Süleyman Soylu 1 Eylül 2016 tarihinde İçişleri Bakanlığı görevine atandı. Yaklaşık 6 yıldır o koltukta.
Partisinin bakanlarıyla tartıştı. Onları zan altında bırakacak açıklamalar yaptı. Partisinin milletvekilleriyle karşı karşıya geldi. Canlı yayında restleşti.
Hemen hergün muhalefet ağır cümlelerle yüklendi. Belediye başkanlarıyla karşı karşıya geldi. Birçok iddilar ortaya attı. Hiç birini ispatlayamadı.
Kendisini eleştiren medyayı hedef yaptı. O koltukta iken emrindeki güçler cami bastı, cami içinde biber gazı sıktı. Sokakta başörtülü kadınlar joplandı.
Bir taraftan polis şiddeti, karakolda işkence ve ölümler diğer taraftan da polis intiharları gündemden düşmedi.
Bizzat kendisi, Türkiye'nin önünde suç ihbarında (mafyadan maaşlı milletvekili) bulundu. Gereğini yapmadı.
Uyuşturucu kaçakcısı, kullanıcısı, kara para aklayıcı gibi bir çok suçlarla itham edilen kişilerle boy boy fotoğrafları çıktı. 'Her fotoğraf çektirmek isteninin GBT'sine bakacak değilim' dedi.
Sokakalara bakarsak! Bu altı yılda iç işlerinde ne oldu?
Cezaevleri ful. Avrupa'da, Rusya'dan sonra en çok mahkuımun bulunduğu ülke olduk.
Cinayetler arttı. Fuhuş arttı. Kadına şiddet pik yaptı. Taciz, tecavüz, istismar arttı.
Gün ortası kahvehaneler taranıyor. İşyerleri basılıyor. Kırmızı ışıkta infazlar yapılıyor. Sadece geçtiğimiz yıl 3 bine yakın cinayet 2 binden fazla intihar vakası yaşanmış.
Uyuşturucu madde, silah ve insan kaçakçılığında görmediklerimizi görüyor, duymadıklarımızı duyuyoruz.
Sayın Bakan ekranlara çıkıyor ve ne kadar çok uyuşturucu, kaç katil yakaladıklarını, hırsızlığı nasıl azalttıklarını övünerek açıklıyor.
Destanı ise terör üzerinden yazıyor. Ama sadece ekranlarda ve laf ile!
'PKK'yı bitirdik, onun arkasındakilerin de defterini düreceğiz. Dünya duysun Irak'ta da huzuru biz getireceğiz, Suriye'de huzuru biz getireceğiz, Afganistan'da da huzuru biz getireceğiz. Batıdan Amerika'dan Avrupa'dan dünyayı kurtaracağız' diyen Soylu bir hafta sonra kaç terörist daha öldürdüklerini açıklıyor.
Diyelim ki, Soylu PKK'yı bitirdi. Suriye'nin huzurunu kim bozdu ki, siz getireceksiniz?
'Türk askeri neden Suriye'de' sorusuna çok kızıyorlar!
Sahi neden ve kime karşı Mehmetçik Suriye'de?
Mehmetçik, ülkemize yönelik tehditleri bertaraf etmek için Suriye devleti topraklarında. Tamam, kabul.
Fırat'ın doğusunda terör devleti kuruldu. Malumatınız var mı? Fırat'ın doğusu da sınırımız ve ülkemize açık tehdit. Ama ismi bile anılmıyor.
Ya Irak kuzeyi! Hakurk, Basyan, Avaşin, Zap, Mezi, Keryaderi, Sinat ve Haftanin PKK'nın inlerinden bir kaçı değil mi?
Yazacak çok şey var ama yazamıyoruz!!!
O zaman soralım: AKP için tehdit sadece Esad mı?
Tabi konu Suriye olunca Bakan Soylu'nun aklına üçtür Angelina Jolie düşüyor.
Geçen hafta yaptığı bir konuşmada Suriye başlığında, 'Batı ülkelerini samimi olmamakla suçlayan Soylu, "Angelina Jolie, Suriye sınırına gelip bir fotoğraf vermekle sorunlar çözülmüyor. Nerede dünyanın büyük zenginleri? Hani hep beraber hürriyet, eşitlik, özgürlük diye cicili bicili hareket eden Avrupa ülkeleri? Hani insanlıkları" demiş.
Ne güzel tasvir: "Angelina Jolie, Suriye sınırına gelip bir fotoğraf vermekle sorunlar çözülmüyor".
Ama Ankara'da, Şam'da, Halep'te, Menbic'te, Kobani'de, Fırat'ın doğusunda Esad ile verilecek pozlar sorunu kökten çözer. Denemesi bedava.
Ama Esad katil!
Ethem Sancak ne demişti? "Biz (AKP), adam kesen birçok ülkeyle kardeşiz".
Birleşik Arap Emirlikleri, 15 Temmuz ve Süleyman Soylu denklemini zaten biliyorsunuz.
Sizce nereye götürülüyor Türkiye?
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024