanın, ırzı, namusu kirletilen yüz binlerce kadının, yetim ve öksüz kalan milyonlarca masum çocuğun hesabını vermeden sizi dinlemiyoruz.
Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde başlatılan ve adına "Arap Baharı" denilen ihanet projesinde oynadığınız rolü, özellikle Libya'nın bugünkü perişan hale düşmesindeki katkınızı millete açıklamadıkça sizleri asla dinlemiyoruz.
Suriye'de "muhalefetin icad edilmesindeki" katkınızı, oynadığınız rolü izah etmedikçe ve böylesine hassas bir konuda ABD ve İsrail ile aynı safta yer almanızdan ötürü bugün tam ortasında debelendiğimiz bataklığın sebeplerini açıklamadıkça arkadaşlar sizleri kesinlikle dinlemiyoruz.
Mavi Marmara şehitlerinin kanlarının heder edilmesi meselesi de bir tarafta dursun.
Tarihten kıssalar anlatmak kolay da meseleyi bugüne getirmek, güncele taşımak her halde biraz zor mesele ki o konuyu artık hocalar da anlatmıyorlar.
İkinci halife Hz. Ömer minberde hutbe okumaktadır ve söze; "Ey insanlar dinleyin ve itaat edin!" diye başlayınca cemaatin içinden biri ayağa kalkar ve "üzerindeki cübbenin hesabını vermedikçe seni asla dinlemiyoruz ey Ömer" der ve oturur.
Savaş ganimeti olarak dağıtılan kumaş parçasından hiç kimseye cübbe diktirecek kadar kumaş düşmediği halde minberdeki halifenin üstünde aynı kumaştan cübbe vardır ve bunun farkına varan Müslümanlardan biri, hutbe irad etmek için minberde bulunan halifenin sözünü keser ve cübbenin hesabını sorar.
Bilindiği üzere Halife Hz. Ömer de oğluna düşen parça ile kendi payına düşeni birleştirerek bir cübbe yaptığını izah eder ve "şimdi konuş, seni dinliyoruz" sesleri yükselir.
Bugün devletin yönetim kademesinde görev alan her hangi bir yetkilinin her hangi bir konuşması sırasında el kaldırıp, söz hakkı isteyip; "efendim şu niye böyle oldu, şu neden şöyle oldu, bir açıklar mısınız?" şeklinde bir soru soracak delikanlılar kaldı mı toplumda bilmiyorum.
Aslında hesabı sorulacak o kadar "cübbe" var ki, sadece isim isim liste yapsak ciltlerce kitap olur.
Olmaz ama öyle bir söz hakkı verilse ilk akla gelenlerden bir kaçını şöyle sıralarım şahsen:
Mesela; iktidarınızın daha ilk aylarında direkt ya da dolaylı olarak destek verdiğiniz, lojistik destek sağladığınız Irak işgali sonucu katledilen iki milyondan fazla Müslümanın, ırzı, namusu kirletilen yüz binlerce kadının, yetim ve öksüz kalan milyonlarca masum çocuğun hesabını vermeden sizi dinlemiyoruz.
Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde başlatılan ve adına "Arap Baharı" denilen ihanet projesinde oynadığınız rolü, özellikle Libya'nın bugünkü perişan hale düşmesindeki katkınızı millete açıklamadıkça sizleri asla dinlemiyoruz.
Suriye'de "muhalefetin icad edilmesindeki" katkınızı, oynadığınız rolü izah etmedikçe ve böylesine hassas bir konuda ABD ve İsrail ile aynı safta yer almanızdan ötürü bugün tam ortasında debelendiğimiz bataklığın sebeplerini açıklamadıkça arkadaşlar sizleri kesinlikle dinlemiyoruz.
Mavi Marmara şehitlerinin kanlarının heder edilmesi meselesi de bir tarafta dursun.
Tarihten kıssalar anlatmak kolay da meseleyi bugüne getirmek, güncele taşımak her halde biraz zor mesele ki o konuyu artık hocalar da anlatmıyorlar.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024