Tarihi uyarı: Bu vebali kimse ödeyemez!

Lübnan'a asker gönderme tezkeresini bugün oylayacak olan vekillere Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş tarihi bir uyarıda bulundu: BOP taşeronluğu olan ve nihai olarak Türkiye'yi hedef alan böyle bir tuzağa "evet" demenin vebalini kimse ödeyemez.

 

 

Türkiye'yi ateşe atacaklarBağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bugün Meclis'te oylanacak olan Lübnan'a asker gönderme tezkeresi öncesinde vekillere önemli ikazlarda bulundu. Partisinin Başkanlık Divanı toplantısında konuyu değerlendiren Baş, "Lübnan'a asker göndermek, ABD ve İsrail'in Büyük Ortadoğu Projesi'ne taşeronluk yapmaktır. Türk askerinin Lübnan bataklığına gönderilmesine "evet" demek, nihai olarak Türkiye ile İran'ı karşı karşıya getirerek hedeflerine ulaşmaya çalışanların, Türkiye ve bölge üzerinde hesabı olanların ekmeğine yağ sürmektir" dedi. Lübnan'a gönderilecek gücün ana görevinin Hizbullah'ı silahsızlandırmak olduğunun altını çizen Baş, "bu tehlikeli görevi Türk Silahlı Kuvvetleri'ne verecekler. Yani bizi ateşin içine atacaklar. Türkiye olarak bu oyuna gelmemeliyiz" diye konuştu. Vekillere büyük görev düşüyorHükümetin iddialarının aksine, Lübnan'a gönderilecek BM gücünün misyonunu, 1701 nolu kararın maddelerinden örnekler vererek açıklayan Baş, "bu görev, vatanını ve namusunu savunan Lübnan'daki kuvvetlerin elini kolunu bağlamayı amaçlamaktadır. Eğer burada silahsızlandırılması gereken birisi varsa o da vatanını savunanlar değil, başkalarının topraklarını işgal edenlerdir. Sayın Başbakan "komşudaki yangını" bahane ederek Lübnan'a asker göndermeye kılıf arıyor. Ama sayın Başbakan önce kendi ocağındaki ateşi söndürsün. Her gün gelen şehit cenazelerine bir çare bulsun" diye konuştu. Baş, "bu tehlikeli tuzağa düşmeme noktasında vekillerimize büyük görev düşüyor. Verecekleri oylarla hem vicdanlarının ne kadar bağımsız olduğunu gösterecekler, hem de Türk milletinin kaderini tayin edecekler" dedi.Perde arkasında Türkiye-İran savaşı varLübnan'daki olayların perde arkasını da değerlendiren BTP lideri Baş şunları söyledi: "Şu anda Lübnan'da zuhur eden hadiselerden ziyade perdenin arkasını da görerek bir Türkiye - İran savaşının kurgulandığını görüyorum. Silahlı gücümüzün Lübnana gönderilmesinin hiç de doğru olmadığı aşağı - yukarı insanlarımızın  tamamında bir bilinç haline gelmiştir. Ama iktidar kendi niyet ve maksadını harekete geçirmek için ille de biz silahlı gücümüzü Lübnan'a göndereceğiz diye bir inat içine girmiş durumdadır. Asker göndermek iflas adımıHükümetin asker gönderme kararını zarar adımı, iflas adımı olarak niteleyen Baş, Lübnan'da yaşanan olayların analizini yaptı. Lübnan olayının BOP'un bir parçası olduğunu vurgulayan BTP lideri Baş, ilan edilen ateşkesin nedeni olarak İsrail'in Hizbullah karşısında aldığı ağır yenilgiyi gösterdi ve şunları söyledi:İsrail kaçmaktan başka çare bulamadı. Ateşkesin asıl nedeni İsrail'in  muvaffak olamamasıdır. Eğer muvaffak olsaydı Lübnan'ın tamamında taş taş üstünde bırakılmayacaktı." "Lübnan'ın tamamen işgali niyetiyle başlayan saldırılar Hizbullah direnişi nedeniyle amacına ulaşamadı" diyen Baş şöyle devam etti: "Durum böyle olunca İsrail'in korunması gündeme geldi. BM de bu görevi üstlendi. Şimdi böyle bir manzara karşısında BM, ABD'nin hissiyatına tercüman olarak Güney Lübnan bölgesindeki Hizbullah teşkilatını kontrol altına almak istedi. Barış gücü gönderilmek istenmesinin tek sebebi budur. İşgal edilen toprak Lübnan'dır." Kendi çocuklarını göndersinlerAKP hükümetinin lübnan'a asker gönderme kararıyla ilgili dikkat çeken açıklamalar yapan Prof. Dr. Baş, BM'nin 1701 nolu kararından bazı maddeleri okuyarak, BM Barış Gücü'nün "Hizbullah'ı silahsızlandırmak" görevinin altını çizerek şunları söyledi: "BM'nin kararı bu şekilde, peki bu görevi kim yerine getirecek. Bu silahsızlandırma görevini de TSK'ya verecekler, yani bizi ateşin içine atacaklar.Şimdi eğer bunda Türkiye'nin menfaati vardır diye siyasilerimiz söylüyorsa çocuklarını AEBD'de okutmayı bıraksınlar, kendi çocuklarını oraya göndersinler.BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş asıl hedefin İran ile Türkiye'nin karşı karşıya getirilmesi olduğunu belirterek şu hususlara dikkat çekti: Hizbullah'ın arkasındaki gücü Türkiye'de, dünyada bilmeyen yoktur. O güç İran'dır. Türkiye ve İran arasında bir savaşın çıkması kurgulanıyor. İşçisine - memuruna % 3'ten fazla zam veremeyen  iktidar bir çöküntü döneminde bir de kalkıp da savaşın içine Türkiye'yi atarsa bu iktisadi olarak Türkiye'nin bitmesi demektir."