G-20'den hemen sonra Rus savaş uçağının Ankara maharetiyle düşürülmesinin akabinde, Amerika'nın bilumum Türkiyeli toplum mühendisleri devreye girdi.
AKP'ye yanaşık rüya tabircileri de ekranlara tünedi.
Türkiye'yi Rusya ile kapıştırmak için seferber oldular.
"Moskof gâvuru"kavramı ve imajını hafızalarda tazelemeye koyuldular.
Ülkemiz ve bölgemiz üzerine kâbus gibi çökmüş savaş lobisi, Türkiye-Rusya arasındaki yakınlaşma ve yüksek potansiyelli ilişkiyi, önce soğuk savaş söylemlerine evirdiler, şimdi de sıcak savaşa çevirmeye çalışıyorlar.
Kur'an'ın "Sulh hep hayırdır" (Nisa Suresi, 128) esasını, devletinin banisi Gazi M. Kemal Atatürk'ün lisanıyla "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine dönüştürmüş Türk milleti, ABD gazıyla savaş tamtamları çalıyor.
Türkiye Cumhuriyeti, devlet geleneklerini yitirmiş, kaidesi sökülmüş, dost-düşman algısı karışmış, kırmızı kitabı yırtılmış ve adeta hiçbir kırmızı çizgisi kalmamış bir vaziyet arz ediyor.
Yandaş ekranlara tünemiş rüya tabircileri, ne yapacağını bilmez haldeki AKP iktidarına ve kamuoyuna, batı tarafı Akdeniz'e açılmış Geniş Kürdistan oluşumunu hazmettiriyorlar? ABD işi bitirmiş, iş son raddeye gelmiş, bu vakitten sonra artık Türkiye'nin ve AKP iktidarının yapabileceği bir şey yok, diyorlar.
Ankara'ya da şu teselliyi veriyorlar: Baksanıza AB ve NATO, Türkiye'yi yeniden kucaklıyor, öpüyor, AB vize muafiyetini konuşuyor.
Bu turfa müneccimler 2005'lerde de, Büyük İsrail oluşumunun altyapısı durumundaki Yahudi-Barzani Bölgesel Kürdistan'ını hazmettirmişlerdi Türk milletine.
Planda son adım, ABD eski Dışişleri Bakanı ve BOP mimarlarından Henry Kissinger'in ifade ettiği üzere, Ortadoğu'nun yarısından çoğunu içine alacak olan Büyük İsrail oluşumudur.
Suriye'yi 2011'de ansızın patlatan sebep de budur: İsrail'in genişlemesine engel olan ve onlara kök söktüren Lübnan'daki Hizbullah'a sahip çıkmak? Suriye'ye savaş açan Ankara'daki İslamcılar bu gerçeği adları gibi biliyorlar!
Rusya, Suriye, İran ve hatta Irak Merkezi Yönetimi, Büyük İsrail'in altyapısı olan Akdeniz'e açılmış geniş Kürdistan oluşumunu kendi stratejik menfaatleri açısından istemiyorlar?ABD ile olan bilek güreşlerinin arkasındaki asıl gerekçelerden biri budur.
Türkiye ise maalesef Amerika'nın 51. eyaleti gibi davranıyor.
Amerika ve operasyonelaktörler, en az maliyet ve en yüksek verim için Barzani'den PKK'ya, IŞİD'den silahlı muhalif gruplara, AKP iktidarından Suudi krallığına kadar konjonktüre göre kimi veya kimleri kullanmaları gerekiyorsa; onları kullanıyorlar.
Arap, Acem, Kürt, Türk, Türkmen vs. halklarının, hak ve hukukları onların umurunda bile değil?
Türk milleti ve AKP iktidarının yanıldığı, çuvalladığı nokta burasıdır.
Rusya, son haftalardaki Suriye müdahalesiyle, Büyük İsrail oluşumunun ikinci adımı olan bu Geniş Kürdistan'ın Akdeniz'e açılan kolunu beklenmedik bir manevrayla kesiyor? Suriye meselesi başına yıkılıyor, savaş uçağı düşürülüyor.
Ankara'dakiler, ABD'nin 51. eyalet valisi edasıyla savaş naraları atıyor. Kendi kolları kesilmiş gibi Rusya'ya cephe açıyorlar.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin "Türkiye ile Rusya arasındaki bir kapışma veya alevlenecek bir savaş, bölgemizde İsrail'den başka kime yarayacak; hiç kimseye?" tespiti hayati ehemmiyet arz ediyor. Tıkanan ve sıcak savaş atmosferine giren Türk siyaseti, ancak bu perspektifle nefes alabilir.
AKP iktidarı, devleti ve milleti, içte de dışta da savuruyor.
Savaş, çatışma ve ateş sadece dışımızı kuşatmamış; içimizi de yakıyor. Ama hala ayıkmıyoruz.
AKP iktidarı ne dediğini, ne yapacağını bilmiyor; hatta bilmediğini de bilmiyor.
2007'de Erdoğan "Barzani teröre yataklık ediyor, bizim muhatabımız olamaz" diyor (AA., 30 Ekim 2007).
Bir de ne görelim birkaç zaman sonra, AKP kongresinde Barzani, Türkiye seninle gurur duyuyor, nümayişiyle alkışlanıyor.
Meğer aynı Barzani'nin silahlı elemanlarını, İsrail ekibinin yanısıra aylardan beri Türkiye eğitiyor.
Bu arada Barzani, YPG ile kolkola iş görüyor.
AKP iktidarı ise YPG'yi terörist kabul ediyor.
AKP'nin akıl hocası Amerika, YPG terörist değil, diyor. Barzani'yi ve YPG'yi çalışma ortağı yapıp silah ve mühimmat desteği sağlıyor.
YPG'yi himaye eden Amerika'ya AKP'den tık çıkmıyor; fakat Rusya, uçak düşürme sonrasında YPG'ye bir avuç yardım yapınca, AKP'den vaveyla kopuyor.
İktidarın PKK ve FETÖ ile olan münasebetleri de aynı vaziyette!
Bu politikanın neresinde devlet geleneği var, neresinde ilke var, neresinde sulhu sağlayacak basiret var, neresinde dostluk tanımı var, neresinde düşmanlık kriteri var, neresinde adamlık var!?
Ülke ve bölgemizdeki olaylar bu hızla gelişirse; korkarım, bu politikalara onay veren millet, kendine gelmeye vakit ve vatan bulamayacak.
AKP'ye yanaşık rüya tabircileri de ekranlara tünedi.
Türkiye'yi Rusya ile kapıştırmak için seferber oldular.
"Moskof gâvuru"kavramı ve imajını hafızalarda tazelemeye koyuldular.
Ülkemiz ve bölgemiz üzerine kâbus gibi çökmüş savaş lobisi, Türkiye-Rusya arasındaki yakınlaşma ve yüksek potansiyelli ilişkiyi, önce soğuk savaş söylemlerine evirdiler, şimdi de sıcak savaşa çevirmeye çalışıyorlar.
Kur'an'ın "Sulh hep hayırdır" (Nisa Suresi, 128) esasını, devletinin banisi Gazi M. Kemal Atatürk'ün lisanıyla "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine dönüştürmüş Türk milleti, ABD gazıyla savaş tamtamları çalıyor.
Türkiye Cumhuriyeti, devlet geleneklerini yitirmiş, kaidesi sökülmüş, dost-düşman algısı karışmış, kırmızı kitabı yırtılmış ve adeta hiçbir kırmızı çizgisi kalmamış bir vaziyet arz ediyor.
Yandaş ekranlara tünemiş rüya tabircileri, ne yapacağını bilmez haldeki AKP iktidarına ve kamuoyuna, batı tarafı Akdeniz'e açılmış Geniş Kürdistan oluşumunu hazmettiriyorlar? ABD işi bitirmiş, iş son raddeye gelmiş, bu vakitten sonra artık Türkiye'nin ve AKP iktidarının yapabileceği bir şey yok, diyorlar.
Ankara'ya da şu teselliyi veriyorlar: Baksanıza AB ve NATO, Türkiye'yi yeniden kucaklıyor, öpüyor, AB vize muafiyetini konuşuyor.
Bu turfa müneccimler 2005'lerde de, Büyük İsrail oluşumunun altyapısı durumundaki Yahudi-Barzani Bölgesel Kürdistan'ını hazmettirmişlerdi Türk milletine.
Planda son adım, ABD eski Dışişleri Bakanı ve BOP mimarlarından Henry Kissinger'in ifade ettiği üzere, Ortadoğu'nun yarısından çoğunu içine alacak olan Büyük İsrail oluşumudur.
Suriye'yi 2011'de ansızın patlatan sebep de budur: İsrail'in genişlemesine engel olan ve onlara kök söktüren Lübnan'daki Hizbullah'a sahip çıkmak? Suriye'ye savaş açan Ankara'daki İslamcılar bu gerçeği adları gibi biliyorlar!
Rusya, Suriye, İran ve hatta Irak Merkezi Yönetimi, Büyük İsrail'in altyapısı olan Akdeniz'e açılmış geniş Kürdistan oluşumunu kendi stratejik menfaatleri açısından istemiyorlar?ABD ile olan bilek güreşlerinin arkasındaki asıl gerekçelerden biri budur.
Türkiye ise maalesef Amerika'nın 51. eyaleti gibi davranıyor.
Amerika ve operasyonelaktörler, en az maliyet ve en yüksek verim için Barzani'den PKK'ya, IŞİD'den silahlı muhalif gruplara, AKP iktidarından Suudi krallığına kadar konjonktüre göre kimi veya kimleri kullanmaları gerekiyorsa; onları kullanıyorlar.
Arap, Acem, Kürt, Türk, Türkmen vs. halklarının, hak ve hukukları onların umurunda bile değil?
Türk milleti ve AKP iktidarının yanıldığı, çuvalladığı nokta burasıdır.
Rusya, son haftalardaki Suriye müdahalesiyle, Büyük İsrail oluşumunun ikinci adımı olan bu Geniş Kürdistan'ın Akdeniz'e açılan kolunu beklenmedik bir manevrayla kesiyor? Suriye meselesi başına yıkılıyor, savaş uçağı düşürülüyor.
Ankara'dakiler, ABD'nin 51. eyalet valisi edasıyla savaş naraları atıyor. Kendi kolları kesilmiş gibi Rusya'ya cephe açıyorlar.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin "Türkiye ile Rusya arasındaki bir kapışma veya alevlenecek bir savaş, bölgemizde İsrail'den başka kime yarayacak; hiç kimseye?" tespiti hayati ehemmiyet arz ediyor. Tıkanan ve sıcak savaş atmosferine giren Türk siyaseti, ancak bu perspektifle nefes alabilir.
AKP iktidarı, devleti ve milleti, içte de dışta da savuruyor.
Savaş, çatışma ve ateş sadece dışımızı kuşatmamış; içimizi de yakıyor. Ama hala ayıkmıyoruz.
AKP iktidarı ne dediğini, ne yapacağını bilmiyor; hatta bilmediğini de bilmiyor.
2007'de Erdoğan "Barzani teröre yataklık ediyor, bizim muhatabımız olamaz" diyor (AA., 30 Ekim 2007).
Bir de ne görelim birkaç zaman sonra, AKP kongresinde Barzani, Türkiye seninle gurur duyuyor, nümayişiyle alkışlanıyor.
Meğer aynı Barzani'nin silahlı elemanlarını, İsrail ekibinin yanısıra aylardan beri Türkiye eğitiyor.
Bu arada Barzani, YPG ile kolkola iş görüyor.
AKP iktidarı ise YPG'yi terörist kabul ediyor.
AKP'nin akıl hocası Amerika, YPG terörist değil, diyor. Barzani'yi ve YPG'yi çalışma ortağı yapıp silah ve mühimmat desteği sağlıyor.
YPG'yi himaye eden Amerika'ya AKP'den tık çıkmıyor; fakat Rusya, uçak düşürme sonrasında YPG'ye bir avuç yardım yapınca, AKP'den vaveyla kopuyor.
İktidarın PKK ve FETÖ ile olan münasebetleri de aynı vaziyette!
Bu politikanın neresinde devlet geleneği var, neresinde ilke var, neresinde sulhu sağlayacak basiret var, neresinde dostluk tanımı var, neresinde düşmanlık kriteri var, neresinde adamlık var!?
Ülke ve bölgemizdeki olaylar bu hızla gelişirse; korkarım, bu politikalara onay veren millet, kendine gelmeye vakit ve vatan bulamayacak.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019