Suriye gerçekleri

Uzun sürdüğü ölçüde isyancıların gerçek yüzünü ortaya çıkaracak olan ateşkesin, zor da olsa sağlandığı Suriye’den gelen haberlerin çarpıtıldığı üzerine çok konuşuldu ve yazıldı. Önceleri pek dikkate alınmadı bu açıklamalar. Lakin bir süre sonra bu tür iddialar ayyuka çıkınca gerçekler biraz daha fazla gündeme gelmeye başladı.
Suriye’de gerçek neyse tüm çıplaklığıyla bunu kavramak çok önemli. Çünkü bugün ülkelerin Suriye konusundaki tutumlarının yanlış mı doğru mu olduğuna ancak bu gerçekler ışığında karar verebiliriz.
Bundan dolayıdır ki, pek fazla gündeme getirilmeyen Suriye’yle ilgili bazı haberleri derleyip sizinle paylaşmak istedim.
Tayfun Talipoğlu yaptığı seviyeli programlarla ve spekülasyonlara karışmayan kişiliğiyle en beğendiğim gazetecilerden biridir.
Talipoğlu geçtiğimiz günlerde Suriyeli sığınmacıların Türkiye’de barındığı kamplarda bir program çekip, bir televizyon kanalında yayınladı.
Kamplarda çok çarpıcı açıklamalarla karşılaşıyor Tayfun Talipoğlu ve gördükleri şöyle anlatıyor:
“Hatay’daki Türk esnaf, sığınmacıların Türkiye’den verilen yardım malzemelerini satıp paraya çevirdiklerini söylüyor. Suriyeli sığınmacılar güvercinlerini bile yanlarında getirmişler. Savaştan kaçan insanlar güvercinlerini alıp gelemez.
Ben hiçbir kampın Hatay’da gördüğüm kamp kadar mükemmel olduğunu görmedim. Çamaşırlık, sıcak su, çocuk bahçesine kadar her şey vardı. Hatta çadırları görmesek bir tatil köyündeyiz sanacaktık kendimizi. Buna rağmen sığınmacılar şikâyetçi…
…Gelen sığınmacıların yaklaşık yüzde 20’sinin gerçekten çatışmalardan korktuklarından Türkiye’ye gelmiş olduklarını gördüm. Bu kesimin dışındaki sığınmacılara “niye buradasınız” diye sorduğunda hiçbir cevap alamadım.
Sığınmacılar basit şikâyetlerinde bile yetkililer bir şey yapamayınca “Bana Başbakan Tayyip Erdoğan’ı bağlayın” şeklinde tepki veriyorlardı.”
Tayfun Talipoğlu’nun şahit olduğu ve kamuoyuyla paylaştığı gerçekler Suriye’deki olayların medyada yansıtıldığı kadar büyük olmadığını ve Türkiye’ye sığınan sığınmacıların çoğunun Esad’ın zulmünden kaçmak için değil, Türkiye’nin sağladığı ya da sağlayacağı söylenen imkânlar için ülkelerini terk edip geldiklerini gösteriyor.
Talipoğlu’nun çarpıcı açıklamaları bunlarla sınırlı değil.  
Bir sığınmacıyla Talipoğlu arasında şu ilginç diyalog yaşanıyor:
Talipoğlu: Siz çatışmanın içerisinde bulundunuz mu?
Sığınmacı: Hayır.
Talipoğlu: Peki neden geldiniz Türkiye’ye?
Sığınmacı: Baskı vardı.
Talipoğlu: Bu baskı nedir? Sizi sokağa döken baskı neydi?
Sığınmacı: Başka bir kentteki gösteride protestoculara ateş açılmıştı ona tepki gösterdik.
Talipoğlu: Peki, o başka kentteki insanlar neden sokağa dökülmüşlerdi?
Sığınmacı: Baskı vardı.
Talipoğlu: neydi o baskı?
Sığınmacı cevap veremiyor. Talipoğlu, konuştuğu sığınmacıların çoğunun yaşadıkları baskıyla ilgili olarak bir kelime bile söyleyemediklerini, o baskının ne olduğunu anlatamadıklarını söylüyor.
Bugüne kadar Türkiye’ye sığınan Suriyeli sığınmacıların 15 bin kadarının ülkelerine neden geri döndüğünü de irdeleyen Tayfun Talipoğlu, sığınmacılara Türkiye’nin para dağıttığı, çok iyi yaşam imkânları sunduğu ve Türkiye vatandaşı olma vaadi verildiğini, geldiklerinde bunu bulamayan sığınmacılardan 15 bininin kendi istekleriyle ülkelerine döndüklerini tespit etmiş.
Tayfun Talipoğlu’nun yaptığı röportajların birinde Suriye’ye sürekli gidip deldiğini söyleyen bir Türk şoför de olayların abartıldığını gerçekte kent merkezlerinde hiçbir olaya şahit olmadığını dile getiriyor.
Antakya’da Suriyeli bazı kişilerle yaptığı röportajda ise kırsal bir köyde yaşadığını söyleyen Suriyeli çiftçi de ülkesinde olaylar abartıldığı gibi olmadığını söylüyor. Askerlerin kimseye ateş açmadığını aksine askerlere ateş açıldığını söylüyor.
Talipoğlu, Kilis, Ceylanpınar ve İslâhiye kamplarında kalan sığınmacıları Türkiye’nin belli bir harcama limiti olan kartlar vereceğini söylüyor. Bu kampların şimdilik kapasitesi 42 bin kişiyi barındırabilecek büyüklükte.
Kendi ülkelerinde elde edemedikleri imkânları Türkiye onların emrine amade kıldıkça ve harcama için sığınmacılara harcama kartı verdikçe Türkiye’ye gelen Suriyelilerin sayısının artmasına şaşırmayacağım.
Türkiye, Suriye’deki gerçekleri görmeli ve isyancılara kol kanat germekten hemen vazgeçmelidir. Yoksa süreç iyice alevlendiğinde işin içinden çıkmak mümkün olmayacak.