Suriye aynasında kendimizi seyredelim

Çok değil, bundan 25-26 ay öncesinde Suriye, bugünkü Suriye değildi.
İnsanlar kardeşti.
Karşılaştıklarında selamlaşıyorlar, kucaklaşıyorlardı.
Şam ve Halep başta olmak üzere kasaba ve şehirlerin seyranlık alanlarında çoluk-çocuk sabahlara kadar oturuyor, yemeklerini yiyor, kahvelerini yudumluyorlardı.
Dostlar, akrabalar, ahbaplar sabahlara kadar sohbet kaynatıyorlardı.
Birçoğuyla akrabalık bağı bulunan Türk vatandaşlarımız da oralara gidiyor, muhabbet fokurdatıyorlardı.
Esad yönetimi halkın temel ihtiyaçlarını karşılıyor, elektrikten sağlığa kadar birçok hizmet ücretsiz veriliyor, vatandaşın her türlü ihtiyacı sosyal devlet imkanlarından bedava karşılanıyordu.
Kilis, Hatay ve sair vilayetlerimizden Suriye’ye giderek temel gıda maddeleri kelepir fiyatına satın alınıyor, günübirlik Türkiye’ye ucuz şeker, ucuz çay, ucuz gıda getiriliyordu.
Şam ve civarı, Hz. Peygamber’in mübarek hadislerinde beyan buyurduğu gibi “emin belde”ydi, oraya gidenler adeta “Medine’nin tadını” alıyorlardı.
Can, mal, namus, din emniyeti doya doya yaşanıyordu.
Suriye’deki bu huzur, emniyet ve bereket sebebiyle Başbakan R. T. Erdoğan ve ailesi başta olmak üzere Ankara’dakiler yıllarca çoluk-çocuk oralara doluşuyor, tatil yapıyor, gezip eğleniyorlardı.
Erdoğan, Esad ile kankiydi.
Caddelerde, sokaklarda, kahvelerde, hanelerde ikisinin portreleri yan yana asılıyordu.
25-26 ay öncesi böyleydi Suriye’nin…
Hatta bir Müslüman, vallahi Suriye’de halkın yaşadığı huzur, emniyet ve bereket Türkiye’de yoktur, diye yemin etse; el-hak yemini doğruydu.
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çomakları sokulmadan önce böyleydi Suriye.
İsrail-Amerika-İngiltere troykasının ortak yapımı BOP’un Irak işgali tecrübesiyle güncellenmiş versiyonu olan Arap baharı bölgede ve Suriye’de estirilmeden önce eşsiz bir huzur, emniyet ve kardeşlik vardı Suriye’de!
Ne zaman ki BOP ve Arap baharı çomakları sokulmaya başlandı…
Ne zaman ki, içeriden adamlar satın alındı…
Ne zaman ki, içeriden satın alınan adamlara vizesiz geçişlerle silah, mühimmat vs. sağlandı…
Ne zaman ki diğer İslam ülkelerinde olduğu üzere BOP ve Arap Baharı masasında “Suriye’nin de kitabı” dürüldü…
Huzur, emniyet, kardeşlik gitti.
İsyan, baskın, yağmalama, cinayet, kardeşi kardeşe kırdıtma aldı başını gitti.
İç savaş başlatıldı.
PKK’nin yıllardan beri Güneydoğumuz başta olmak üzere ülkemizde estirdiği terörü, Suriye’de bu satın-alınmış güruh estirmeye başladı.
Böyle bir cani ve yıkıcı terör dalgası karşısında elbette Suriye devlet yönetimi armut toplayacak değildi. BOP terörüne karşı en ağır tedbirleri aldı, uyguluyor.
Suriye kan çanağına dönüyor.
Sakallı-cüppeli adamlar “Allah u ekber” narası atarak dün sabahlara kadar kahve yudumlayıp sohbet kaynattığı Müslüman kardeşini öldürüyor, sağdan-soldan temin ettiği silahlarla kan kusturuyor.
Müslüman Müslümanı kırıyor…
İsrail bayram yapıyor, Amerika ve haçlı dünyası bayram yapıyor. Onların Türkiye’deki BOP taşeronları ve Haçlılarla amentüde ittifak ettiklerini söyleyen dinler arası diyalogcular bayram yapıyor.
Haberlerinde, konuşmalarında, beyanatlarında yürek sancısı yok, içten içe sevinç emareleri zahir oluyor.
Bugün terör çetelerinin safında duranlar, Suriye’deki vahşet tablosunun bizzat kendi eserleri, BOP ve onun güncellenmiş versiyonu olan Arap Baharının neticesi olduğunu çok iyi biliyorlar.
Bu vahşet, Esad yönetiminin değil, sizin eseriniz BOP’çu beyler!
Ankara’dakiler de biliyor.
BOP’un eş başkanı olduğunu birkaç kez bizzat kendi ağzından iftiharla deklare eden Erdoğan da çok iyi biliyordur.
Türk milleti, Suriye’de sergilenen BOP vahşetinde kendisini seyretsin… İbret alsın, ders çıkartsın.
Suriye hikayesi aynı zamanda bizim hikayemizdir.
Zira ülkemizde kardeşi kardeşe kırdıtma tezgahı çoktan açılmış… Yeni değil!
Türkiye’deki bu vahşi tezgahı bozmak için BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’tan gayrı çabalayan devlet ve siyaset adamımız da kalmadı.
Türkiye’de de vatan evlatlarını bileğliyorlar. Milleti bölüyorlar, parçalıyorlar, yürekleri dağıtıyorlar.
PKK terörü, Alevî-Sünni, Kürt-Türk, Rum Pontus-Laz vs. kapışmaları ve demokratik bölünme tezgahları açıldıkça açılıyor.
Türkiye de BOP’un kapsama alanında…
Türk milleti bu gerçeği görmelidir.
Suriye aynasında kendini seyretmeli, başımıza yeni türlü belalar sarma imkanı vermemek üzere Türkiyeli BOP’çuları sandığa gömmelidir.