Birleşmiş Milletler'in Sudan yönetimine tanıdığı süre önceki gün doldu.
Genel Sekreter'in tavsiyesi paralelinde alınan Güvenlik Konseyi kararı, Hartum yönetiminin bir ay içerisinde çatışmaları durdurması talebini içermekteydi.
Bir aylık süre doldu ama Birleşmiş Milletler'den konuyla ilgili net bir açıklama gelmiş değil.
Sudan'ın batısında cereyan eden Darfur'daki dramı biran evvel durdurmak için eyleme geçmesi beklenen uluslararası kurum ve kuruluşların yaptıkları yardımlar ve verdikleri beyanlar taraflı.
Avrupalılar konuyu bir insanlık dramı olarak görmüyor.
Bazı ülkeler isyancılara sahip çıkarak Müslüman yönetimi alaşağı etme gayretinde; bazı ülkeler de, Cancavid askerlerinin bölgede yaptıkları eylemlere sessiz kalarak etnisitenin kıyımına müsamahakar davranıyorlar.
Güney Batı Afrika'nın müslüman ülkesinde son on yılda yabancı kurum ve kuruluşların sayısındaki artış dikkat çekiyor.
Sözde sosyal ve kültürel amaçlarla kurulan kurumlar yanısıra dini referanslı kurumların sayısındaki artış dikkatlerden kaçmıyor.
Bu dini yapılanma ve örgütlenmelerin başında Avrupalı Hıristiyan misyoner teşkilatlar çoğunluğu teşkil ediyor. Bunları Yahudi örgütlenmeler takip etmekte.
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupalı liderler, Sudan yönetimini süpheyle izliyor.
Müslüman Lider Beşir, her ne kadar bir devrim süreci ile başa gelmiş olsa da; Avrupa ve Amerikalılar o ülkenin siyasal yapısını anlamak istemiyorlar. Darbeyi yaptıran da darbeyle çökertenler de onlar aslında.
Amerika'nın desteklemediği hangi darbe var ki?
Avrupa ve ABD burada sadece demokrasi adına değil, kendi öncelikli menfaatlerini gözetme adına harekete geçiyorlar.
Hükümet askerleri ile Cancavid milislerinin eylemini kınayan Bush ve ekibi de bunu bir araç olarak kullanmakta.
İran ve Irak'a karşı Ortadoğu'da uygulanan Duel containmen yani İkili Kuşatma, Afrika'da da çoğu ülkeye çoklu kuşatma olarak uygulanıyor.
Bunların başında da Sudan gelmekte. Onu sırasıyla; Etiyopya, Eritre, Cezayir ve Libya izliyor.
Şuan Kaddafi'nin jestleri ile Libya-ABD-Avrupa arasında yumuşama süreci başlamış görünüyor. Bu hava suni bir havadan ibaret.
Körfez Savaşı'nın yaşandığı bir dönemde Sudan'daki ilaç fabrikasını kimyasal silah ürattiği gerekçesiyle vuran Amerika'nın, Sudan yönetime önyargılı yaklaştığı bilinen gerçek.
Ülkedeki durumun daha da ağırlaşması kasıtlı olarak bekleniyor.
Ne sınıra yığılan binlirce insan, ne yerel saldırılarda ölen kadınlar ve çocuklar onları ilgilendirmiyor.
Onlar, uygun zamanda ve uygun bir vuruş için uluslararası ortamı yokluyorlar.
İsrail ve ABD'nin Sudan gibi stratejik bir bölge ülkesine ilgisi boşa değil.
Pentagon'u ele geçiren köstebeklerin yardımcıları uluslararası teşkilatlar kanalıyla bu ülkeye çöreklenmiş haldeler.
Kara Afrika'nın bahtı kara ülkesi Sudan'ın durumu içler açısı.
Sudan halkı yardım için el uzatırken, Batılı başkentler eller tetikte beklemede.
Genel Sekreter'in tavsiyesi paralelinde alınan Güvenlik Konseyi kararı, Hartum yönetiminin bir ay içerisinde çatışmaları durdurması talebini içermekteydi.
Bir aylık süre doldu ama Birleşmiş Milletler'den konuyla ilgili net bir açıklama gelmiş değil.
Sudan'ın batısında cereyan eden Darfur'daki dramı biran evvel durdurmak için eyleme geçmesi beklenen uluslararası kurum ve kuruluşların yaptıkları yardımlar ve verdikleri beyanlar taraflı.
Avrupalılar konuyu bir insanlık dramı olarak görmüyor.
Bazı ülkeler isyancılara sahip çıkarak Müslüman yönetimi alaşağı etme gayretinde; bazı ülkeler de, Cancavid askerlerinin bölgede yaptıkları eylemlere sessiz kalarak etnisitenin kıyımına müsamahakar davranıyorlar.
Güney Batı Afrika'nın müslüman ülkesinde son on yılda yabancı kurum ve kuruluşların sayısındaki artış dikkat çekiyor.
Sözde sosyal ve kültürel amaçlarla kurulan kurumlar yanısıra dini referanslı kurumların sayısındaki artış dikkatlerden kaçmıyor.
Bu dini yapılanma ve örgütlenmelerin başında Avrupalı Hıristiyan misyoner teşkilatlar çoğunluğu teşkil ediyor. Bunları Yahudi örgütlenmeler takip etmekte.
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupalı liderler, Sudan yönetimini süpheyle izliyor.
Müslüman Lider Beşir, her ne kadar bir devrim süreci ile başa gelmiş olsa da; Avrupa ve Amerikalılar o ülkenin siyasal yapısını anlamak istemiyorlar. Darbeyi yaptıran da darbeyle çökertenler de onlar aslında.
Amerika'nın desteklemediği hangi darbe var ki?
Avrupa ve ABD burada sadece demokrasi adına değil, kendi öncelikli menfaatlerini gözetme adına harekete geçiyorlar.
Hükümet askerleri ile Cancavid milislerinin eylemini kınayan Bush ve ekibi de bunu bir araç olarak kullanmakta.
İran ve Irak'a karşı Ortadoğu'da uygulanan Duel containmen yani İkili Kuşatma, Afrika'da da çoğu ülkeye çoklu kuşatma olarak uygulanıyor.
Bunların başında da Sudan gelmekte. Onu sırasıyla; Etiyopya, Eritre, Cezayir ve Libya izliyor.
Şuan Kaddafi'nin jestleri ile Libya-ABD-Avrupa arasında yumuşama süreci başlamış görünüyor. Bu hava suni bir havadan ibaret.
Körfez Savaşı'nın yaşandığı bir dönemde Sudan'daki ilaç fabrikasını kimyasal silah ürattiği gerekçesiyle vuran Amerika'nın, Sudan yönetime önyargılı yaklaştığı bilinen gerçek.
Ülkedeki durumun daha da ağırlaşması kasıtlı olarak bekleniyor.
Ne sınıra yığılan binlirce insan, ne yerel saldırılarda ölen kadınlar ve çocuklar onları ilgilendirmiyor.
Onlar, uygun zamanda ve uygun bir vuruş için uluslararası ortamı yokluyorlar.
İsrail ve ABD'nin Sudan gibi stratejik bir bölge ülkesine ilgisi boşa değil.
Pentagon'u ele geçiren köstebeklerin yardımcıları uluslararası teşkilatlar kanalıyla bu ülkeye çöreklenmiş haldeler.
Kara Afrika'nın bahtı kara ülkesi Sudan'ın durumu içler açısı.
Sudan halkı yardım için el uzatırken, Batılı başkentler eller tetikte beklemede.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005