Uzun yıllardan beridir yalanlar yayarak para kazananlar var.
Uzun yıllardır yalanlar yazarak kasasını dolduranlar var.
Nice yıldan beridir yalanlar pazarlayarak güya ticaret yapanlar var.
Kaç yıldan beridir, ekran ekran dolaşarak "bohçacı geldi hanım" makamında yalanı ballandırarak söyleyenler var.
Yaydığı her yalanın, yazdığı her yalan haberin, anlattığı her yalancı hikâyelerin üç-beş gün sonra, üç-beş ay sonra deşifre olmasından yüzü kızarmayanların, bembeyaz olmuş saçından ve sakalından utanmalarını beklemek boşuna beklemek olacaktır.
Yıllardır bekledik belki bu huylarını terk ederler diye ama ne gezer.
Yıllardır yalan yazdınız, çok iyi gidiyoruz diyerek yöneticileri kandırdınız, hem kandırıp hem de kesenizi doldurdunuz.
Yıllardır yalan söylediniz, yönetilenleri kandırdınız, boş vaadlerin peşine taktınız.
Şimdi yalanlarınız ortaya çıktı, hemen hemen hayatın her alanında duvara toslamaya ramak kaldı fakat siz hala o görünen yükseltinin duvar değil asfalt olduğunu anlatmaya uğraşıyorsunuz.
Ayıp değil mi, günah değil mi, bu millete ve memlekete yazık değil mi?
Aradan yıllar geçti, bu milletin altın yıllarını yediniz, altın yumurtlayan tavuklarını yediniz ve de yedirdiniz, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının elden çıkmasına alkış tuttunuz.
Yetmedi mi, heybeniz daha dolmadı mı, kasanız ve keseniz patlamadı mı?
Yazdığınız yalanların yazılmadığını mı zannediyorsunuz, yaydığınız yalanların kayda geçmediğini mi sanıyorsunuz?
Şu ilahi ilkelerden kendinizi muaf mı zannediyorsunuz?
"And olsun ki insanı Biz yarattık; nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz; Biz ona şah damarından daha yakınız.
Sağında ve solunda, onunla beraber oturan iki alıcı melek, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zaptederler.
Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir, ey insan, işte bu senin öteden beri korkup kaçtığın şeydir.
Sura üfürülür. İşte bu geleceği söz verilen gündür.
Her can, kendisiyle beraber bir sürücü ve şahit bulunduğu halde gelir.
Ona, 'And olsun ki, sen, bundan gafildin; işte senden gaflet perdesini kaldırdık, bugün artık görüşün keskindir' denir.
Arkadaşı şöyle der: 'İşte yanımdaki hazır.' Siz iki melek! Tüm nankörleri, inatçıları cehenneme atın! Her türlü hayra bütün gücüyle engel olanı, saldırgan şüphecileri de atın. Allah ile beraber başka tanrı kabul edenleri, haydi, böylelerini şiddetli azaba atın." (Kaf: 16-26).
Suçunuzu itiraf etmek için ne olur, şeytanın yapacağı gibi hesap gününü beklemeyin, ölümden önce kendinize gelin ve yanılttığınız kitlelerden helallik alın, özür dileyin:
"Hesaplar görülüp iş tamamlanınca Şeytan onlara şöyle diyecek: Allah size doğru vaadde bulundu. Ben de size bir şeyler vaad ettim, ama sözümden caydım. Doğrusu, benim size istediğimi yaptıracak bir gücüm yoktu. Sadece ben sizi dâvet ettim, siz de çağrımı kabul ettiniz. O halde beni ayıplamayın, kendi kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Ben, sizin daha önce beni Allah'a şerik yapmanızı da reddetmiştim. Elbette, böyle zalimlerin hakkı gayet acı bir azaptır." (İbrahim: 22).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024