21. Yüzyıl, "Bilişim Teknolojileri Çağı" veya "Bilgi Çağı" olarak tanımlanmaktadır ve hiç kuşkusuz bilgi edinmek, bilgiye ulaşmak ve bilgiyi transfer etmek insanlık tarihi boyunca hiç bu kadar kolay ve hızlı olmamıştı. Buna bağlı olarak da bilgiyi edinmek, bilgiyi saklamak ve belirlenen vakitte belirlenen bilgileri paylaşmak da tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar da güçlü bir silah haline geldi.
Devletlerarası düzeyde ise hangi devlet bilgiye (istihbarata) daha hızlı ve daha kesin bir doğrulukla ulaşırsa daha erken pozisyon veya önlem alabilme ve dolayısı ile avantaj elde etme imkanına sahip olmaktadır. Tam da bu noktada elde edilen bilginin (güvenilir ellerde olsa dahi) "güvenilir ortam"da saklanma ihtiyacı belirmektedir.
Sanal dünyada güvenilir ortam var mıdır ya da bilgiyi nasıl saklamalıyız?
Aslında soruya tersten yaklaşırsak çözüme ulaşmamız çok daha kolay olabilir: Kaynak kodları halka açık (public) olmayan ve aynı zamanda özgür (free/freedom) olmayan bir işletim sistemi kullanıyor olmamız halinde sistemin üreticilerine doğrudan/dolaylı olarak sonsuz güven duyuyoruz ve arka kapılar (backdoors) vasıtası ile büyük olasılıklı bilgilerimizi paylaşıyoruz demektir. Konu hakkında daha geniş bilgiye kullandığınız işletim sisteminin ismi ile birlikte "backdoor" kelimesini internette aratarak ulaşabilirsiniz, sonuçlara siz de şaşıracaksınız.
Kısa ve öz belirtmek gerekirse bilgi ancak açık kaynak kodlu (özgür) işletim sistemlerinde güvenle saklanabilir. İşte bu sebeple pek çok devlet kendi milli işletim sistemlerini açık kaynak kodlu özgür yazılımlar üzerine kurmaktadır: Çin, Hindistan, Rusya Linux temelli özgün işletim sistemleri kullanmaktadır. Örneklemek açısından halihazırda Rusya Ordusu ve İstihbarat Teşkilatı tarafından kullanılan işletim sisteminin ismi Astra Linux'tur ve üst seviye gizli verilerin saklanmasında kullanılmaktadır. Ocak 2018'de alınan bir kararla da Astra Linux'un tüm Rus Savunma birimlerindeki yegane işletim sistemi olarak yer alması karara bağlanmıştır: https://spbit.ru/news/n119990
Türkiye'nin Tübitak tarafından geliştirilen milli işletim sisteminin ismi ise Pardus (https://www.pardus.org.tr). Lakin 2005 yılında ilk sürümü yayınlanan Pardus'a geliştirme sürecinde yeterli destek sağlanamaması sebebi ile Pardus zayıf kaldı ve 2013 yılında sürümleri de sekteye uğradı. Son dönemlerde tekrar yeni bir ivme ile çalışmalar yeşertilmeye başlanmakla birlikte yine de Türkiye'nin başta devlet kurumlarına yayılmış net bir Milli İşletim Sistemi ya da Milli Yazılım politikası maalesef yoktur veya oldukça cılız düzeydedir.
Tam Bağımsız Türkiye hiç kuşkusuz öncelikle ekonomisi tam bağımsız bir Türkiye demektir. Yeni Mesaj kadrosunun uzun yıllardan beri Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli üzerinde ısrarı da tam da bu sebepledir. Benzeri şekilde bilgi teknolojilerindeki bağımsızlığımız da ancak yine açık kaynak kodlu özgür ve millileştirilmiş bir işletim sistemi ile mümkün olabilir ve böylesi bir çalışma da yine Tam Bağımsız Türkiye diyen kadrolar ile ancak mümkün olabilecek görünmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cem Kayalı / diğer yazıları
- Borsa İstanbul’da yeni düzenleme şart / 11.02.2021
- Borsa İstanbul’un küçük yatırımcıları / 06.01.2021
- Atı alan İngiltere sadece Üsküdar’ı geçmedi! / 05.01.2021
- Hemen barış, şimdi barış; savaşma barış! / 22.10.2020
- Buğdayda beklenmeyen düşüş / 31.08.2020
- Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına çağrı-III / 05.08.2020
- Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz / 23.07.2020
- Tartus’u anlamadan Akdeniz’i anlamak / 12.07.2020
- Sadece ‘O’ bıkmadı! / 24.04.2020
- Kimdir Sayın Prof. Dr. Haydar Baş? / 17.04.2020
- Borsa İstanbul’un küçük yatırımcıları / 06.01.2021
- Atı alan İngiltere sadece Üsküdar’ı geçmedi! / 05.01.2021
- Hemen barış, şimdi barış; savaşma barış! / 22.10.2020
- Buğdayda beklenmeyen düşüş / 31.08.2020
- Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına çağrı-III / 05.08.2020
- Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz / 23.07.2020
- Tartus’u anlamadan Akdeniz’i anlamak / 12.07.2020
- Sadece ‘O’ bıkmadı! / 24.04.2020
- Kimdir Sayın Prof. Dr. Haydar Baş? / 17.04.2020