Her geçen gün, her geçen yıl biraz daha hırçınlaşıyor, vahşileşiyor, hayasızlaşıyor ve haydutlaşıyor... Bütün bir gayreti diğer dişlerinin de sağlam olduğunu ispata yönelik.
Hal diliyle, icraatlarıyla hem de övünerek şunu diyor:
"Benim adımı 'tek dişi kalmış canavar' koyanları utandıracağım. Tek dişli değil, bütün dişleri ile iş görebilen, mesela insan yiyebilen bir canavar olduğumu tüm dünyaya ispat edeceğim".
Bizim İstiklal Marşı'mızda yer alan; "Tek dişi kalmış canavar" tanımlaması, o medeniyetin harcı, kuruluşu, hangi temeller üzerinde yükseldiği konusunda yeterli ipuçları veriyor aslında... O medeniyetin mensupları "canavarlığı" bir madalya gibi boyunlarında taşımaktan zevk alıyorlar. Tek itirazları var; tek dişli değil çok dişli oldukları noktası.
Bugün İslam coğrafyasında yaşanan vahşet, dehşet, hayâsızlık ve haydutluğun binbir çeşidi; hiç mübalağasız, boynu sivri sivri haçlarla donatılmış korkunç bir canavarla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Öyle bir canavar ki; sadece ve sadece Müslüman kanı ile besleniyor ve kanı eksik kaldığı zaman kuduruyor.
İşin tuhaflığına, işin garabetine bakın ki; geçmişte ve günümüzde Müslüman kanı ile beslenen söz konusu medeniyetin mensupları, kapımızın önüne kadar sokulup "niçin hayvanları kurban ediyorsunuz?" diye horlamalarını sürdürüyorlar.
Kurban ibadetimizi dillerine dolayarak bu bir vahşettir, dehşettir diye terter tepinenlerin salyalı ağızlarından, kazma dişlerinden Iraklı Müslümanların kanları damlıyor, midelerinde masum bebeklerin kolları, bacakları dolaşıyor. Yavuz hırsız evsahibini bastırır kabilinden bağırıp çağırıyorlar ki; kendi canilikleri örtbas olsun. Beslediğiniz fino köpeklerinizi, Müslüman Türk milletinin eşiğinin dibine kadar, camiinin önüne kadar gönderip nöbetleşe horlatıyorsunuz, belki burada dikkatleri de dağıtıyorsunuz da, Filistin'de çatırdayan kemikleri, Irak'ta sele dönüşen Müslüman kanını nasıl gizleyeceksiniz?
İster tek dişli olsun, ister çok dişli... Canavar canavardır. Yaklaşmayın ısırır.
Hal diliyle, icraatlarıyla hem de övünerek şunu diyor:
"Benim adımı 'tek dişi kalmış canavar' koyanları utandıracağım. Tek dişli değil, bütün dişleri ile iş görebilen, mesela insan yiyebilen bir canavar olduğumu tüm dünyaya ispat edeceğim".
Bizim İstiklal Marşı'mızda yer alan; "Tek dişi kalmış canavar" tanımlaması, o medeniyetin harcı, kuruluşu, hangi temeller üzerinde yükseldiği konusunda yeterli ipuçları veriyor aslında... O medeniyetin mensupları "canavarlığı" bir madalya gibi boyunlarında taşımaktan zevk alıyorlar. Tek itirazları var; tek dişli değil çok dişli oldukları noktası.
Bugün İslam coğrafyasında yaşanan vahşet, dehşet, hayâsızlık ve haydutluğun binbir çeşidi; hiç mübalağasız, boynu sivri sivri haçlarla donatılmış korkunç bir canavarla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Öyle bir canavar ki; sadece ve sadece Müslüman kanı ile besleniyor ve kanı eksik kaldığı zaman kuduruyor.
İşin tuhaflığına, işin garabetine bakın ki; geçmişte ve günümüzde Müslüman kanı ile beslenen söz konusu medeniyetin mensupları, kapımızın önüne kadar sokulup "niçin hayvanları kurban ediyorsunuz?" diye horlamalarını sürdürüyorlar.
Kurban ibadetimizi dillerine dolayarak bu bir vahşettir, dehşettir diye terter tepinenlerin salyalı ağızlarından, kazma dişlerinden Iraklı Müslümanların kanları damlıyor, midelerinde masum bebeklerin kolları, bacakları dolaşıyor. Yavuz hırsız evsahibini bastırır kabilinden bağırıp çağırıyorlar ki; kendi canilikleri örtbas olsun. Beslediğiniz fino köpeklerinizi, Müslüman Türk milletinin eşiğinin dibine kadar, camiinin önüne kadar gönderip nöbetleşe horlatıyorsunuz, belki burada dikkatleri de dağıtıyorsunuz da, Filistin'de çatırdayan kemikleri, Irak'ta sele dönüşen Müslüman kanını nasıl gizleyeceksiniz?
İster tek dişli olsun, ister çok dişli... Canavar canavardır. Yaklaşmayın ısırır.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024