Suriye'de barışa az kaldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Aralık ortasında yaptıkları bir telefon görüşmesinde Suriye'de tarafları bir araya getirecek bir toplantının Kazakistan'ın başkenti Astana'da yapılması konusunda görüş birliği sağlanmıştı. Son olarak Rusya'nın ABD'yi de zirvede resmi olarak davet etmesiyle Suriye krizinin tüm tarafları eksiksiz olarak masada yer alacak.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Washington'a Astana zirvesi için davetiyelerin (19 Ocak'ta) gönderildiğini duyurdu. Söz konusu resmi davet İran'ın karşı çıkmasına rağmen Rusya tarafından ABD'ye iletildi. Tahran, Moskova'dan farklı olarak ABD'nin masada olmaması gerektiğini savunuyordu. Rusya tarafı ise krizin fitilini ateşleyen ülke olan ABD'nin masada bulşunmasını sağlanacak barışın kalıcı olması için gerekli görüyordu. Neticede beklendiği şekilde Rusya'nın dediği oldu.
Türkiye ve Rusya'nın öncülüğünde ilan edilen Suriye'deki ateşkes, 30 Aralık tarihinden bu yana yer yer ihlal edilse de çoğunlukla uygulandı. Astana zirvesi, süreçteki ikinci adım niteliği taşıyor. Suriyeli muhalifler ve Suriye devleti daha önceden zirveye katılacaklarını ilan etmişti. Ülkedeki ateşkes, IŞİD ve El Nusra gibi terör gruplarını kapsamıyor.
Esad, Astana için önceliklerini açıkladı
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 23 Ocak'ta Kazakistan'ın Astana kentinde yapılacak görüşmelerde önceliklerinin insani yardımların ulaştırılmasını garantiye alacak bir ateşkese ulaşılması olduğunu söyledi.
Japon televizyon kanalı TBS'e röportaj veren Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad şunları söyledi: "Gördüğümüz kadarıyla başlangıçta önem sırasına dizecek ve ateşkes sağlanmasına odaklanacaklar. Bu, Suriye'nin belirli bölgelerine insani yardım ulaştırılmasına olanak tanıyacak ve insanların hayatını koruyacak. Ateşkes, terörist grupların Suriye'deki uzlaşıya katılmasını sağlayacaktır. Suriye hükümetinin ahlaki ve anayasal sorumluluğu vatandaşlarını teröristlerden özgürleştirmektir. Teröristler nefret dolu Vahabi ideolojilerini uygularken hiçbir şey yapmadan duramayız. Gelecek ABD yönetiminin terörle mücadelede gerçek bir ittifak kurmakta samimi olmasını umuyoruz. Trump'ın söylemlerinin güzel tarafı, terörle mücadeleyi öncelikli kabul etmesi. Ne yazık ki terörle mücadele etmek için savaşma yolunu tercih ettiğinizde bazı kayıplar yaşarsınız. Tüm savaşlar kötüdür."
Zirve kritik önemde
Herhangi bir erteleme olmazsa 23 Ocak günü başlayacak görüşmelere hem Suriye hükümeti hem muhalefeti katılıyor. Astana görüşmeleri, daha öncekilere siyasi muhalefetin katılmasına karşın bu kez doğrudan silahlı muhalif grupların davet edilmesi ve bu grupların da kabul etmesi nedeniyle ayrıca önem taşıyor. Görüşmelerin yüz yüze mi, yoksa farklı odalarda aracıların mekik diplomasisi yöntemiyle mi yapılacağı ise henüz bilinmiyor. Suriye ile ilgili görüşmeler şu ana kadar BM nezdinde başta Cenevre olmak üzere Avrupa kentlerinde yapıldı. Cenevre sürecinin yeniden canlandırılmaya çalışıldığı bir dönemde, Türkiye ile Rusya'nın Astana'da Suriye hükümeti ile muhalefetini bir araya getirmesi, sahadaki değişen durumun da bir yansıması olarak görülüyor.
Masada neler var?
Halep'teki muhaberenin sona ermesinin ardından Suriye'deki bundan sonraki süreci görüşmek üzere kısa süre önce Türkiye, İran ve Rusya arasında Moskova'da bir toplantı düzenlenmişti. Bu toplantının ardından sekiz maddelik bir bildiri yayımlandı. Bildiride, görüşmelerin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin Aralık 2015'te kabul ettiği kararına göre yapılacağı belirtildi. Bu kararda, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın görevden ayrılmasıyla ilgili herhangi bir ifade yer almıyor. Kararda ateşkes ilan edilmesinin ardından siyasi geçiş sürecinin başlaması ve 18 ay içerisinde de BM denetiminde seçimlere gidilmesi öngörülüyor. Ancak, toplantıya gelmeye karar veren taraflardan gelen açıklamalar ise kendi gündemlerinin farklı olduğunu gösteriyor. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 9 Ocak'ta Suriye resmi haber ajansı Sana'ya yaptığı açıklamada, Astana görüşmelerinde "her şeyin masada" olduğunu söylemişti.