Suça sürüklenen çocuk sayısı alarm veriyor
TÜİK'in "Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri, 2024" raporuna göre, toplam olay sayısı 612 bin 651'e yükselirken, suça sürüklenen çocukların yüzde 40,4'ü yaralama, yüzde 16,6'sı hırsızlık ve yüzde 8,2'si uyuşturucuyla ilgili suçlara karıştı.Çeteler, sosyal medya üzerinden propaganda yaparak Anadolu'dan gelen 15-25 yaş arası gençleri ağına çekiyor
20.10.2025 15:50:00
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında güvenlik birimlerine suça sürüklenme iddiasıyla getirilen çocuk sayısı 202 bin 785'e ulaşarak bir önceki yıla göre yüzde 13'lük artış gösterdi. Bu rakam, son dört yılda yüzde 80'lik bir sıçramayı işaret ederken, uzmanlar yoksulluk, eğitimsizlik ve organize suç örgütlerinin etkisi gibi faktörleri ana nedenler olarak sıralıyor. Özellikle 14-17 yaş grubundaki çocukların çetelerin hedefi haline gelmesi, toplumun yapısal dönüşümünün en acı yüzlerinden biri olarak öne çıkıyor.
TÜİK'in "Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri, 2024" raporuna göre, toplam olay sayısı 612 bin 651'e yükselirken, suça sürüklenen çocukların yüzde 40,4'ü yaralama, yüzde 16,6'sı hırsızlık ve yüzde 8,2'si uyuşturucuyla ilgili suçlara karıştı. Eğitim Reformu Girişimi'nin verileri ise zorunlu eğitim çağındaki 611 bin çocuğun okuldan koptuğunu ortaya koyuyor; bu grubun üçte ikisi tam da çetelerin "tetikçi" olarak kullandığı yaş aralığında. Uzmanlar, ekonomik baskıların çocukları sabahları iş, akşamları çete ortamına sürüklediğini belirtiyor.
Çeteler çocukları neden hedef alıyor?
Organize suç örgütlerinin 18 yaş altı çocukları tercih etmesinin ardında yasal ve sosyo-ekonomik dinamikler yatıyor. BBC Türkçe'nin incelediği "yeni nesil mafya" raporlarına göre, Daltonlar, Redkitler ve Barış Boyun gibi çeteler, sosyal medya üzerinden propaganda yaparak Anadolu'dan gelen 15-25 yaş arası gençleri ağına çekiyor. Bu gruplar, rap müzik, tribün kültürü ve sansasyonel içerikler aracılığıyla "suç estetiği" yaratıyor; lüks arabalar, pahalı silahlar ve çatışma videoları gençleri cezbedebiliyor.
Temel motivasyon ise ceza indirimleri: Türk Ceza Kanunu'nun 31. maddesi uyarınca, 15-18 yaş arası çocuklar için ağırlaştırılmış müebbet 18-24 yıla, müebbet ise 12-15 yıla indiriliyor. Çeteler, bu "kamikaze" unsurları tetikçi olarak kullanıyor; yakalandıklarında örgüt üyeleri az hasarla kurtulurken, çocuklar en ağır yükü taşayan taraf oluyor. BBC'ye konuşan Prof. Dr. Oğuz Polat, "Değerler erozyonu yaşanıyor; para tek değer haline geldi, gençler mafyayı 'statü' olarak görüyor" değerlendirmesinde bulundu.
Yoksul mahallelerde aile içi sorunlar ve okul terkleri de bu döngüyü besliyor; çocuklar çetelerde "aidiyet" ve hızlı para buluyor.
Medyascope'un raporunda vurgulandığı gibi, bu çeteler geleneksel mafyadan farklı: Kontrolsüz şiddet ve hiyerarşik düzenle Z kuşağı gençleri dönüştürüyor. Silah taşımak "statü", çatışma "aidiyet" simgesi haline geliyor. İçişleri Bakanlığı kaynakları, TikTok gibi platformların viral içeriklerini çetelerin propaganda aracı olarak kullandığını belirtiyor.
Siyasiler ne diyor?
Konu, siyasi arenada da derin ayrılıklar yaratıyor. İktidar cephesi cezaları sertleştirme yönünde adım atarken, muhalefet sosyal nedenlere odaklanmayı savunuyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 11. Yargı Paketi kapsamında hazırlanan taslağı şöyle özetliyor: "Sorunlu 15-18 yaş grubu için yaş küçüklüğü indirimi sınırlandırılacak. Ağırlaştırılmış müebbet yerine 24 yıl olan üst sınır 27 yıla çıkacak; kasta dayalı kusur, mükerrirlik gibi durumlarda indirim uygulanmayacak. Amaç, caydırıcılık artırmak."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da "18 yaş altı cinayetler yüreğimizi yakıyor. Çocuklarımızı çetelerin elinden kurtarmakta kararlıyız; topyekûn mücadele içindeyiz" diyerek caydırıcılığı vurguluyor.
BTP lideri Hüseyin Baş ise olayları sosyolojik açıdan değerlendiriyor. Hüseyin Baş'ın X hesabından yaptığı paylaşımda, "Gençlerimiz işsizlik ve yoksullukla boğuşurken, sistem onları daha da dışlıyor. Eğitim reformu şart" diyen BTP lideri, gençlerin istihdam ve eğitim sorunlarına dikkat çekiyor. Başka bir paylaşımında ise, "Ülkemizde aileler çöküyor, çocuklar sokaklara düşüyor. Bu utanç bize yeter mi?" ifadeleriyle toplumsal bir eleştiride bulunuyor.
Ayrıca BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş 'Geleceği Savunmak' adıyla Türkiye'nin 81 ilinde toplumu bilinçlendirme seminerleri başlattı.
Euronews'in analizine göre, bu tartışma "suça sürüklenen çocuk" kavramını da sorgulatıyor; BM ve UNICEF "hukukla çatışma içindeki çocuklar" terimini önerirken, Türkiye'de kavram cezalandırmayı mı yoksa korumayı mı ön plana çıkaracağı sorusuyla boğuşuyor.
Çözüm için ne yapılmalı?
Uzmanlar, cezaların yanı sıra önleyici adımlar atılmasını şart koşuyor. Prof. Dr. Nevzat Alkan, "Eğitim ve aile desteği şart; yoksa çeteler gençleri 'suç estetiği'yle büyütmeye devam eder" ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanlığı'nın sosyal medya denetimleri ve rehabilitasyon programları gibi çalışmaları umut verse de, rakamlar acil eylem çağrısı yapıyor. Toplumun dönüşümü, sadece yasalarla değil, yoksulluğu ve eğitimsizliği hedef alan köklü reformlarla mümkün görünüyor.
TÜİK'in "Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri, 2024" raporuna göre, toplam olay sayısı 612 bin 651'e yükselirken, suça sürüklenen çocukların yüzde 40,4'ü yaralama, yüzde 16,6'sı hırsızlık ve yüzde 8,2'si uyuşturucuyla ilgili suçlara karıştı. Eğitim Reformu Girişimi'nin verileri ise zorunlu eğitim çağındaki 611 bin çocuğun okuldan koptuğunu ortaya koyuyor; bu grubun üçte ikisi tam da çetelerin "tetikçi" olarak kullandığı yaş aralığında. Uzmanlar, ekonomik baskıların çocukları sabahları iş, akşamları çete ortamına sürüklediğini belirtiyor.
Çeteler çocukları neden hedef alıyor?
Organize suç örgütlerinin 18 yaş altı çocukları tercih etmesinin ardında yasal ve sosyo-ekonomik dinamikler yatıyor. BBC Türkçe'nin incelediği "yeni nesil mafya" raporlarına göre, Daltonlar, Redkitler ve Barış Boyun gibi çeteler, sosyal medya üzerinden propaganda yaparak Anadolu'dan gelen 15-25 yaş arası gençleri ağına çekiyor. Bu gruplar, rap müzik, tribün kültürü ve sansasyonel içerikler aracılığıyla "suç estetiği" yaratıyor; lüks arabalar, pahalı silahlar ve çatışma videoları gençleri cezbedebiliyor.
Temel motivasyon ise ceza indirimleri: Türk Ceza Kanunu'nun 31. maddesi uyarınca, 15-18 yaş arası çocuklar için ağırlaştırılmış müebbet 18-24 yıla, müebbet ise 12-15 yıla indiriliyor. Çeteler, bu "kamikaze" unsurları tetikçi olarak kullanıyor; yakalandıklarında örgüt üyeleri az hasarla kurtulurken, çocuklar en ağır yükü taşayan taraf oluyor. BBC'ye konuşan Prof. Dr. Oğuz Polat, "Değerler erozyonu yaşanıyor; para tek değer haline geldi, gençler mafyayı 'statü' olarak görüyor" değerlendirmesinde bulundu.
Yoksul mahallelerde aile içi sorunlar ve okul terkleri de bu döngüyü besliyor; çocuklar çetelerde "aidiyet" ve hızlı para buluyor.
Medyascope'un raporunda vurgulandığı gibi, bu çeteler geleneksel mafyadan farklı: Kontrolsüz şiddet ve hiyerarşik düzenle Z kuşağı gençleri dönüştürüyor. Silah taşımak "statü", çatışma "aidiyet" simgesi haline geliyor. İçişleri Bakanlığı kaynakları, TikTok gibi platformların viral içeriklerini çetelerin propaganda aracı olarak kullandığını belirtiyor.
Siyasiler ne diyor?
Konu, siyasi arenada da derin ayrılıklar yaratıyor. İktidar cephesi cezaları sertleştirme yönünde adım atarken, muhalefet sosyal nedenlere odaklanmayı savunuyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 11. Yargı Paketi kapsamında hazırlanan taslağı şöyle özetliyor: "Sorunlu 15-18 yaş grubu için yaş küçüklüğü indirimi sınırlandırılacak. Ağırlaştırılmış müebbet yerine 24 yıl olan üst sınır 27 yıla çıkacak; kasta dayalı kusur, mükerrirlik gibi durumlarda indirim uygulanmayacak. Amaç, caydırıcılık artırmak."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da "18 yaş altı cinayetler yüreğimizi yakıyor. Çocuklarımızı çetelerin elinden kurtarmakta kararlıyız; topyekûn mücadele içindeyiz" diyerek caydırıcılığı vurguluyor.
BTP lideri Hüseyin Baş ise olayları sosyolojik açıdan değerlendiriyor. Hüseyin Baş'ın X hesabından yaptığı paylaşımda, "Gençlerimiz işsizlik ve yoksullukla boğuşurken, sistem onları daha da dışlıyor. Eğitim reformu şart" diyen BTP lideri, gençlerin istihdam ve eğitim sorunlarına dikkat çekiyor. Başka bir paylaşımında ise, "Ülkemizde aileler çöküyor, çocuklar sokaklara düşüyor. Bu utanç bize yeter mi?" ifadeleriyle toplumsal bir eleştiride bulunuyor.
Ayrıca BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş 'Geleceği Savunmak' adıyla Türkiye'nin 81 ilinde toplumu bilinçlendirme seminerleri başlattı.
Euronews'in analizine göre, bu tartışma "suça sürüklenen çocuk" kavramını da sorgulatıyor; BM ve UNICEF "hukukla çatışma içindeki çocuklar" terimini önerirken, Türkiye'de kavram cezalandırmayı mı yoksa korumayı mı ön plana çıkaracağı sorusuyla boğuşuyor.
Çözüm için ne yapılmalı?
Uzmanlar, cezaların yanı sıra önleyici adımlar atılmasını şart koşuyor. Prof. Dr. Nevzat Alkan, "Eğitim ve aile desteği şart; yoksa çeteler gençleri 'suç estetiği'yle büyütmeye devam eder" ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanlığı'nın sosyal medya denetimleri ve rehabilitasyon programları gibi çalışmaları umut verse de, rakamlar acil eylem çağrısı yapıyor. Toplumun dönüşümü, sadece yasalarla değil, yoksulluğu ve eğitimsizliği hedef alan köklü reformlarla mümkün görünüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.