17 Şubat 2021 günü Rize Bölge İdare Mahkemesi'nde görülen davada Güneysu Gürgen deresinde inşaatı sürdürülen HES için yapılan itiraz, hazırlanan ikinci bilirkişi raporu dayanak gösterilerek reddedildi.
Davaya Güneysu halkı adına katılan Av. Remzi Kazmaz mahkemenin haksız bir karar verdiğini, üçüncü bilirkişi raporunun hazırlanması taleplerinin de kabul edilmediğini söyledi. Ayrıca yapılan HES'lerle derelerin suyunun tamamen kuruduğunu, dere yatağına salınması gereken yüzde 20 civarındaki suyun dahi salınmadığını, Cumhurbaşkanı'nın partisinin Rize kongresine geldiğinde, uğradığı Güneysu mahallesinde sırf o görsün diye dere yatağına su salındığını belitti. Davanın Danıştay'da takipçisi olacaklarını belirten Av. Kazmaz yapılan hukuksuzluğa isyan etti.
* * *
Kütahya'nın Simav ilçesinde vatandaşların altın arama alanlarını 91 hektardan 660 hektar alana genişletmek isteyen altın arama şirketine itirazları ve eylemleri devam ediyor. Genişletilmek istenen alanın tarım ve hayvancılıkla ilgilenen yöre halkına zarar vereceğini, tahrip edilen tarım arazilerinin geçimlerini sağladıkları hayvancılık ve tarım üretimini olumsuz yönde etkileyeceğini söyleyen vatandaşlar toplu eylem yapıp seslerini duyurmaya çalıştılar.
Yeni onaylanan yasa ile Türkiye'ye giren hayvan yemi cinsinin sayısı 50'ye yükseltildi. Yani Türk çiftçisi hayvanına GDO'lu yem yedirmek durumunda kalacak.
TOPLU EŞİTSİZLİK KÖTÜLÜK DOĞURUR
Bütün bu anlattıklarımız, verdiğimiz örnekler iktidarın vatandaştan yana değil güçlü şirketlerin sınırsız ihtiraslarından, kazanma hırslarından yana olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. İktidar sahiplerinin kulakları vatandaşın feryatlarına karşı sağır, gözleri yaptıkları eylemleri görmezden gelerek kör durumda… Kısaca iktidar üç maymunu oynuyor. Yapılan itirazlar, hukuk önünde tek güvendikleri dal olarak ellerinde kalıyor. Yürüttükleri hukuki mücadele güçlü firmalarla karşı karşıya geldikleri mahkemelerde aleyhlerine sonuçlanıyor.
"Toplumdaki toplu eşitsizlik kötülük üretir. Kim çok güçlü olursa kibirli olur, amaçları asil olsa bile…" Amin Maalouf söylüyor bunları.
Bir de Milli Ekonomi Modeli'nde Prof. Dr. Haydar Baş hocamız ne söylemiş ona bakalım:
"Devleti küçültüp piyasayı birkaç sermaye gurubunun eline bırakan kapitalist anlayışların aksine modelimizde devlet, halkı adına, yeri gelip onların önünü açan, yeri gelip onları koruyup kollayan, hamisi olan kâinat devleti olan devlettir."
DEĞERLER SİSTEMİNİ HİÇE SAYMAK
1983 seçimleri öncesinde yine anayasa oylaması vardı. 1980 darbesi lideri Kenan Evren 1982 Anayasası'nın arkasında olduğunu ilan etmiş "Ben anayasaya kefilim" demişti. Anayasa oylandı oyların yüzde 91,37'si EVET çıkınca sonuç, darbenin lideri Kenan Evren'in aldığı oyla kamuoyunda güven tazelediği izlenimi yarattı. Kamuoyu Kenan Evren'i aklamıştı. Peki ya (Kamu vicdanı?)
Aynı Kenan Evren Paşa 1983 seçimlerinden bir gün önce tek kanallı devlet televizyonunda ekrana çıkıp halktan, Milliyetçi Demokrasi Partisi'ne (MDP), onun eski bir general olan bu göreve 12 Eylül darbeci generalleri tarafından getirildiği bilinen lideri Turgut Sunalp'e destek vermesini istedi. İma ettiği şey bu sefer MDP'ye kefil olduğu idi. Kenan Paşa bu kadarla yetinseydi belki de sorun çıkmazdı. Ancak yetinmedi ve halkın değer sistemine uymayan bir davranış sergileyip durduk yerde ANAP ve onun lideri Turgut Özal'ı kötüledi. Hatta daha da ileri giderek Özal'ı yalancılıkla suçlamanın yanı sıra Özal'a ve ANAP'a oy verilmemesini istedi.
Medyayı da arkasına alan Turgut Sunalp'in seçimleri kazanacağına kesin gözü ile bakılıyordu.
Türk halkının ne yüzlerce yıllık demokrasi geleneği vardı, ne kamuoyunu bir gecede değiştirebilecek herhangi bir toplumsal değişim refleksi, ne de ANAP'ın bir gecede yıldızının parlamasını sağlayacak herhangi bir taktiği.
O gece gerçekleşen, değerler sisteminin hiçe sayılması karşısında seçmenin duyduğu öfkenin tetiklenmesi ile seçmenlerin daha evvel yüzde 91,37 ile akladığı darbeci Paşa'nın oylarına ve ülkenin geleceğine ipotek koymasına tahammül edememiş olmalarıydı.
Halk bir an bile tereddüt etmeksizin o yalancı(!) Turgut Özal ve partisini yüzde 45,14 oyla 211 milletvekili vererek tek başına iktidara taşımıştı.
İktidar sahipleri toplumun genel değerler sistemini hiçe sayarak vatandaşların feryatlarını duymazdan, toplumdaki eşitsizliği görmezden gelip üç maymunu oynarlarsa kamuoyu araştırmalarında düşen oy oranlarının yanında KAMU VİCDANI'nda da mahkûm olacaklarını yakın tarih örneklerini inceleyerek görebilirler.
Hiç kimse toplumun değer yargılarını yok sayarak kamu vicdanını yaralayacak eşitsizlik, adaletsizlik ile sonuçlanacak eylemlere imza atmasın. Vatandaş cezayı kesiyor. Ben değil tarih böyle söylüyor.
- Nuh'un gemisi / 08.07.2021
- Hz. Ali’nin adaleti / 03.06.2021
- İnsan-ı Kamil / 27.05.2021
- ‘Ben yoksulluktan sararmıştım, Yoksulların derdi beni soldurdu’ / 25.05.2021
- İnsanın derdi / 24.05.2021
- Sosyal çürüme ve yozlaşma / 01.04.2021
- Salihlerin süsü / 29.03.2021
- İmam Zeynelâbidîn’in duası / 22.03.2021
- Kadınlarımızın kurtuluşu / 15.03.2021