Henüz daha Cumhuriyet ilan edilmeden İzmir'de Milli İktisat kongresini toplamıştı Gazi M. Kemal Atatürk.
Lozan Antlaşması tüm vaveylasıyla kıyasıya devam ederken Milli İktisad kararlılığını ilan etmişti kongrede…
Tarihimizi dolduran zaferler yahut izmihlallerin kâffesi (tamamı) ahval-i iktisadiyemizle münasebettar ve alakadardır… Efendiler; bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla alakadar olan, o milletin iktisadîyatıdır... Zamanımız tamamen bir iktisat devrinden başka bir şey değildir, diyordu açılış konuşmasında.
Şu tespiti yapmıştı Gazi Paşa: Hâkimiyet-i milliye, hâkimiyet-i iktisadîye ile tahkim edilmelidir...
Onun şu hayati ölçüsü hepimizin hafızasındadır: Siyasal ve askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, II, s. 107).
Gazi Paşa'ya göre, Milli İktisat konusu, var oluş ve yok oluş meselesidir; Milli Mücadele'nin ayrılmaz bir parçasıdır… BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin Hoş Geldin Atatürk adlı eserini lütfen bulup okuyun.
Atatürk'ün Milli İktisat ufku, mücadelesi ve kararlılığının ilmi model, proje, program ve formüle edilmiş halidir Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, Milli Para sistemi, Sosyal Devlet-Milli Devlet projeleri…
90'lı yıllarda ekonomisi çökmüş Rusya'nın dünyaya maskara olmuş diplomasisi ile, Prof. Dr. Baş'ın modeli ve milli para sistemi ile tanıştığı 2005 yılı sonrasında dünyanın yeni kutbu haline gelmiş vaziyeti, Atatürk'ün ne derece haklı olduğunun göstergesidir.
Türkiye'nin debelendiği ekonomik çöküş ile müflis diplomasi münasebeti, Atatürk'ü doğrulamaktadır.
Bu bağlamda Türkiye, Prof. Dr. Baş'ın milli ekonomi modelini ve milli para sistemini ele almak durumundadır. Türk milleti ve devletinin istiklal ve istikbalinin yegane teminatı, ulusal güvenliğimizin korunmasının tek, çağdaş, bilimsel yolu budur.
Dünyanın 4 milyar nüfusluk kesimini teşkil eden Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika, Asya ve BRICS ülkeleri, Prof. Dr. Baş'ın modelini ve milli para sistemini 2005'ten bu yana uygulayarak, modelin başarısını ve yegane çıkış yolu olduğunu tüm dünyaya ispatlamışlardır. Ortada laboratuvar sonucu var, uygulama var.
Türkiye için artık sürdürülebilir borç dönemi bitmiştir. Sürdürülemez borç devri başlamıştır.
Avrupa Merkez Bankası da, FED de, Yahudi küresel kredi lobileri de parasal sıkılığa dönmüşlerdir. Milletimizin omuzlarında 600 milyar TL tüketici borcu, devletinin sırtında ise 1 trilyon dolarlık borç toplamı ve faiz yükü var. Faiz yüzde 45'lere dayanmış, doların nereye varacağı belli değil… Her ay 23-24 milyar dolar geri ödemesi bulunan Türkiye, artık borç bulamamaktadır, bulamayacaktır.
Söz konusu likidite darlığı, Türk devletini ağır mali ve diplomasi tavizlerine, Türk milletini de yokluğa, yoksulluğa, konkordatoya, taşınmaz borç ve faiz yüküne sürüklemektedir.
Türk ekonomisinin omurgası mesabesindeki holdingler, 5-6 milyar dolarlık yapılandırma isterken; 7 bini aşkın koca koca şirketler ve işadamları konkordato talebinde bulunmuştur. Aklı olan bilir ki, böyle bir vahim gidişat, devletin konkordato ilan etmesine kadar uzanır.
Ne devlet, ne de işletmeler, 2 020 TL'lik asgari ücreti dahi veremez durumdadır. Dış borçlanma ile verilecek her kuruş, devleti daha da çökertecek, maliyetleri daha da artıracak, işletmelerin sermayelerini sıfırlayıp batıracaktır.
Böyle bir Türkiye'nin, savaş ve işgal coğrafyası haline gelmiş bölgemizde huzurla var olması mümkün değildir. Bu sebeple Prof. Dr. Baş'ın modelini ve milli para sistemini iktidara taşımak ulusal güvenlik meselesidir.
Bu savruluş ve yok oluş sarmalını aşmanın ve tek yolu Milli Ekonomi Modeli ve Milli Para sistemidir.
Baş'ın modelinde verdiği 5 bin ilâ 10 bin TL güncel asgari ücret, 1 000 TL vatandaşlık maaşı, 1 500 TL ev hanımı maaşı gibi sosyal devlet uygulamaları, modelin ve milli para sisteminin gereğidir, hesabı-kitabı yapılmış, kaynakları gösterilmiştir. Bu asgari ücreti vermek için, tek kuruş dış borca ve sendikasyon kredisine ihtiyaç yoktur; işveren veya işletmeye de tek kuruş fazlalık yük binmemektedir. Piyasaya da zam ve faiz maliyeti değil; bilakis can ve tüketim kabiliyeti güçlü müşteri getirmektedir.
Türkiye, 2005 öncesi Rusya, Çin, Hindistan, Asya ve BRICS ekonomilerinin yaşadığı ekonomik çöküşü, dolar sömürüsünü ve para darlığını yaşamaktadır. Bu ülkeler Prof. Dr. Baş'a kulak verdiler; kurtuldular. Türkiye bu yeni dünya iktisadına ve milli para gerçeğine direndikçe batması hızlanacaktır… Tercih devletin ve milletindir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019