Takvanın yolu açık, yolcusu kârlıdır
İmam Ali (a.s): "Hamdı mahrukat arasında yaygın, ordusu galip, azameti yüce olan Allah'a hamd olsun. Hilmi çok olduğundan affeden, bütün hükümlerinde adil olan, geçmişi ve geleceği bilen Allah'ın ardı arkası kesilmeyen nimetlerine ve büyük ihsanlarına hamd ederim
16.06.2025 00:01:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Allah'a hamd ettikten sonra sabır, takva ve zühdü tavsiye etmektedir.
İmam Ali (a.s): "Hamdı mahrukat arasında yaygın, ordusu galip, azameti yüce olan Allah'a hamd olsun. Hilmi çok olduğundan affeden, bütün hükümlerinde adil olan, geçmişi ve geleceği bilen Allah'ın ardı arkası kesilmeyen nimetlerine ve büyük ihsanlarına hamd ederim.
Mahrukatı; ne birinin izinden giderek, ne birinden öğrenerek, ne de hikmet sahibi başka bir yaratıcıdan kopya ederek, hataya düşmeden ve önde gelenlere fikir danışmadan ilmiyle örneksiz yaratan, hikmetiyle ilk defa inşa eden Allah'tır.
Ve şahadet ederim ki, Muhammed Allah'ın kulu ve Resulüdür. Allah O'nu, insanların fitne kargaşalığı içerisinde bulunduğu, şaşkınlık dalgalarının dalgalandığı, helaket gemlerinin kendilerini yönlendirdiği ve kalplerini sapıklık kilitlerinin kilitlediği bir dönemde gönderdi.
Allah'ın kulları! Size Allah'tan korkmayı tavsiye ediyorum. Çünkü takva Allah'ın sizin üzerinizdeki hakkıdır ve Allah'ın yanında hak sahibi olmanıza neden olur. (takva sebebiyle sevaba erişirsiniz) Takvaya erişmek için Allah'tan yardım dileyin ve Allah'ın mükâfatına ermek için de takvadan yardım isteyin. Çünkü takva bugün bir sığınak ve kalkandır, yarın cennete bir yoldur.
Takvanın yolu açık, yolcusu kârlıdır. Takvanın emanetçisi onu muhafaza edicidir. Zira takva; yarın duyacakları ihtiyaçları sebebiyle geçip gitmiş ve kalmış milletler için sürekli kendini takdim etmiştir. O gün Allah her şeyi ilk haline döndürecek, verdiğini alacak ve verdiklerinin de hesabını soracaktır.
Takvayı kabullenmiş ve onu gereği gibi yüklenmiş kimseler ne kadar da azdır! İşte bunlar sayıca azdırlar ve Allah'ın şöyle buyurarak (azlıkla) vasıflandırdığı kimselerdir: "Kullarımdan şükredenler pek azdır."(Sebe: 13)
Bu yüzden takvaya kulak verin, bütün gayretinizle takvayı elde etmeye çalışın. Kaybettiklerinizin yerine ve her aykırı işlerinize karşılık takvayı kabullenin. Takva ile (gaflet) uykularınızdan uyanın, günlerinizi onunla geçirin, kalplerinizi onunla örtün, günahlarınızı onunla silin, (ruhsal) hastalıkları onunla tedavi edin, ölümü onunla karşılayın!
Takvayı kaybedenden ibret alın, takvaya riayet eden bir kimselere ibret olacak duruma asla düşmeyin. Dikkat edin! Takvayı koruyun ve takvayla korunun. Dünyadan sakının, ahirete büyük bir aşkla gönül bağlayın.
Takvanın yücelttiği kimseyi aşağılamayın, dünyanın yücelttiğini yüceltmeyin. Dünyanın göz alıcı bulutlarına (debdebesine) göz dikmeyin, onun överek konuşanı dinlemeyin, ona çağırana icabet etmeyin, onun aydınlığıyla aydınlanmaya heveslenmeyin, onun nefis şeylerine aldanmayın. Çünkü dünyanın şimşeği (debdebesi) aldatıcı, konuşması yalan, malları talan edilmiş ve nefis şeyleri çalınmıştır.
Dikkatli olun; zira dünya ortalıkta oynaşan bir işveli, itaat etmeyen huysuz bir binek, ihanet eden bit yalancı, nankör bir inkârcı, uzaklaşan bir inatçı ve şaşkın bir yüz çeviricidir. Hali değişken, zemini kaygan, izzeti zillet, ciddiyeti şaka, yüksekliği alçaklıktır.
Talan, soygun, yağma ve helak yurdudur. Dünya ehlinin bir ayağı mezarda; gidenlere kavuşacak, kalanlardan ayrılacak durumdadır. Yolları şaşırtıcı, kaçış yerleri sonuçsuz, arzulan ümitsiz kılıcıdır. Bu yüzden sığınakları onları (ölüme) teslim etmiş, evleri onları dışarı atmış ve çare arayışları bitkin düşürmüştür.
Kimi yaralı kurtulmuş, kimi eti soyulmuş, kimi bedeni parçalanmış, kimi kanı akıtılmış, kimi iki elini (pişmanlıktan) ısırmış, kimi (hasretten) ellerini ovuşturmuş, kimi (şaşkınlıktan) başını elleri arasına almış, kimi görüşlerinden dolayı kendini kınamış ve kimi de kararından dönmüş haldedir.
Oysa çare yüz çevirmiş, ölüm kendilerine yönelmiştir. "Şimdi artık kaçış vakti değildir." Heyhat! Heyhat! Yitirilen yitirildi, giden gitti. Dünya istediği gibi gelip geçti! "Onlara ne gökler ve ne de yer ağladı, hiç mühlet de verilmedi."(Duhan: 29) Nehc'ul Belaga 191 Hutbe
İmam Ali (a.s): "Hamdı mahrukat arasında yaygın, ordusu galip, azameti yüce olan Allah'a hamd olsun. Hilmi çok olduğundan affeden, bütün hükümlerinde adil olan, geçmişi ve geleceği bilen Allah'ın ardı arkası kesilmeyen nimetlerine ve büyük ihsanlarına hamd ederim.
Mahrukatı; ne birinin izinden giderek, ne birinden öğrenerek, ne de hikmet sahibi başka bir yaratıcıdan kopya ederek, hataya düşmeden ve önde gelenlere fikir danışmadan ilmiyle örneksiz yaratan, hikmetiyle ilk defa inşa eden Allah'tır.
Ve şahadet ederim ki, Muhammed Allah'ın kulu ve Resulüdür. Allah O'nu, insanların fitne kargaşalığı içerisinde bulunduğu, şaşkınlık dalgalarının dalgalandığı, helaket gemlerinin kendilerini yönlendirdiği ve kalplerini sapıklık kilitlerinin kilitlediği bir dönemde gönderdi.
Allah'ın kulları! Size Allah'tan korkmayı tavsiye ediyorum. Çünkü takva Allah'ın sizin üzerinizdeki hakkıdır ve Allah'ın yanında hak sahibi olmanıza neden olur. (takva sebebiyle sevaba erişirsiniz) Takvaya erişmek için Allah'tan yardım dileyin ve Allah'ın mükâfatına ermek için de takvadan yardım isteyin. Çünkü takva bugün bir sığınak ve kalkandır, yarın cennete bir yoldur.
Takvanın yolu açık, yolcusu kârlıdır. Takvanın emanetçisi onu muhafaza edicidir. Zira takva; yarın duyacakları ihtiyaçları sebebiyle geçip gitmiş ve kalmış milletler için sürekli kendini takdim etmiştir. O gün Allah her şeyi ilk haline döndürecek, verdiğini alacak ve verdiklerinin de hesabını soracaktır.
Takvayı kabullenmiş ve onu gereği gibi yüklenmiş kimseler ne kadar da azdır! İşte bunlar sayıca azdırlar ve Allah'ın şöyle buyurarak (azlıkla) vasıflandırdığı kimselerdir: "Kullarımdan şükredenler pek azdır."(Sebe: 13)
Bu yüzden takvaya kulak verin, bütün gayretinizle takvayı elde etmeye çalışın. Kaybettiklerinizin yerine ve her aykırı işlerinize karşılık takvayı kabullenin. Takva ile (gaflet) uykularınızdan uyanın, günlerinizi onunla geçirin, kalplerinizi onunla örtün, günahlarınızı onunla silin, (ruhsal) hastalıkları onunla tedavi edin, ölümü onunla karşılayın!
Takvayı kaybedenden ibret alın, takvaya riayet eden bir kimselere ibret olacak duruma asla düşmeyin. Dikkat edin! Takvayı koruyun ve takvayla korunun. Dünyadan sakının, ahirete büyük bir aşkla gönül bağlayın.
Takvanın yücelttiği kimseyi aşağılamayın, dünyanın yücelttiğini yüceltmeyin. Dünyanın göz alıcı bulutlarına (debdebesine) göz dikmeyin, onun överek konuşanı dinlemeyin, ona çağırana icabet etmeyin, onun aydınlığıyla aydınlanmaya heveslenmeyin, onun nefis şeylerine aldanmayın. Çünkü dünyanın şimşeği (debdebesi) aldatıcı, konuşması yalan, malları talan edilmiş ve nefis şeyleri çalınmıştır.
Dikkatli olun; zira dünya ortalıkta oynaşan bir işveli, itaat etmeyen huysuz bir binek, ihanet eden bit yalancı, nankör bir inkârcı, uzaklaşan bir inatçı ve şaşkın bir yüz çeviricidir. Hali değişken, zemini kaygan, izzeti zillet, ciddiyeti şaka, yüksekliği alçaklıktır.
Talan, soygun, yağma ve helak yurdudur. Dünya ehlinin bir ayağı mezarda; gidenlere kavuşacak, kalanlardan ayrılacak durumdadır. Yolları şaşırtıcı, kaçış yerleri sonuçsuz, arzulan ümitsiz kılıcıdır. Bu yüzden sığınakları onları (ölüme) teslim etmiş, evleri onları dışarı atmış ve çare arayışları bitkin düşürmüştür.
Kimi yaralı kurtulmuş, kimi eti soyulmuş, kimi bedeni parçalanmış, kimi kanı akıtılmış, kimi iki elini (pişmanlıktan) ısırmış, kimi (hasretten) ellerini ovuşturmuş, kimi (şaşkınlıktan) başını elleri arasına almış, kimi görüşlerinden dolayı kendini kınamış ve kimi de kararından dönmüş haldedir.
Oysa çare yüz çevirmiş, ölüm kendilerine yönelmiştir. "Şimdi artık kaçış vakti değildir." Heyhat! Heyhat! Yitirilen yitirildi, giden gitti. Dünya istediği gibi gelip geçti! "Onlara ne gökler ve ne de yer ağladı, hiç mühlet de verilmedi."(Duhan: 29) Nehc'ul Belaga 191 Hutbe
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.