AKP hükümeti ve R. T. Erdoğan’ın, Suriye’yi kana bulayan darbeci teröristlere kucak açıp her türlü desteği sağlamasının uluslararası ilişkilerin hiçbir makul ilkesine uymuyor.
Diplomasinin “d”sine dahi uymuyor.
Bırakın, diplomasiyi, en tabi, en sade, en basit iki aile arasındaki münasebete ve adaba dahi uymuyor.
Hangi aile, aklı başından gitmiş, kafayı sıyırmış halde ebeveyn ve kardeşlerine silah çeken komşusunun çocuğuna, “aferin oğlum, vurmaya devam et, yaralarını ben saracağım, mühimmat ve mermi desteği vereceğim” der?!
Bilakis herhangi bir ailede kavga varsa yatıştırılır, kışkırtılmaz!
Medeniyetimizin tek ve değişmez ölçüsü budur.
Hangi Türk ailesi, aynı apartmandaki yan komşusunun çoluk-çocuğunu “kardeş katliamı” için kışkışlar?!
Hangi Türk ailesi, komşusunun evladının eline silah tutuşturup, “baban, anan, deden ve kardeşlerin başta olmak üzere kim varsa öldür öldürebildiğin kadar” der?!
Siz yapar mısınız bunu?!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, R. T. Erdoğan’ın çocuklarını “Babanız, Kayseri meydanında PKK ile görüşen şerefsizdir diye mangalda kül bırakmamıştı. Daha sonra devlet herkesle görüşür, demeye başladı. Nihayet hükümetin PKK ile Oslo pazarlığı foyası ortaya çıktı. Şimdi ikinci Oslo hazırlığı yapılıyor” diye ayartarak, Erdoğan ailesini karıştırsa, birbirine dalaştırıp kırdırsa, Erdoğan böyle bir girişimi hazmeder mi?
Ne Kılıçdaroğlu böyle bir yanlışa kalkışır, ne de Erdoğan bunu hazmeder?!
Türk millet ve medeniyetinin hiçbir evladı, ne böyle bir aile içi işe çomak sokar, ne de böyle bir iç karıştırmayı kabul eder!
Bu sebeple Suriye’de Esad yönetimine karşı eli kanlı ve en ağır silahlı biçimde başkaldıran darbecilere AKP hükümetinin verdiği desteği hiç kimse kabul etmiyor.
Halk, Suriye konusunda AKP’nin Amerikan ve İsrail aklıyla şaşırmış vaziyette olduğunu söylüyor. AKP’nin Suriye ailesine karışmasını, eli kanlı darbecilere destek verilmesini kabul etmiyor.
Elbette her idarecinin kendi ülkesi ve vatanı, kendi ailesidir, kendi namusudur, kendi korusudur.
Nitekim Peygamberimiz (sav), “Dikkat edin, her hükümdarın bir koruluğu vardır” (Buhârı, İmân, 39; Müslim, Müsâkat, 107; İbn Mâce, Fiten, 14) buyuruyor.
Türkiye, ne derece idarecilerimiz için aile, namus ve koru ise; Suriye de oradaki yöneticiler için aynı derecede aile, namus ve koruluktur.
Adam olan hiç kimse, kendi ailesine ve namusuna dokunulmasına müsaade etmez!
ABD veya bir başka Haçlının da Türkiye’mizin işlerine ve içişlerine karışmasına müsaade edemeyiz.
Adam olan etmez.
Dolayısıyla hiçbir ailenin veya hiçbir devletin bir başkasının içişlerine karışmaya, içini karıştırmaya, kardeşi kardeşe kırdırtmaya, kardeşlerini kırmaya kalkışanlara yardım ve yatakçı olmaya hakkı yoktur.
AKP hükümeti maalesef Suriye konusunda bu en basit mantık ve en sade “aile adabı” perspektifinden dahi çuvallamıştır, çuvallamaya devam etmektedir.
Türk milleti Suriye konusu bu en sade aile, adab ve medeniyet perspektifinden görmeye devam edip AKP hükümetini ve Erdoğan’ı ayıktırmalıdır; AKP hükümeti de, böylesi bir hassas konuda en basit bir aile adabına dahi uymayan yanlış gidişattan acilen vazgeçmelidir.
Suriye’de her gün onlarca Müslüman’ın kanını akıtan eli kanlı darbecilere destek verirken; Türkiye’de “darbenin hayaline dahi eksik teşebbüs edenler”in başına balyozlar indirip terörist Apo’dan daha ağır cezalara uğratmak, ancak Amerikan aklıyla malul bir politik anlayışın eseri olabilir.
Böyle bir illet politika ne bölgede, ne de ülkede huzur bırakır!
Diplomasinin “d”sine dahi uymuyor.
Bırakın, diplomasiyi, en tabi, en sade, en basit iki aile arasındaki münasebete ve adaba dahi uymuyor.
Hangi aile, aklı başından gitmiş, kafayı sıyırmış halde ebeveyn ve kardeşlerine silah çeken komşusunun çocuğuna, “aferin oğlum, vurmaya devam et, yaralarını ben saracağım, mühimmat ve mermi desteği vereceğim” der?!
Bilakis herhangi bir ailede kavga varsa yatıştırılır, kışkırtılmaz!
Medeniyetimizin tek ve değişmez ölçüsü budur.
Hangi Türk ailesi, aynı apartmandaki yan komşusunun çoluk-çocuğunu “kardeş katliamı” için kışkışlar?!
Hangi Türk ailesi, komşusunun evladının eline silah tutuşturup, “baban, anan, deden ve kardeşlerin başta olmak üzere kim varsa öldür öldürebildiğin kadar” der?!
Siz yapar mısınız bunu?!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, R. T. Erdoğan’ın çocuklarını “Babanız, Kayseri meydanında PKK ile görüşen şerefsizdir diye mangalda kül bırakmamıştı. Daha sonra devlet herkesle görüşür, demeye başladı. Nihayet hükümetin PKK ile Oslo pazarlığı foyası ortaya çıktı. Şimdi ikinci Oslo hazırlığı yapılıyor” diye ayartarak, Erdoğan ailesini karıştırsa, birbirine dalaştırıp kırdırsa, Erdoğan böyle bir girişimi hazmeder mi?
Ne Kılıçdaroğlu böyle bir yanlışa kalkışır, ne de Erdoğan bunu hazmeder?!
Türk millet ve medeniyetinin hiçbir evladı, ne böyle bir aile içi işe çomak sokar, ne de böyle bir iç karıştırmayı kabul eder!
Bu sebeple Suriye’de Esad yönetimine karşı eli kanlı ve en ağır silahlı biçimde başkaldıran darbecilere AKP hükümetinin verdiği desteği hiç kimse kabul etmiyor.
Halk, Suriye konusunda AKP’nin Amerikan ve İsrail aklıyla şaşırmış vaziyette olduğunu söylüyor. AKP’nin Suriye ailesine karışmasını, eli kanlı darbecilere destek verilmesini kabul etmiyor.
Elbette her idarecinin kendi ülkesi ve vatanı, kendi ailesidir, kendi namusudur, kendi korusudur.
Nitekim Peygamberimiz (sav), “Dikkat edin, her hükümdarın bir koruluğu vardır” (Buhârı, İmân, 39; Müslim, Müsâkat, 107; İbn Mâce, Fiten, 14) buyuruyor.
Türkiye, ne derece idarecilerimiz için aile, namus ve koru ise; Suriye de oradaki yöneticiler için aynı derecede aile, namus ve koruluktur.
Adam olan hiç kimse, kendi ailesine ve namusuna dokunulmasına müsaade etmez!
ABD veya bir başka Haçlının da Türkiye’mizin işlerine ve içişlerine karışmasına müsaade edemeyiz.
Adam olan etmez.
Dolayısıyla hiçbir ailenin veya hiçbir devletin bir başkasının içişlerine karışmaya, içini karıştırmaya, kardeşi kardeşe kırdırtmaya, kardeşlerini kırmaya kalkışanlara yardım ve yatakçı olmaya hakkı yoktur.
AKP hükümeti maalesef Suriye konusunda bu en basit mantık ve en sade “aile adabı” perspektifinden dahi çuvallamıştır, çuvallamaya devam etmektedir.
Türk milleti Suriye konusu bu en sade aile, adab ve medeniyet perspektifinden görmeye devam edip AKP hükümetini ve Erdoğan’ı ayıktırmalıdır; AKP hükümeti de, böylesi bir hassas konuda en basit bir aile adabına dahi uymayan yanlış gidişattan acilen vazgeçmelidir.
Suriye’de her gün onlarca Müslüman’ın kanını akıtan eli kanlı darbecilere destek verirken; Türkiye’de “darbenin hayaline dahi eksik teşebbüs edenler”in başına balyozlar indirip terörist Apo’dan daha ağır cezalara uğratmak, ancak Amerikan aklıyla malul bir politik anlayışın eseri olabilir.
Böyle bir illet politika ne bölgede, ne de ülkede huzur bırakır!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019