Bir pazarcı terazisinde ayarıyla oynamış sürekli eksik tartıyor.
Bir müteahhit malzemeden çalıp daireleri olduğundan yüksek bedelle satıyor!
Bir tatlıcı ürettiği baklavalara Antep Fıstığı yerine bezelye tozu katıyor!
Bir siyasetçi yalan söyleyerek, rakiplerine iftiralar atarak, seçim kazanıyor! (Tabii ki bunun örneğine ülkemizde hiç rastlanmış değil)
Bir memur rüşvet alarak birilerinin haksız menfaat elde etmesine sebep oluyor!
Bu listeyi uzatıp gidebiliriz .
Neticede birileri yalan yanlış sözlerle ve davranışlarla haksız menfaat elde ediyor.
Hiç biriniz zannetmiyorum ki bu haksız menfaatleri elde edenleri tasvip etsin.
Şimdi gelelim asıl konuya!
Sanırım, birçoğumuz futbolla yakından ilgileniyoruz.
Ben vaktim olduğu müddetçe Süper Lig maçlarını takip etmeye çalışıyorum.
Neredeyse tüm futbolcular her fırsatta hakemi aldatarak penaltı almaya, sakatlık numaralarıyla rakip takım oyuncularının kart görmesini sağlamaya, zaman çalmaya ve sonuçta haksız bir menfaat elde etmeye çalışmaktalar!
Neredeyse her faulde ortalığı inleterek yerlerde yuvarlanan ve kıvranan futbolcular çok kısa bir süre sonra ayağa kalkıp depar atıyor.
Ayağına her basılan futbolcu sanki ayağı kırılmışçasına feryat figân bağırıyor.
Hele yüzüne bir el teması olmaya görsün, sanki ağır sıklet boksöründen kroşe yemiş gibi tepki veriyor.
Bir de tüm bunlardan çok daha elim ve vahim olarak, hiçbir darbe almadığı halde darbe almış gibi bir tarafını tutup bağıranlar var.
Yemin ediyorum bunları gördükçe artık futboldan iğrenmeye başladım.
Ozan Tufan'ın da dediği gibi "Böyle bişey olabilir mi yaa?!
Futbolcuların bu yaptıklarının yukarıda saydığım meslek mensuplarının yaptıkları üç kağıtçılıklardan, yalancılıklardan dolandırıcılıklardan ve hırsızlıklardan ne farkı var Allah aşkına?! Olay o hale geldi ki bunları yapmayan futbolcular eleştiriliyor artık.
Çünkü birçok takımın antrenmanlarında futbolculara, sadece teknik ve taktik bilgiler değil aynı zamanda nasıl güzel rol yapacakları da öğretiliyor. Hatta ZÜHA'dan (Zühtü Haber Ajansı'ndan) Aldığım duyumlara göre, birçok Süper Lig ekibi tiyatro oyuncularını getirip futbolculara nasıl daha inandırıcı sakatlık numarası yapacakları konusunda eğitim veriyormuş(!).
Şaka bir yana, futbol maçları artık futbol seyredemeden geçiyor ve seyir zevki kalmadı.
Süper Lig âdeta Süper Tiyatro'ya dönüşmüş durumda.
Maç kazanmak ve puan almak için her şey mubah hale gelmiş.
Bu durumun acilen önüne geçilmezse daha da vahim günler bizi bekliyor.
Peki, bunun önüne nasıl geçilecek?
Çok kolay, Federasyon tarafından tüm maçlar dakika dakika taranarak rol yapan oyuncular tespit edilip en az bir maç oynamama cezası ile cezalandırmaya başlarsa bu iş halledilir. Bu da yetmez başta futbol yorumcuları olmak üzere her futbolsever bu tür harekette bulunan oyunculara ağır eleştiriler yapmalı.
Rol yapan oyuncu öyle eleştirilmeli ve cezalandırılmalı ki utancından ve korkusundan rol yapmayı aklına bile getirmemeli. Birçok spor yazarı, bu tür davranışların cezalandırılması gündeme gelince "Niyet okuyarak ceza verilmemeli" diyerek tepki gösteriyor. Ancak gelin görün ki niyetlerin neredeyse yüzde doksan dokuzu bozuk zaten!
Niyet okumaya okumaya futbol katledileceğine niyet okuyarak ceza verelim ve varsın yüz cezada bir iki tanesi yanlış olsun. Zaten neredeyse her maç sonrası hatalı verildiği söylenen kararlar sebebiyle hakemler ve federasyon topa tutuluyor da ne oluyor. Bu şekilde en azından futbolun güzellikleri öne çıkartılmış olur.
Futbolun kalitesinin ve seyredilebilirliğinin artması, Süper Lig'in marka değerinin yükselmesi için bunları dikkate almalı ve acilen gerekli tedbirleri hayata geçirmeliyiz.
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022