logo
29 MART 2024

Suriçi İstanbul'da Fener Rum Hayalleri

29.07.2001 00:00:00
Megalo İdea ve Fener Patrikhanesi

Milli bütünlüğümüzü tehdit eden düşman fikirlerden biri de, "Megola İdea" projesidir. "Büyük fikir", "Büyük İdeal" anlamlarına gelen Megalo İdea'nın hedefleri; Yunanlılar'a müstakil bir ülke sağlamak, Trakya, Selanik ve Ege Adaları'nı Yunanistan'a ilhak etmek. Oniki Ada, Girit, Kıbrıs, Marmara ile Batı Anadolu Bölgesi ve Makedonya'yı Yunanistan'a bağlamak, bununla birlikte ilerde Yunanistan'la birleşmek üzere Trabzon ve civarında bir Pontus devleti kurmak ve İstanbul'u ele geçirerek Bizans İmparatorluğu'nu yeniden diriltmektir.(1) Bir konuşmasında, "Ben geçliğimden beri Skiros Adası'nı (ki, Ege Denizi'nin tam ortasındadır) Helenizmin coğrafi merkezi saymışımdır"(2) diyen Venizelos'a göre, Ege Denizi bir Yunan denizi olacak, iki kıtaya ulaşan ve beş denize açılan Yunanistan gerçekleşecek, Yunanistan'ın bir ayağı Asya, bir ayağı Avrupa'da olacak ve Bizans yeniden yaratılacaktı.(3)

Megalo İdeacılar, Mondros öncesi ve sonrasındaki işgal ortamını fırsat bilerek hemen hemen tamamı Türk toprakları üzerinde bulunan emellerini gerçekleştirebilmek için Fener Rum Patrikanesi'nin öncülüğünde seferber oldular. "Patrikhane Yunanistan'ın emrine girmelidir; bu suretle, birleşmiş bir patrikhanenin ilerdeki milli davalarda rolü pek büyük olacaktır"(4) diyerek Patrikhane'yi de Megola İdea karargahı haline sokan Venizelos, henüz Başvekil olmadan önce gizlice İstanbul'a gelerek bir Rum'un Fener'deki evinde Türk Milletini içerden vurmak için giriştiği hainane planını tanzim etmişti. Gerçekten de buradaki planlar dahilinde Patrikhane, Venizelos'un ve Yunanlıların Türkiye'deki icra vasıtası haline gelmiş; Yunanistan, Megalo İdea için Patrikhanenin desteğini almıştır. Şu halde Patrikhanenin Yunan emellerine hizmet eden bir kuruluş durumuna gelmesi daha 1910 yıllarında gerçekleşmiş bulunuyordu. Mondros'un imzalanmasını müteakip, bu mütarekenamenin meşhur 7. maddesinden hareketle İstanbul'u işgal eden emperyalist kuvvetlerin donanmaları Marmara'ya gelmişken Patrikhane, kapısına çift kartallı Bizans bayrağını asarak ihanetini aleniyete dökmüştür. Nitekim Patrikhane, başta siyasi entrikalar olmak üzere ihtilal örgütlerinin teşkilatlandırılması, çetelerin yönlendirilmesi, nümayişlerin düzenlenmesi, sosyo-kültürel çalışmaların yürütülmesi, propogandaların yaygınlaştırılması vb. faaliyetleriyle bir fitne, fesat yuvası haline gelmiştir. Kısa zamanda İstanbul ve Anadolu'da teşkilatlanan ve hızla faaliyet gösteren Fener Patrikhanesi, Beyoğlu'ndaki Edebi Silogos Kulubü, Ziğrofyon ve Zapyon Liseleri, Rum Kulüpleri, Anadolu ve Adalardaki mektepler, kolejler, yetimhaneler ve hastaneleri de devreye koyarak Megola İdea'nın gerçekleştirilmesi yolunda başlıca rolü oynamıştır.(5)

PATRİKHANE'NİN MELANETLERİ

"Patrikhanenin, velinimetleri olan Türkler aleyhine giriştiği faaliyetin tarihi çok eskidir. Gerçekten Edremit'in "Cunda" (Ali Bey) adasında Papaz İkonomas tarafından alınan hususi bir müsaadeyle dini tedrisat yapan bir akademi kurulmuştur. Bu akademinin sonradan ele geçen 1884 tarihli "gizli ders programı" Patrikhane'in Türkler ve Türkiye hakkındaki hissiyat ve düşüncelerini aksettiren korkunç gerçekler ihtiva etmektedir. Bu vesikayı birlikte okuyalım:

İŞTE KORKUNÇ PLAN

Türkler hakkındaki temel düşünce

Madde 1. Türler ezeli bir düşman olarak Rumlara tanıtmak.

Türkler aleyhine beynelmilel propaganda

Madde 2. Türklerin en ufak hatalarını büyüterek, Avrupa'ya duyurmak, medeni aleme Türkleri düşman etmek.

Tatbik edilecek iktisat politikası

Madde 3. Türkleri iktisaden çürütmek, bunun için de zengin Türkleri sakat ticaret yollarına götürmek, bol faizli krediler açmak, ağır şartlarla rehin kabul etmek.

Türk mamulatının sahtelerini, çürüklerini yapıp, aynen Türk malı damgası ile satışa çıkarıp Türk müesseselerini iflasa sürüklemek, her türlü Türk malı il rekabet etmek, herhangi bir Rum'um bu hususta yapacağı fedakarlığın karşılığı Rum bankaları, ticaret kulüpleri tarafından ödenecektir. Ayvalık ve havalisinde "Midilli Bankası" ve "Mirmika" yani karınca teşkilatı her zaman hizmete hazırdır.

Türk ahlakına ve İslam dinine karşı politika

Madde 4. Türk Milleti'ni ahlak, milliyet, din ve gelenekleri bakımından çürütmek. Bu hususta;

a)Küfürler öğretmek, küfrü Türkler arasına yaymak, laubalileştirmek.

b)Türkleri zinaya, diğer ahlaksızlıklara teşvik etmek. Bilhassa asil Türk aileleri arasına genç, güzel Rum kızlarını ve kadınların hizmetçi, cariye verip, bu aile ocaklarını yıkmak, devrin büyük ricali yanına yetiştirilmiş Rum dilberlerini yerleştirip, Rum emellerinin kolay elde edilmesine çalışarak milli dil ve duyguları bozmak.

Takip edilecek din politikası

Madde 5. Türkleri dini bakımdan sarsmak:

a) Hocalar, papazlara sokulmaz. O halde onları Rum zenginler, tüccar ve esnaf vasıtasıyla elde etmek. Bol hediye, veresiye vermekle pekala elde etmek.

b) Hocaları içkiye alıştırmak, onlara ilk kadehleri kadınların elinde içirip, sarhoş, rezil halde el alem içinden geçirip herkese göstermek Rumlara dini bir zafer olur.

c) Hocaları türlü türlü uydurma inanışlara saptırmak

d) Hocalara yanlış vakıalar anlatıp, Türk ahali ile hocaların arasını açmak.

Akademinin yetiştirdiği politikacılara, teşkilatçılar ve sabotörlere verdiği talimat ise, aşağıdaki maddelerden mürekkeptir:

Rumların ve Kiliselerin siyasi hedefi:

Madde 1. Türk hükümranlığını baltalamak. Bu işi azar azar geliştirip İstanbul'u ele geçirmek. Eski Kostantini'yeyi yeniden kurmak.

İsyan ve Fitne hareketleri

Madde 2. Türk halkı arasına daima fitne ve fesat sokarak, devletle milletin arasını açmak, isyanlar organize edip, zamanında aradan çekilerek, Türkler arasında kardeş kanı akıtmak, komiteler tertip edip Türk köylerini basmak.

Harbler esnasında yapılacak hıyanetler ve baltalamalar:

Madde 3. Bir harp sırasında Türk halkını sefalete götürecek her çareye baş vurulacak. Türk topraklarında zahire ve en lüzumlu gıda maddeleri halkın elinden süratle gizlice toplanıp, adalara sevk edilecek, komşu memleketlere satılacak. Rum tüccarlarını uğradığı zara milli bankalar tarafından tüccara para olarak ödenecek.

Bütün bunlar,devletin bir harp ile meşgul olduğu, yahud iç isyanlar çıktığı, devlet idaresinin zayıf olduğu sırada yapılmak gerekir.

Hastanelerin vazifesi:

Madde 4. Doktor ve eczacı Rumlar, Türk hastaları, bilhassa kimsesiz hastaları gizlice zehirleyip öldürecek. Kör, sağır, sakat ederek saf dışı bırakmağa çalışacaklar. Bu tavsiyeler gizli olarak tatbik edilecek.

Ziraat politikası:

Madde 5. Türk çiftçisi ağır faizlerle toprağından edilecek. Bu borçların kolayca kabarabilmesi için, harman veresiyeler, senetli zeytin mahsulü satışları ile başlayan bu borç para vermeler, başka zaruri masraflara teşvik edilen Türk çiftçilerini ilk borcun ödenme zamanında bunaltır. Böylece elindeki toprağını kolay, ucuz şartlarla, borçlu olduğu Rum tüccara satmak mecburiyetinde bırakılmalıdır.

Tür devlet adamları hakkında tatbik edilecek plan:

Madde 6. Kadılar, devlet idare amirleri; rüşvet, ziyafet, hata kadın ikramları ile Eterya'nın emrine alınmalıdır. Ancak bu işler tamamen akademiden yetişmiş ajanların talimatına ve akademinin tayin edeceği şahıslarla, bunların vereceği direktiflere göre tatbik edilecektir.

Yangın, sabotaj ve suikastler:

Madde 7. Fırsat çıktıkça, bilhassa resmi devlet binalarında yangınlar çıkarmak, ölümlü kazalar yaratmak, harp gemilerinde yangın çıkarmak yaralar açmak.

Manastırların vazifesi:

Madde 8. Birer ileri karakol ve gözetleme yeri olan manastırlardaki azizlerin istekleri derhal yerine getirilmeli, verecekleri mektupları, kendi işlerinden evvel sahiplerine götürüp teslim edilmelidir. Bu tavsiyeler aykırı hareket edenler, hemen afaroz edilip, lanetlenir. Kredileri kesilir. Buradaki camiadan kovulurlar.

Sanat politikası:

Madde 9. Bütün Rum ustaları, Türk çırak kullanmaktan süret-i kat'iyede men edilmiştir. Politik düşüncelerle bir Türk çırak almak icap ederse, Rum usta bu çırağı hizmetçi gibi kullanmalıdır.

İşlerinde hevesli gençleri de ters muamele etmek, hırpalayıp, işyerinden uzaklaştırmak çaresi aranacak, böylelikle şehirden bir Türk sanatkarın daha eksilmesi temin edilmiş olacaktır."(6)

"İşte bu çerçeveden sonra Patrikhane'in rolünün ne olduğu hem akla gelebilir hem de bugünkü mevcut konjonktür ile yukarıda serdedildiği şekliyle Megalo İdea karşılaştırıldığında birçok idealin gerçekleşenler hanesine yazıldığı görülebilir. Görülebilir ki Yunanistan kurulmuştur. Girit, 12 Ada, İyonya Adaları Yunanistan'ın hudutları dahilindedir. Epir'in Güneyi ve Tesalya da öyle... Kıbrıs'ta olanlar hemen herkesin malumudur. Kaldı ki içinde bulunduğumuz yüzyılın ilk çeyreğinde Sevr ile birlikte Venizelos'un ordusu Sakarya'ya kadar gelmiştir. Ama tutunamamıştır. Yani Megalo İdea'yı adım adım hayat sahnesine geçirmişlerdir bu "İdea"nın bağlıları...

Bu hayata geçirme ameliyesinde ise Patrikhane ne roller üstlenmiş, katkıda bulunmuştur ki akılara durgunluk vermekte ve böyle bir kurum akla 'nasıl İstanbul'da bulunabiliyor' sorunusun sık sık sorulmasına yol açmaktadır...

Megalo İdea'nın ilk hedefi Yunanistan adlı bir devletin dünya harikatısna yerini almasıydı. Bu konuda başrolü oynayan kurumun Patrikhane oludğu, 1821 Mora ve Moldovya isyanlarının planlayıcısını bizzat Patrik II. Gregorius oluduğu belgelerle ortaya konmuştur. Daha sonra Balkanlı yazarların ortaya koydukları belgeler Rumeli ve Balkanların, Türklerin elinden çıkmasında Patrikhane'nin büyük rolü oluduğunu ispatlamaktadır. Aynı Patrikhane, Birinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan ve Osmanlı için hiç de iç açıcı manzara ihtiva etmeyen konjüonktürde gündeme gelen Mondros Mütarekesi (Ekim 1918) şartlarından faydalanmaya kalkanların başında yer almıştır. Mütarekenin hemen akabinde İtilaf devletlerine hitaben bütün Türkiye'nin işgalini isteyen bir beyanname yayınlamıştır. İtilaf devletlerin filolarının gelişini kutlamak için Rum okul müdürlüklerine, okuların üç gün tatil edilmesi emrini göndermiştir. Temmuz 1919'da da çift kartal başlı bayrağı kapısına asarak adeta bağımsızlığını ilan etmiştir. İstiklal Harbi yıllarında olmadık ihanetleri örgütlemiştir Patrikhane... Fakat netice Yunanlıların İzmir'den denize dökülmesi şeklinde tecelli edince Patrik Doroteos ve 6 metropolit, çareyi Yunanistan'a kaçmakta bulmuştur.

Bu ve yazmakla bitirilemeyecek daha nice ihanetlerin içinde yeralan Patrikhane'nin her nedense İstanbul'da kalmasına izin verilmiş, bu durum onu ihanet tohumlarını ekmeye devam etmesini sağlamıştır. En basitinden Makarios, Kıbrıs'taki tedhiş hareketlerine Patrik Athenogoros ile İstanbul'da görüştükten sonra başlamıştır.

Patrikhane, Günümüzde de Megalo İdea'nın ileri karakolluk vazifesini bütün canlılığıyla deruhteye devam etmektedir.

Megola İdea'daki hedeflerin geri kalan bölümünün gerçekleşmesi için uygulamaya konan plan Patrikhane'nin Vatikan türü bir statüye kavuşturulmasıdır. Bunun için oldukça da mesafa katedilmişdir. Bu mesafeleri şöyle sıralamak mümkündür: Ekümenik Patrik hangi devletin başkanı?..

İkinci sırada Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin dünyadaki tüm Ortodoks Kiliseleri arasında birinciliği, Patriğin de tüm Ortodoklsların başı yani "Ekümenikliği" vardı. Ekümenikliğin tescili için bütün uluslararası mekanizmalar hareket geçirildi. Patriklik makamını işgal edenlerin sık sık yurtdışı seyahatlere çıktıkları ve bu seyahatlerde kendilerinden "Ekümenik Konstantinopolis Patriği" olarak bahsedildikleri görüldü. Hatta Patrik Dimitrios Papadopulos'un 3 Temmuz 1990'adki ABD seyahatinde oludğu gibi patriklerin "devlet başkanı" düzeyine bir protokolle karşılanış ve ağırlanışları dikkat çekti.

Patrikhane, Amerika'daki bir Yahudi vakfı ile birlikte İstanbul'da, Şubat 1194'te bir "dini hoşgörü toplantısı" düzenledi. Diyanet işleri Başkanı M. Nuri Yılmaz'ın da katıldığı bu toplantı neticesinde yayınlanan "Bosphorus Deklarasyonu" nun altındaki imzalar arasında adı bulunun Patrik Bartholomeos'un sıfatı hanesinde "Ecumenical" kelimesi yer alıyordu.

Yine patrik Bartholomeos Strasburg'daki Avrupa Parlamentosu'nda, 20 Nisan 1994'te, "Ekümenik Konstantinopolis Patriği" sıfatıyla bir konuşma yaptı. Bu konuşmanın anlamı hem patriğin ekümenikliğinin vurgulanması hem de patriğe bir siyasi hüviyet tanınmış olduğunun tescilidir.(7)

Türkiye'de 'devlet içinde devlet!..'

"Patrik resmi belgelere Konstantinopol'daki tahtın temsilcisi olduğunu belirtirek imza atıyor. Patrik, Alman Devlet Başkanı'na bir nişan verdi. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nde bir Türk vatandaşının başka bir devletin temsilcisine dini nişan vermesi yasaktır. Patriğin verdiği nişan Aziz Andreas Haçı'dır. Çok anlamlı bir haçtır. Hırıstiyan alemeninde çok kutsal bir değeri vardır. Hıristiyanlık inanışına göre; Aziz Andreas, İsa'nın ilk havarisidir. Ve bizzat İsa tarafından Anadolu'yu Hıristiyanlaştırmakla görevlendirilmiştir. Şu yaşananlara bakıp Patrikhane'nin Türkiye'de 'devlet içinde devlet' olduğunu söylemeden geçemeyeceğim."(?)

DİPNOTLAR:

1. Nurettin Türsan, Yunan Sorunu, Ank. 1987, s.37 2. Dimitri Kitsikis, Yunan Propagandası. İst. 1963 s.22 3. Nurettin Türsan, a.g.e, s.41-42

4. Kadir Mısıroğlu, Yunan Mezalimi, İst. 1997, s.268 5. Kadir Mısıroğlu, a.g.e 6. G. Yetkin -M. Nureddin Yüksel, Türk düşmanı KAnlı Papazlar, Ankara 1964 s. 1115 (Bu vesika Rum ihanetlerini akıllara durgunluk veren maceralarla takip eden Ali Bey Ada'sının eski Belediye Reisi İzzet Esen tarafından ele geçirilmiştir.) 7. "Megalo İdea Yolunda Bir Adım Daha: Heybeliada'da Ruhban Okulu" Mesaj Dergisi Yıl: 3 Sayı: 142, 6-12 Eylül 1994, s. 16-25

8. Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler, Prof. Dr. Haydar Baş, İcmal yay. İst. 2000 s.69-70

Oğuz KÖRO?LU
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'

Murat Ağırel’den Altınok’un gizli serveti hakkında iki yeni belge

AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Turgut Altınok, Ağırel’e mal varlığı üzerinden meydan okumuştu. Ağırel’den yine belgeli yanıt geldi.
29.03.2024 15:59:00
Haber Merkezi
Murat Ağırel’den Altınok’un gizli serveti hakkında iki yeni belge
Murat Ağırel’den Altınok’un gizli serveti hakkında iki yeni belge
AK Parti'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Turgut Altınok'un, Mansur Yavaş'ın ısrarlı çağrısından günler sonra açıkladığı mal varlığı listesi kadar listede yr alamayan serveti tartışma konusu oldu.

Gazeteci Murat Ağırel, Altınok'un Antalya'da sahip olduğu 660 dairenin mal varlığı listesinde yer almadığını ortaya çıkarmıştı. Altınok ise Antalya'daki 660 daire için önce 'Babadan kalan, belediye başkanlığından önce' dedi, ardından da Antalya'da kendisine ait bir taşınmaz olmadığına dair belge paylaştı.

Ağırel'den iki yeni belge: Akaryakıt istasyonu kime ait

Altınok'un paylaştığı 'Antalya'da kendisine ait tapu yoktur' belgesine, Ağırel'den iki farklı belge ile yanıt geldi.

Murat Ağırel, Altınok'un kardeşi ve ortağına ait tapu kaydını, "Ne güzel değil mi? Keçiören Belediye Başkanıyken oğlunun, kardeşinin, yeğeninin üzerine yap herşeyi sonra sözde kardeşinin üzerine olan arazinin imarı için git Belediye Başkanı ile bizzat görüş sonra "üzerime gayrimenkul yoktur" diye belge al ve açıklama yap. Şahane!" notuyla paylaştı.

Ağırel ayrıca, "660 dairenin yapıldığı parselin hemen karşısında bulunan 15451 Ada 1 Parsel 3591 m2 arazi kime ait? Belgesi yine aşağıda . Abdülkadir Kart ve Hacı Altınok. Ama ne hikmetse burasına istasyon açmak için Belediye Başkanı ile görüşen sizsiniz. Sahi Akaryakıt İstasyonu kime ait?" diye sordu.



Murat Ağırel ayrıca, "Ankara Yenimahalle deki 63354 Ada 5,6 Parsel de yapılan 160 dairelik Mood Altınok size mi ait?" diye sordu ve yanıtını da kendisi verdi:

"Özür dilerim yine size ait değil .Kardeşiniz Hacı Altınok ve Türker Altınok'a ait. Babadan kalma arazi. Hani kardeşiniz Sultan Altıok'un ''verdiğim vekaleti kötüye kullandılar malları üzerine geçirdiler '' diye açılan davada mahkemenin mevcut hisseleri iptal edip Sultan Altıok'u da ortak yaptığı yer!"

Ağırel, "Seçimler sonrasında çok konuşacağız" diyerek konunun takipçisi olacağını da ifade etti.

'Para sayma' soruşturmasında Hüseyin Köksal ifade verdi

CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda çekildiği öne sürülen 'para sayma' görüntülerine ilişkin soruşturmada iş adamı Hüseyin Köksal'da şüpheli olarak Savcılıkta ifade verdi.
29.03.2024 15:36:00
İhlas Haber Ajansı
'Para sayma' soruşturmasında Hüseyin Köksal ifade verdi
'Para sayma' soruşturmasında Hüseyin Köksal ifade verdi
Sosyal medyada Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı'nda çekildiği öne sürülen 'para sayma' görüntülerine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespiti için re'sen soruşturma başlatılmıştı.

Soruşturma çerçevesinde aralarında CHP eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, CHP eski İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas, söz konusu binayı sattığı öne sürülen Ali Rıza Braka, İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, CHP Meclis Üyesi Turgay Özcan'ın da aralarında bulunduğu 13 kişi 'şüpheli' sıfatıyla Savcılığa ifade vermişti.

Hüseyin Köksal ifade verdi

13 şüphelinin ifade verdiği soruşturma çerçevesinde İş adamı Hüseyin Köksal'da ifade vermek üzere Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek ifade verdi.

Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı

Seçil Erzan tarafından Selçuk İnan'a verilen ve üzerinde Denizbank yetkilisinin imzası olduğu iddia edilen belge sahte çıktı!
29.03.2024 11:14:00
12 Punto
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Türkiye'de gündem yaratan olaylardan biri olan Denizbank'ın eski Levent Şube Müdürü Seçil Erzan'ın davasına yeni bir rapor girdi.

8 Mart'ta yapılan ve 13 saat süren son duruşmada bazı kararlar alındı. 24 Mayıs'a ertelenen duruşma için, müştekilerden Selçuk İnan'ın ifadesinin alınması için Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına hükmeden heyet, Fatih Terim'in tanık olarak dinlenmesi talebinin daha sonra değerlendirilmesine hükmedildi.

Alınan kararlar arasında "Müşteki Selçuk İnan vekilinin talep ettiği belgelerde sanıklardan Asiye Öztürk'e ait imzalarının Sanık Asiye 'ye ait olup olmadığı hususunda ATK 'dan ek rapor alınmasına," dair kararda yer aldı.

ADLİ TIP KURUMU "İMZA SAHTE" DEDİ

12 Punto'dan Müslim Sarıyar'ın haberine göre, mahkemeye sunulan Seçil Erzan ve yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası yer aldığı iddia edilen ıslak imzalı antetli Denizbank yazısı Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Adli Tıp Kurumu belgede iddia edilen banka şube müdür yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası olduğu belirtilen imzayı inceledi. Yapılan incelemede sözde belgede atılan imzanın, Asiye Öztürk'ün imzası olmadığını belirtti.

BU RAPOR DAVA DOSYASINA GİRDİ

Hazırlanan raporda şöyle denildi:

"Fotokopi belgeler, bilgisayar ortamında hazırlanmış belgeler, faks çıktısı ve karbon suret belgelerde bazı tanı unsurları kayba uğrayabileceği gibi bu tür belgelerin sair usullerle elde edilebilme olasılığının da bulunduğu, ayrıca belgeye imza, yazı ya da artefakt gibi harici unsurlar eklenebileceğinden fotokopi belgeler üzerinde inceleme yapılması sakıncalı olup genel olarak belge asılları üzerinde inceleme yapılmasının gerekli olduğu, söz konusu belgelerin orijinal belgelerden elde edilmiş olduğunun kabulü halinde tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu belgelerdeki imzalar ile Asiye Öztürk'ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR."

Adli Tıp Kurumu tarafından mahkemeye gönderilen bu rapor dava dosyasına konuldu.

180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama

Mersin polisinin, bilinen alışveriş sitelerinin kopya linkini üreten, sahte hukuk bürolarından arama ve sazan sarmalı yöntemi ile dolandırıcılık yaparak 180 milyon lira haksız kazanç elde eden çeteyi çökertti, yakalanan şüphelilerden 20'si tutuklandı. 
29.03.2024 09:21:00 / Güncelleme: 29.03.2024 09:25:23
İhlas Haber Ajansı
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, çeşitli yöntemlerle dolandırıcılık yapan şüphelilere yönelik çalışma gerçekleştirildi.

Polisin planlı çalışmasında Facebook Market Palace ve bilinen sitelerin sahte linkini üretmek sureti ile bungalov ev, elektrikli ev aletleri ilanları veren, sahte hukuk bürosundan uzlaştırmacı olarak arayarak para talep eden ve internet sitelerinden araç almak isteyen kişileri sazan sarmalı yöntemi ile organize bir şekilde dolandıran şüphelileri belirledi. Şüphelilerin bu yöntemle 180 milyon TL haksız kazanç elde ettiklerini tespit eden polis 4 gün öne Mersin merkezli 4 ilde eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda aralarında suç örgütü liderinin de bulunduğu 36 şüpheli yakalandı. Şahısların ev, iş yeri ve araçlarında yapılan aramalarda ise 70 adet cep telefonu, 4 adet ruhsatsız silah, 1 adet para atma makinesi, farklı şahıslara ait 62 adet banka kartı ile 120 bin TL para ele geçirildi.

Gözaltına alınan 36 şüphelinin emniyette ifadeleri tamamlandı, adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkartılan şüphelilerden 20'si tutuklandı, 10'u ev hapsi alırken, 6'sı ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı.



Şüphelilerin paraları döviz ve altına çevirirken görüntüsü ortaya çıkmıştı

Polisin teknik takip çalışmasında şüphelilerin güven sağladıkları vatandaşlardan paraları aldıktan sonra döviz büroları ve sarraflara götürdükleri belirlenmişti. Nakit parayı altın ve dövize çevirdiği belirlenen şüphelilerin o anlara ait güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri de ortaya çıkmıştı.

Tutuklanan zanlıların ortaya çıkan görüntüsünde mağdurlardan dolandırıp nakit olarak getirdikleri yüklü miktardaki TL'yi altın ve dövize çevirdiği anlar yer almıştı.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.