Hükümet durmadan tarımda iyileşmeye yönelik üretimi arttırıcı destekleme paketleri açıklayıp duruyor. Bu açıklamalar yıllardan beri yapılıyor ama tarımda bir iyileşme olmamasına rağmen sürekli küçülme ve batışa doğru bir gidiş yaşanıyor. Şeytan bunun neresinde?
Mesela Sayın Başbakan Binali Yıldırım, 14 Ekim 2016'da İzmir Ödemiş'te "Milli Tarım Projesi"ni açıklarken "çiftçinin kullandığı mazotun yarısı bizden" demişti. O tarihte mazotun litresi 3 lira 70 kuruştu. Şimdilerde mazot 5 TL'nin üzerinde. Başbakan'ın bu vaadi ve sözü ne oldu? Böyle sözler ve vaatler buhar olup yok olmaya mahkûm sevgili okurlar. Bu kafayla bu gidişle vaatlerin ve sözlerin hiçbiri yerine gelmez ve gelemez. Milleti, köylüyü, çiftçiyi kandırma ve oyalama taktikleri ile tarım yok olmaya doğru gider.
Yıllardan beri bu sütunlarda yazdık, çizdik ve söylüyoruz. Bu sömürgeci kapitalist ekonomi anlayışı ile bu kafa ile bu işler hallolmaz. Gün geçtikçe fakirleşir battıkça batarız. Ülkemizde yıllardan beri uygulanan ekonomik programlar hep zenginin daha fazla zengin olmasından yana. Bankaların daha fazla kazanmasından yana. Kapitallerin daha fazla sömürmesinden yana. Milleti, köylüyü düşünen ve onun kalkınmasını, zengin olmasını sağlayacak tek bir model var. O da Milli Ekonomi Modeli. Rusya'yı ayağa kaldıran dünya lideri yapan bu model, halkın kalkınması ve zengin olmasından yana, geliri adil gelir dağılımı ile tabana yayan bir model. Sürekli büyümeden yana, veren el olmayı amaçlayan ve tabanı zengin kılan bir model. Bu model "Bir kişiye tam dokuz/Dokuz kişiye bir pul" modeli değil. Eşitlikçi, adaletten yana, herkesin ama herkesin zengin kılınacağı bir model. Bu model bir Halil İbrahim sofrası cömertliği ile Hz. İmam Ali'nin ve Hz. Yusuf Aleyhisselam'ın uyguladığı bir model. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi ile temellerini attığı bir model. Bu modelde zenginlik var cömertlik var, veren el olma var, insanca yaşam var, dünyada cenneti yaşamak var...
Tekrar tarıma ve başa dönecek olursak; Başbakanımızın söylediği şekliyle çiftçiye mazotu yarı parasına veremez. Çünkü uyguladığı kapital sistem ona müsaade etmez. Ülkede petrol yok derler ama gider Meclis'ten petrol yasası çıkarırlar ve ülkeyi yabancı firmalara haraç-mezat peşkeş çekerler. Maden kanundaki garabete bakar mısınız? Yüzde 98'i yabancı firmanın, yüzde 2'si devletin? Dünyada böyle global devletler tarafından sömürülen ikinci bir ülke bulamazsınız sevgili okurlar.
Devletin hiçbir gelir kalemi yok? Ülkede tek kazanan bankalar... Devlet dahil herkes bankaların kulu ve kölesi... Geliri kalmayan devlet, vergi-zam ve cezadan başka hiçbir şey bilmiyor... Zalimliğin ve zulmün dik alası... Yandaş memnun ve onları iktidara taşıyanlar büyük bir yüzsüzlükle alkışlarda...
Tekrar tarıma dönecek olursak; en büyük girdi maddesi mazotu bu ülkede ucuzlatmadıktan sonra bu ülkede tarım ayağa kalkmaz ve çiftçi para kazanamaz. Bunun tekrar tekrar altını çizelim. Bu işi kotaracak olan ve bu milleti madenlere ortak edecek olan ve belki de çiftçiye mazotu bedava verecek olan; Milli Ekonomi Modeli ile sevgili Haydar Baş Hocamızdır.
Eninde sonunda bu millet onun kapısına sürünerek gidecektir. Hep beraber göreceğiz...
Mesela Sayın Başbakan Binali Yıldırım, 14 Ekim 2016'da İzmir Ödemiş'te "Milli Tarım Projesi"ni açıklarken "çiftçinin kullandığı mazotun yarısı bizden" demişti. O tarihte mazotun litresi 3 lira 70 kuruştu. Şimdilerde mazot 5 TL'nin üzerinde. Başbakan'ın bu vaadi ve sözü ne oldu? Böyle sözler ve vaatler buhar olup yok olmaya mahkûm sevgili okurlar. Bu kafayla bu gidişle vaatlerin ve sözlerin hiçbiri yerine gelmez ve gelemez. Milleti, köylüyü, çiftçiyi kandırma ve oyalama taktikleri ile tarım yok olmaya doğru gider.
Yıllardan beri bu sütunlarda yazdık, çizdik ve söylüyoruz. Bu sömürgeci kapitalist ekonomi anlayışı ile bu kafa ile bu işler hallolmaz. Gün geçtikçe fakirleşir battıkça batarız. Ülkemizde yıllardan beri uygulanan ekonomik programlar hep zenginin daha fazla zengin olmasından yana. Bankaların daha fazla kazanmasından yana. Kapitallerin daha fazla sömürmesinden yana. Milleti, köylüyü düşünen ve onun kalkınmasını, zengin olmasını sağlayacak tek bir model var. O da Milli Ekonomi Modeli. Rusya'yı ayağa kaldıran dünya lideri yapan bu model, halkın kalkınması ve zengin olmasından yana, geliri adil gelir dağılımı ile tabana yayan bir model. Sürekli büyümeden yana, veren el olmayı amaçlayan ve tabanı zengin kılan bir model. Bu model "Bir kişiye tam dokuz/Dokuz kişiye bir pul" modeli değil. Eşitlikçi, adaletten yana, herkesin ama herkesin zengin kılınacağı bir model. Bu model bir Halil İbrahim sofrası cömertliği ile Hz. İmam Ali'nin ve Hz. Yusuf Aleyhisselam'ın uyguladığı bir model. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi ile temellerini attığı bir model. Bu modelde zenginlik var cömertlik var, veren el olma var, insanca yaşam var, dünyada cenneti yaşamak var...
Tekrar tarıma ve başa dönecek olursak; Başbakanımızın söylediği şekliyle çiftçiye mazotu yarı parasına veremez. Çünkü uyguladığı kapital sistem ona müsaade etmez. Ülkede petrol yok derler ama gider Meclis'ten petrol yasası çıkarırlar ve ülkeyi yabancı firmalara haraç-mezat peşkeş çekerler. Maden kanundaki garabete bakar mısınız? Yüzde 98'i yabancı firmanın, yüzde 2'si devletin? Dünyada böyle global devletler tarafından sömürülen ikinci bir ülke bulamazsınız sevgili okurlar.
Devletin hiçbir gelir kalemi yok? Ülkede tek kazanan bankalar... Devlet dahil herkes bankaların kulu ve kölesi... Geliri kalmayan devlet, vergi-zam ve cezadan başka hiçbir şey bilmiyor... Zalimliğin ve zulmün dik alası... Yandaş memnun ve onları iktidara taşıyanlar büyük bir yüzsüzlükle alkışlarda...
Tekrar tarıma dönecek olursak; en büyük girdi maddesi mazotu bu ülkede ucuzlatmadıktan sonra bu ülkede tarım ayağa kalkmaz ve çiftçi para kazanamaz. Bunun tekrar tekrar altını çizelim. Bu işi kotaracak olan ve bu milleti madenlere ortak edecek olan ve belki de çiftçiye mazotu bedava verecek olan; Milli Ekonomi Modeli ile sevgili Haydar Baş Hocamızdır.
Eninde sonunda bu millet onun kapısına sürünerek gidecektir. Hep beraber göreceğiz...
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023