Ülkeyi sevenler, bu cennet vatanda yaşayan 77 milyonu sevenler çıldırmışcasına el-kol hareketleri ile, gırtlaklarını patlatırcasına bağırarak yönetim koltuğunda oturmuş doludizgin gidenleri ikaz ettiler, bir şeyler anlatmaya çalıştılar, yolun sonu uçurum dediler ama dinletemediler, anlatamadılar."Biz işaret levhalarını takip ediyoruz" deyip gaza yüklendiler.İşaret levhalarını yazanlar, yerleştirenler kasıtlı olarak yanlış yazmışlar, yanlış yerleştirmişler; mesela sollama yasağı olan yerlere sollanabilir levhası koymuşlar, kesinlikle park yapılmayacak yerlere park yapılabilir işaretleri koymuşlar, her iki tarafa da aynı anda yeşil ışık yakarak çarpıştırıp tozuna seyretmeyi planlamışlar?Dostça, kerdeşçe; "yapmayın, etmeyin, böyle doludizgin gitmeyin, bu işaret levhaları temkinli bir şekilde sonuna kadar takip edilip nereye, hangi uçurumun başına, hangi bataklığın ortasına çıktığına bir bakılsın" diyenlere burun kıvrıldı, gülünüp geçildi.Dostlar, hem kendilerinin gerçek dostları hem de tüm vatanın milletin gerçek dostları onların yerine uykularını terk ettiler, yollara düştüler, diyar diyar dolaştılar, muhtemel tehlikeleri haber verdiler, bu gidişin, böyle el yordamı ile yönetim biçiminin ülkeyi felakete götüreceğini anlattı durdular.Beraber yol tuttukları, beraber yola çıktıkları, akıl danıştıkları çevrelerin, haçlı-siyonist dünyasının asla dost olamayacaklarını, o çevrelerin başarınızdan rahatsız olduklarını, musibete uğramanızdan sevinç duyduklarını, Kerim Kitabımızın ikazlarından hareketle söyleyip durdular.Hem direksiyon başındakiler hem de her durakta onları çılgınca alkışlayanlar, sözde okur-yazar takımı, sözde hacı-hoca takımı, sözde gazeteci-televizyoncu takımı, dostları, dostça uyaranları dinlemeye bile tenezzül etmediler.Sen uyarılara kulaklarını tıka, basiretin "b" sinden bile haberdar olma, haçlı-siyonist dünyasının en yaman planlamacılarının planlarını uygula, çizdiklerini yön levhalarını izle, onlarla yaptığın gizli anlaşmaları milletten gizle sonra da, uçurumdan yuvarlanınca, çamura saplanınca, öteyi-beriyi, onu-bunu suçlamaya başla.İşaret levhalarını suçlu ilan et.Olacak şey değil."Yoksa o kötülükleri işleyen kimseler, inandıktan sonra güzel ve faydalı işler gerçekleştirenlere yaptığımız muameleyi, kendilerine de göstereceğimizi, hayatlarında ve ölümlerinde onları bir tutacağımızı mı sanıyorlar? Ne kötü hüküm veriyorlar bunlar!" (Casiye: 21).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024